Borsalarda yaşanan fiyatlamalar, faiz dinamikleri, global büyüme kaygısı, EM’lerdeki sermaye hareketlerinin Türkiye gündemine etkileri üzerine kısa bir yorum paylaşmak isterim.
Powell son konuşmasında Özellikle Brexit, Avrupa ve Çin vurgusu yaparak FED’i keskin faiz artırımı havasından “pause” moduna geçirmiş durumda. Kısa vadeli etkinlerine bakarsak FED’in yol haritasında gerçekleşecek bir sapmanın piyasanın geneline bir yıkım etkisi yaratacağı tezi geçerliliğini yitirmiş, aksine EM tarafı bu sakinleşmeden borsaları öncülüğünde bir iyimserlik ile çıkmış görünüyor. 2018 yılı boyunca EM currency ve bono piyasasında yaşanan çıkışların neredeyse yarısı, 2019’un ilk 5 haftalık sürecinde geri dönmüş durumda.
ABD-ÇİN ticaret savaşları eşiğindeyken, yakın dönemde FED’in faiz artırma kararının ekonomik toparlanmayı aksatabileceğini, Ekonomi ve Borsa’da ne zaman yukarı bir toparlanma olsa faizlerin tekrar artırılmak istenmesinin doğru olmadığını ve bu durumdan mutlu olmadığını belirten Donalp Trump’ın istediği aşamaya geldik sanırım. Çin Devlet Başkanı yardımcısı Çin’in ABD’den günde 5 milton ton Soya Fasulyesi alacağını açıklarken (ılımlı uzlaşma) diğer uçta ABD ve Rusya arasında 1987 yılında imzalanan orta menzilli nükleer füzeleri yasaklayan INF anlaşmasından her iki tarafta çekildiğini açıkladı.
Özetle: ABD, Avrupa ve Çin tarafında büyüme kaygısı ortak ve küresel riskler oldukça hızlı değişiyor.
Yurtiçi: Türkiye ve benzer ülkeler bu büyüme sarmalını şimdilik pozitif ayrışmak için bir fırsata dönüştürmüş görünüyor. Alttaki tabloda görebileceğiniz gibi, TL’nin yıl başından itibaren Emerging Markets içerisinde faiz getirisi en yüksek 2. para birimi olması da ayrı bir faktör.
Muhakkak ki burada, fazla yıpranan TL, siyasi gündemin bir nebze rahatlaması, Merkez Bankası karının hazineye aktarılması, son enflasyon raporundaki içerikler de etkileyici oldu.
En çok merak edilen konunun kur olması sebebiyle ve bu popüler konudan ziyade piyasa belirleyicisinin faiz olmasından dolayı konuya şöyle devam etmek istiyorum:
Gösterge faiz gevşemeye devam ediyor ( Bono tarafında bir düzeltme olsa da, ticari krediler tarafında hala kayda değer bir talep artışı göremiyoruz )
Kur tarafında TCMB’nin faiz duruşu ve son enflasyon raporundaki sıkı duruşa devam söylemi sebebiyle yurtdışı swap yoluyla TL getiriden faydalanıyor ( Yurtiçi DTH artışı devam ediyor )
Özetle: Burada finansal ve psikolojik tercih arasında bir uyumsuzluk var. Yani yurtdışı swap piyasasında TL getiri cazibesinden faydalanmak isterken, yurtiçi yerleşikler kurdaki çekilmeyi alış fırsatı olarak yorumluyor.
Bu süreçte EM genelindeki rüzgardan dolayı kur tarafında iyimser bir hava görüyoruz.
Teknik analiz fiyatlamalarıyla ilgilenenler için:
Kur tarafındaki gevşeme kayda değer derecede önemli, hatta son dönemdeki TL iyimser havanın Davos toplantısı öncesindeki IMF’nin güncellediği Türkiye için “beklenenden daha derin bir daralma” içeriğine rağmen gerçekleşmesinin ayrıca üzerinde düşünülmeli.
Volatilite geriliyor, üstteki grafikte eklediğim 5.1554 seviyesi altta izlediğim destek bölgesi. Döviz yükümlülüğü olan iç piyasa olası çekilmelerde fiziki talep yaratabilir varsayımını unutmayarak, bu seviyeye kadar çekilmeler olası görülebilir.
Yukarıda teknik olarak önem arz eden anlamlı bir bölge olarak 5.5530 bölgesini izliyorum. Yaklaşık 40 figür bant arası teknik olarak anlamlı bir bölge görmüyorum, esasen aslında USD/TRY gibi bir enstrümana teknik olarak bakmakta çok anlamlı görünmüyor.
Bir süredir aktif olarak içerik paylaşamadığım için, genel bir bakış çizmek istedim başlangıçta. Detaylı olarak sonraki analizlerde süreci inceliyor olacağız.
Burada yer alan yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüş ve tahminlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu analizde yer alan bilgilerin tam ve doğru olduğu garanti edilmemektedir. Bu bilgilerin kullanması nedeni ile doğabilecek sonuçlardan hiçbir kişi ve kurum sorumlu değildir.