Altındaki elden çıkarma sona erdi mi?
Benim görüşüm de sizinki gibi sadece bir tahmin—ancak özellikle de artık bugün resmen göreve başlayacak olan Biden yönetiminde ciddi miktarda ek mali harcamaların beklenmesiyle birlikte, kanıtlar artık bunun bir soru olmadığına işaret ediyor.
Enflasyona karşı korunma sanatını başarılı bir şekilde icra edenler için, geçtiğimiz iki haftadaki gelişmeler en hafif tabiriyle rahatsız ediciydi. Siyasi ya da ekonomik, çoğu kriz dönemlerinde en güvenli varlıklardan biri olan altın, Kasım ayının ikinci yarısından bu yana geçirdiği en kötü iki haftada %3,5 değer kaybetti.
İki ay önce yaşanan düşüş COVID-19 aşılarındaki gelişmeler sonrasında piyasalardaki risk iştahına yönelik anlaşılabilir bir reaksiyon olsa da, son elden çıkarma ve süresi baştan itibaren şüpheli göründü.
Son iki haftada altında görülen zayıflığın sebebi büyük oranda, başta 10 yıllık Hazine tahvili olmak üzere ABD tahvil gelirleriydi. Senato'nun Demokratlar'ın kontrolüne geçerek Biden'ın belirlediği ajandayı istediği şekilde uygulamasına imkan vermesiyle birlikte, faiz getirisi olmayan altın teşvik rallisini şaşırtıcı bir şekilde 10 yıllık tahvil gelirine kaptırdı.
Piyasalarda her hareket, ne kadar saçma görünürse görünsün açıklanmalı ve gerekçelendirilmelidir. Tahvil gelirlerindeki sıçrama da buna dahil.
Bu hareketin arkasında tacirlerin; ekonomiyi ve istihdam piyasasını canlandırarak nihayetinde enflasyonu yükseltecek yeni ekonomik teşviğin faiz oranlarında bir artışa yönelik baskı yaratacağına dair beklentileri vardı. Bir anda, Biden yönetiminde salgınla mücadele için yapılacak trilyonlarca dolarlık harcamadan en büyük fayda sağlayanlar, enflasyona karşı kanıtlanmış koruma olan altın değil, tahvil gelirleri, dolar ve hatta Bitcoin oldu.
Tahvil gelirlerinin neredeyse iki katına yükseldiği haftada, FED üyeleri ekonomi ya da maaş enflasyonunun yakın zamanda teşviklerde bir azaltma ya da faiz oranlarında bir artış gerektirecek kadar güçlü olabileceği ihtimalini reddetti. Tahvil tacirleri FED'in dilinden etkilenmezken, yılın başında dolarda bir aşırı satılma hisseden döviz piyasası tacirleri altıncıların keyfini bozmaktan memnundu.
Bu yazının kaleme alındığı an itibariyle dolar gücünün bir kısmını kaybetti ve Dolar Endeksi üst üste üçüncü günlük düşüşle 90,31 seviyesine geriledi.
Buna uygun bir şekilde, New York COMEX'teki altın vadeli işlemleri ons başına 1.850 doları aşarak yaklaşık bir haftalık bir zirveye ulaştı. ABD'de Martin Luther King tatilindeki sınırlı işlem hacmi sebebiyle sözleşme henüz Pazartesi günü 1.804 dolara yakın bir seviyeye gerilemişti. Geçtiğimiz iki haftadaki kıyımın öncesinde, altın vadeli işlemleri Ocak ayının ilk haftası sonlanırken neredeyse 1.963 dolar seviyesindeydi ve Ağustos'ta gördüğü yaklaşık 2.090 dolarlık rekor zirvelerin sadece 130 dolar uzağındaydı.
Kolkata, Hindistan merkezli SK Dixit Charting'den altın teknik analisti Sunil Kumar Dixit'e göre altın vadeli işlemleri şu an 1.890 dolar seviyesi için bir deneme gerçekleştirebilir.
"Fiyat 1.828 - 1.838 doların üzerinde kaldığı sürece tacirler 4 saatlik grafikte 1.870 dolar seviyesinde bulunan 200 günlük basit hareketli ortalamayı ve günlük grafikteki 50 günlük hareketli ortalamayı kovalayacak. Eğer bu seviye hacim desteğiyle birlikte yeterli alım bulursa, kısa vadede bir dönüm noktası olabilecek 1.890 dolar seviyesini takip edin. Ayrıca, stokastik Göreli Güç İndikatörü günlük ve dört saatlik zaman çerçevelerinde pozitif durumda."
Peki, dolar/altın oyununda son iki haftadan farklı olarak ne değişti? Esasen hiçbir şey. Sadece bu sefer ekonomiyi ciddi bir şekilde canlandırma mesajı Biden'ın Hazine Bakanlığı için seçtiği isim olan Janet Yellen'dan geldi. Eski FED Başkanı Yellen'a ve tacirlere sağlıyor gibi göründüğü, tahvil piyasasının aradığı ekonomik iyileşmenin kilidi olabilecek olağanüstü kararlılığına geri döneceğiz.
Ancak şimdilik, altının orta ve uzun vadede 1.900 dolar ve ötesini görmesini sağlayacak momentumu geri kazanma, ya da enflasyon karışımının unutulan üvey evladı olma rolüne geri dönme ihtimalini aşağıdaki faktörler belirleyecek.
1. ABD Bütçe Açığı ve Borcu
Albright Investment Group'tan Victor Dergunov önemli bir notkaya dikkat çekiyor: 10 yıllık tahvildeki mevcut %1,1'lik gelirle birlikte, ABD için yıllık hizmet ödemeleri yaklaşık 370 milyar doları bulacak.
Şu an milli borç 28 trilyon dolara yaklaşıyor ve ABD'nin toplam borç/GSYİH oranı tam %146 seviyesinde.
ABD federal bütçe açığı, Trump yönetiminin geçen yılki 3 trilyon doların üzerindeki COVID-19 teşviğini de eklersek şimdiden 4,5 trilyon dolar civarında.
10 yıllık tahvil geliri %2'ye yükselirse, 30 trilyon dolarlık milli borçla birlikte yıllık hizmet ödemeleri yaklaşık 660 milyar dolara ulaşır.
Dergunov'un da belirttiği şekilde, yıllık bütçe açıkları milli borcu giderek büyütmeye devam edecek ve yükselen Hazine tahvil gelirleri hizmet ödemelerinin artmasına neden olacak:
"Tahvil gelirlerinin ciddi bir yükseliş göstereceğini ya da uzun bir süreliğine yüksek seviyelerde kalacağını düşünmüyorum. Bunun sebebi de ABD'de inanılmaz boyutlara ulaşan milli ve toplam borç yükü. Ekonominin daha yüksek bir oranda ya da 'normalleşmiş' koşullarda makul bir büyüme gösterme ihtimali düşük.""Bu bütçe açığı miktarları aşırı yüksek seviyelerde ve bu devasa borç yükünün sürekli olarak ödenmesi gerektiğini unutmamalıyız."
2. Para Arzı (M2)
M2, M1'in tüm elementleriyle birlikte "para benzerlerini" de içeren bir para arzı hesaplamasıdır. M1 nakit ve banka hesaplarını içerirken, para benzerleri mevduat hesaplarını, para piyasası menkul kıymetleri, yatırım fonları ve diğer vadeli hesapları kapsar. Bu varlıklar M1'e kıyasla daha az likiditeye sahiptir ve borsalar için uygun değildir, ancak nakite ya da banka hesaplarına kolay bir şekilde dönüştürülebilirler.
ABD bir parasal genişleme döngüsünün görece başlangıç aşamalarında gibi görünse de, M2 bazı hala ciddi bir şekilde artabilir ve ülkeyi 2008/09 mali krizi günlerine geri döndürebilir.
İtibari parasal sistemdeki seyrelmeyle birlikte, yüksek enflasyon kaçınılmaz bir sonuç. Altın fiyatları uzun vadede parasal genişlemeyle çok güçlü bir korelasyona sahip. Son iki haftadaki düşüşe ve daha kısa vadeli iniş çıkışlara rağmen, sarı metalin fiyatının yakın gelecekte yükselişine yönelik güçlü bir argüman var.
3. Ekonomik İyileşme, Salgın Süreci ve İstihdam Piyasasında Kaydedilecek İlerleme
FED Başkanı Jay Powell geçen hafta karmaşık sinyaller verdi. Powell ilk olarak salgından bir toparlanmaya yönelik spekülasyonları reddetti. Ancak aynı zamanda "ABD ekonomisi konusunda iyimser olmak için birçok sebep var" ve "yakın gelecekte eski ekonomik zirveye geri dönebiliriz" dedi.
Bu da piyasalar için bir sorun yarattı: COVID-19 aşılarının yardımıyla ekonomi ne kadar hızlı bir şekilde toparlanabilir?
Aşı konusu ise bazı durumlarda iki şehrin hikayesi gibi: New York Belediye Başkanı Bill de Blasio şehrinde önümüzdeki hafta itibariyle aşı kalmayacağını söylerken, Florida'ya bağlı Tallahassee Vali Ron de Santis'in emriyle aşıları ölçüm sürecinde. Bu arada, Birleşik Krallık'ta görülen B.1.1.7. isimli yeni virüs çeşidi, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne (CDC) göre Mart ayına kadar dominant bir hale gelebilir.
Üçüncü çeyrekte gerçekleştirdiği toparlanmaya rağmen ABD ekonomisi hala zor durumda ve virüs kaynaklı hastaneye yatırılmaların ve ölümlerin sayıları son haftalarda yeni zirvelere ulaştı. Ocak 2020'den bu yana kaydedilen 23 milyondan fazla vaka ve 400 binin üzerinde ölümle ABD salgından en kötü darbeyi almış ülke konumunda olmaya devam ediyor.
