2021’in son çeyreğinden itibaren yazılarımızda sürekli enflasyona vurgu yapıyoruz. Pazartesi açıklanacak Mart ayı enflasyon oranı öncesi son durumu değerlendirmek isteriz.
Yılın son çeyreğinde kurdaki rallinin enflasyona yansıması devam ederken üzerine son ayda Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş eklendi. Son bir ayda dünyada petrol fiyatları %47 arttı. Brent petrol 95 dolardan 140 dolara çıktı, bugün ise fiyat 103 dolarda ve aylık kazanç %8,5 ancak bu süre içindeki hızlı yükselişin getirdiği maliyet düşüşle beraber maalesef ki silinmiyor.
Petrol ve dövizdeki yükselişin yurt içi fiyatlara nasıl etki ettiğini yakından gördük. Önce Eylül – Aralık döneminde kur etkisi ile yaşadığımız fiyat artışı Şubat ayında ise petrolün küresel yükselişiyle devam etti. Dolar kuru son ayda %11’e yakın yükseldi, bu hafta kurun 14,60’lara inmesi ile bu oran %9,5 oldu.
Mart ayında motorinin litre fiyatı 16 TL’den 24 TL’ye kadar çıktı. Sendikalar arasındaki anlaşmazlık sonrası ayın ilk yarısındaki zam duyuruları da durdu. Fakat bu hafta petroldeki düşüşle beraber indirim gelmesi beklenirken bugün itibarıyla İstanbul’da motorinin litre fiyatı 21,24 TL. Hesaplarsak, Mart ayında motorine %50 oranında zam geldi, yapılan indirimlerle beraber zam oranı ise %31 oldu.
Hem kur hem de petrol üzerinden devam edecek olursak, dolar kuru 18’lerden 12’lere kadar düştüğünde ürünlere gelen zam aynı oranda düşmedi. Motorine gelen zam üretimi çıkmaza soktu, sebzeden meyveye, bakliyata, çaya, şekere hemen her gıda ürününe büyük zamlar yapıldı ve bu yeni fiyatlarda belirgin bir düşüş de göremiyoruz.
Şubat ayında ay çiçek yağına gelen zammı günlerce konuştuk, öyle ki yük gemisi limanda karşıladı. Mart ayında ise en dikkat çeken fiyat artışı şekerde görüldü. Türk – İş açlık ve yoksulluk raporunda %70’lik bir fiyat artışı olduğunu belirtiyor. Bugün ise Türkşeker resmi olarak %31 oranında zam yaptı. %70’in üzerine ek %31’lik bir zam daha yaşanacak.
Hatırlarsak birkaç yıl önce patates ve soğandaki rekor fiyat artışını çok konuşmuştuk. O dönem için spekülasyon yüksek olsa da bu dönemdeki fiyat artışında akaryakıttaki yükselişin etkisi var. Mevsimsel koşullardan değil tamamen maliyetlerden kaynaklanan bir artışla sebzelere erişim oldukça zorlaştı.
Toplamda enflasyon olan bu çeşitli fiyat artışları aynı zamanda sınıf farkını da derinleştiriyor. Asgari ücretle geçinen kesim için kayıp daha fazla olurken orta sınıfta da gelir kaybı hızlanıyor. Bu yüzden sendikalar, işçi ve memur kesimi maaşlarında acil bir düzenleme talep ediyor. Hükümetten bu talebe karşılık veren sesler geliyor ve Temmuz ayında güncelleme olması bekleniyor.
Gelelim Mart beklentisine. