Bu yazı Investing.com için özel olarak kaleme alınmıştır.
10 yıllık da dahil olmak üzere tahvil faizlerinin ve ABD dolarının bu hafta kayda değer bir düşüş yaşamalarıyla birlikte, faiz getirisi olmayan varlıkları tutmanın fırsat maliyeti de azaldı. Altın ve gümüş sonuç olarak hayata döndü. Bu seferki sürdürülebilir bir toparlanma mı olacak, yoksa değerli metaller için yine boş bir beklenti mi?
ABD doları Perşembe günü euro, sterlin ve Kanada doları gibi paralar karşısında ufak bir kazanım elde etmiş olsa da, özellikle de ABD'den gelen verilerin güçlülüğü düşünüldüğünde zayıf bir hafta geçirdi. Son haftalarda ABD ekonomisinden çok sayıda iyi haber geldi. Tarım dışı istihdam, TÜFE ve perakende satışlar gibi figürler oldukça güçlüydü. Banka kazançları da beklentilerin üzerine çıktı. Ancak tüm bunlara rağmen, ABD tahvil faizleri düşüşe geçerek doları da aşağı çekti.
Sonuç olarak, Dolar Endeksi Mart'ta elde ettiği kazanımların büyük bölümünü geri verdi. Dolar tüm majör dövizler karşısında değer kaybederken, devam eden risk rallisiyle birlikte gelişmekte olan piyasa dövizleri ve emtia dolarları en iyi performansı kaydetti. Reflasyon işlemleri de ABD'nin majör hisse endeksleriyle birlikte ham petrol ve bakır fiyatlarını bu hafta yükseltti. Tahviller bile son dönemdeki keskin düşüşün ardından bir miktar talep buldu ve bunun sonucunda tahvil faizleri düştü. Bu sayede altın ve gümüş gibi faiz getirisi sunmayan varlıklarda keskin bir toparlanma yaşandı.
Nihayetinde, yatırımcılar ABD verilerinde ya da enflasyondaki kısa vadeli güçlenmeden pek endişelenmemiş gibi görünüyor. Bunun yerine, ekonomi bir toparlanma sürecinde olduğu için memnunlar ve reflasyon işlemlerine (hisseleri al, doları her şeye karşı sat) yöneliyorlar. Bu süreç bana hisselerin, kripto paraların, altının, gümüşün, bakırın ve yabancı dövizlerin hepsinin yükselişe geçtiği, her şeyin taban yaptığı Mart 2020'deki trendi hatırlatıyor. Hisse piyasaları için bu trendde neredeyse bir duraklama olmadı, ancak doların ilk çeyrekte güçlü bir geri dönüş yapmasıyla birlikte, döviz piyasaları farklı bir yönü işaret ediyor gibi göründü. Ancak bu ayın ve çeyreğin başında, döviz yatrımcıları bir kez daha hisse piyasalarını ve reflasyon işlemlerini takip etmeye karar vermiş gibi görünüyor.
Tamamen teknik bir bakış açısından ise, aşağıdaki düşen kama modelinden uzun süreli konsolidasyonu nihayet çözmüş olan gümüş bir kez daha ilgi çekici görünüyor:
Şimdi bir kez daha büyük bir ralli mi gerçekleştirecek, yoksa bu da yine boş mu çıkacak bekleyip görelim.
Düşen kama yükseliş eğilimli bir devamlılık modeli ve gümüşün bu modelden çıkış yapması teknik açıdan çok iyi bir boğa gelişmesi.
Eğer çıkış tutunabilirse, gümüş ilk olarak 26,65 dolara doğru, sonrasında ise 28,40 ve potansiyel olarak 30 dolara doğru tırmanabilir. Kısa vadede kilit destek şu an çıkışın zemini olan 25,50 dolar civarında ve bu seviyenin altında 200 günlük basit hareketli ortalama 21 günlük üssel hareketli ortalamayla birleşiyor. Çıkış öncesinde görülen düşük seviye 24,70 dolarda ve şimdi bu seviye, boğaların kuma çektiği çizgi konumunda. Eğer gümüş 24,70 doların altına inerse, son çıkış denemesini yine başarısız olduğunu onaylamış olur.
Nihai olarak, piyasa enflasyonun kontrolden çıkmadığına ikna olmuş gibi görünüyor ve bunun sonucunda yatırımcılar para politikasında beklenenden daha kısa sürede bir sıkılaşmaya yönelik bahislerinden çıkıyor. FED Başkanı Jerome Powell ekonomi hakkında iyimser olsa da, enflasyondaki yükselişin büyük ihtimalle geçici olduğunu düşündüğünü açık bir şekilde dile getirmişti. Eğer bu trend devam ederse, tahvil faizlerinin daha da düşerek altın ve gümüşe yönelik iştahı artırmalarına tanık olabiliriz. Uzun vadede hala, tahvil faizlerinin yönü ne olursa olsun gümüşün 30 doların çok üzerine doğru ilerleyebileceğine inanıyorum. Bunun sebebi de, temiz enerjiye yönelik küresel trendin güçlenmesiyle birlikte güneş panellerinin geliştirilmesi gibi, metale yönelik endüstriyel talebin zaman içinde artacağına yönelik beklentiler.