Para politikasında enflasyonu ana gösterge alan Fed, pandemi sonrası bu politikasını değiştirdi ve istihdamı ana gösterge olarak takip etmeye başladı, sebebi ise salgın ile istihdamda yaşanan rekor kayıp ve işsizlik oranındaki artış. 2008 krizi sonrası uygulanan politikalarla işsizlik oranı %3,5 ile en düşük seviyelere kadar geriledi, ancak salgın nedeniyle kriz sonrası tüm kazanımlar silindi ve işsizlik oranı %13’lere çıktı. Son ayda işsizlik oranı %8,4’e indi ve Trump bunu ‘harika bir başarı’ olarak görse de Powell, ‘iyi, ama yetmez’ olarak tanımladı ve Fed’in işsizlik oranında normalleşmeye dönene kadar genişlemeci politikaya devam edeceğinin sinyalini verdi.
Powell’ın Jackson Hole’daki enflasyon açıklamaları da önemliydi. Komitenin şu andaki önceliğinin enflasyon olmadığını ve bu nedenle diğer göstergelerde normalleşme olmadan enflasyon olur da yükselişe geçerse hızlıca aksiyon almayacaklarını belirtti. Powell’ın genel olarak açıklamaları sürecin uzun süreceğini ifade ediyor ve piyasalar da zaten ortalama 5 yıl içinde Fed’in sıkı para politikasına geçmeyeceğini düşünüyor.
Göstergelerdeki yavaş ilerleme ve Fed’in açıklamalarıyla fiyatlamalar büyük oranda oturmuş durumda dolayısıyla bugünkü FOMC toplantısında piyasaların çok beklemediği bir durum yaşanmasına pek olasılık verilmiyor. Faiz alanı olmayan bankanın varlık alımlarını sürdürmesi ve istihdamın desteklenmesi başta olmak üzere piyasalara teşviklerin devam etmesi gerektiğini vurgulaması bekleniyor.
Salgından Euro Bölgesi’ne göre daha fazla hasar alan ABD ekonomisinde son açıklanan veriler de V tipi bir hareket olmadığını gösteriyor. Sanayi ve imalat üretimi ile kapasite kullanımı Ağustos’ta ivme kazanamadı. Euro Bölgesi’nde de yavaş bir ilerleme var, ancak istihdam tarafındaki kayıp ABD kadar değil. ECB, pandemi sonrası dolardaki zayıflığın da etkisi ile güçlenen euroyu henüz müdahale edecek kader riskli görmüyor. Fed içinse zayıf dolar bu süreçte olumlu, ancak krize karşın bir de Trump’ın politikalarıyla uğraşıyorlar. Yaklaşan seçim ve Çin başta olmak üzere ticaret tarifelerindeki değişken kararlar, aşı konusundaki açıklamalar piyasaları zaman zaman meşgul ediyor. Ancak bu ay içindeki fiyatlamalara bakacak olursak, piyasalar da artık Trump’ın bu söylemlerinden sıkılmış durumda ve ticaret savaşları ön sıralarda yer almıyor.
Endeksler, son düşüşün ardından toparlamaya devam ediyor ve teknoloji yine ilk sırada olurken bankacılık tarafı yorgun. FOMC öncesi ABD Dolar Endeksi 93,0 seviyesinde yatay, ons altın 1,960$ üzerinde hafif alıcılı, EUR/USD ise 1,1850’de. Altında 1,983$ seviyesini takip edeceğiz, ancak ilk hareket sonrası dinlenme noktası önemli ve eğer günlük kapanış 1,660$ üzerinde olursa yeniden 1,983$-1,990$ hedefli alım yaşanabilir. Burada altını çizmek istediğimiz nokta şu:
FOMC toplantısında beklentiler doğrultusundaki açıklama ile volatilite sınırlı kalabilir ve ilk hareket sonrası seviyeler de düşük olabilir ki bu çok normal. Ancak trend önemli ve altın 8 yılın zirvesini koruyor, bu nedenle her günlük kapanış fiyatı kademeli olarak yukarı taşımaya devam ediyor.
Güvercin açıklamalar ile risk iştahının devam etmesi gelişen ülke paraları için de pozitif, ancak TL, bir süredir negatif ayrışıyor ve dolar karşısında da tarihi düşük seviyelerde işlem görüyor. Endekste yaşanacak geri çekilme kurda kısmi bir düşüş sağlayabilir, ancak 7,40’lı seviyeler korunabilir.
USD/TRY kurunda düşüş için dolardaki zayıflıktan ziyade TL’de iyi bir gelişme olması gerekiyor. Not indiriminin ardından 13 bankanın da kredi notunu düşüren Moody’s, ödemeler dengesindeki bozulmaya dikkat çekiyor. Burada da en büyük yükü krediler yaratıyor. Ayrıca Ağustos ayında bütçe fazla verse de 8 aylık dönemdeki açık 110 milyar 926 milyon TL, 2019’un aynı döneminde bu rakam 68 milyar 106 milyon TL idi. YEP’te hedef bütçe açığının GSYH’ye oranının %3’ün altı, ancak yıllık daralmayı göz önüne aldığımızda bu hedefin oldukça üzerinde bir açık verileceği görülüyor.