İstihdam cephesinde, ABD'de korona virüs kaynaklı kapatmaların zirve döneminde Mart - Nisan 2020 arasında 21 milyondan fazla iş kaybı yaşandı. Mayıs'ta 2,5 milyonluk, Haziran'da ise 4,8 milyonluk iyileşme kaydedilmiş olsa da, bu iyileşme yavaşlamaya başladı. Eylül ve Ekim aylarında istihdamdaki artış 700 binin altında kaldı. Kasım ayında sadece 245 binlik artış görülürken, Aralık ayında, Nisan'dan bu yana ilk kez olmak üzere 140 binlik kayıp yaşandı.
İstihdam piyasasındaki zayıf trend 2021'de de devam etti ve 9 Ocak'la tamamlanan haftada işsizlik ödeneği için başvuran Amerikalılar'ın sayısı bir önceki haftaya göre %23'lük artışla 965 bine yükseldi.
Powell bunları kabul ediyor ve sadece maaş baskılarının enflasyonda yükselişe neden olabilecek seviyelere ulaşma ihtimalinin düşük olduğunun belirtiyor:
"Bakılması gereken diğer faktör de küresel talep eksikliği. Gelişmiş ekonomilerin çoğunda, krizin başladığı ülkelerde, çok düşük faiz oranları uygulanıyor ve faiz oranlarını artırmak için çok kısıtlı bir alan mevcut. Tüm bunlar bir süre daha devam edecek ve bildiğiniz gibi ABD ekonomisi dünyanın geri kalanıyla güçlü bir şekilde entegre durumda. Bu da önem arz edecek."
4. Yellen Faktörü
OANDA'nın Asya Pasifik Araştırmaları Bölümü Başkanı Jeff Halley'nin belirttiği şekilde, Wall Street Janet Yellen'dan daha fazla borçlanmanın ekonomiyi yüzyılın salgınından toparlamak amaçlı olduğu sürece sorun olmadığı güvencesini duymanın ardından hisse alma, dolar satma ve altını yükseltme işine geri döndü.
Yellen'ın Hazine Bakanı olarak atanmasının onaylanması amacıyla dün gerçekleştirilen Senato duruşmasındaki konuşması, "açgözlülük" kısmı hariç bir Gordon Gecko konuşmasının tüm cazibesine sahipti.
Yellen, en azından önümüzdeki dört yılda Biden'ın harcama ve ekonomik iyileşme ajandasını uygulamada önemli bir yol katedebilir. 74 yaşındaki eski FED Başkanı uzun bir ekonomi politikası deneyimine sahip ve hem Kongre'nin iki kısmı tarafından, he de uluslarası finans yetkilileri, ilerlemeciler ve iş dünyası tarafından saygı duyulan bir isim.
Biden aynı zamanda Yellen'a başka bir şey için ihtiyaç duyuyor—teşvik planı Senato'da hala bir dirençle karşılaşabilir.
Teşvik paketleri hala ABD bütçesinin bir parçası ve Senato'daki 100 koltuktan en az 67'sinin sağlandığı bir süper çoğunluk olmadan, sadece minimum 60 oyla aşılabilecek bir "uzlaştırma" süreci yaşanıyor (Demokratlar ve Cumhuriyetçiler şu an Senato'da 50'şer koltuğa, yeni Başkan Yardımcısı Kamala Harris ise olası bir beraberliği bozacak oya sahip).
Bu uzlaştırma kısmı, özellikle de Cumhuriyetçi mali şahin Mitch McConnell'ın Azınlık Lideri olarak Demokratlar için hayatı Çoğunluk Lideri olduğu dönemdeki kadar cehenneme çevirmek için geri dönmesiyle birlikte Biden'ın büyük teşvik çabalarının Senato'dan kolayca geçemeyebileceğine dair endişelere yol açtı.
Ancak Demokratlar'ın Senato Lideri Chuck Schumer, Yellen'ın da yardımıyla bazı orta boyutlu teşvik paketlerini geçirmeyi başararak Biden'ın hedeflerine ulaşmasını sağlayabilir.
Halley, Yellen'ın Biden'ın 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketini piyasalara nasıl sattığına dikkat çekti:
"Piyasalar daha fazla teşvik duymak istedi ve Yellen bu alanda 1,9 trilyon neden gösterdi."
Yellen şu açıklamada bulunmuştu:
"Faiz oranlarının tarihi düşük seviyelerde olduğu bu dönemde, yapabileceğimiz en akıllıca şey büyük hamleler yapmak olur. Uzun vadede faydaların zararın çok üzerinde olacağına inanıyorum, özellikle de uzun süredir zorluklar yaşayan vatandaşlarımıza yardım etmeyi önemsiyorsak."
Açıklama: Barani Krishnan, incelediği her piyasadaki analizlerine çeşitlilik katmak amacıyla kendine ait olmayan çeşitli görüşleri de yazılarına katmaktadır. Kaleme aldığı emtia ya da menkul kıymetlerde bir varlık ya da pozisyon sahibi değildir.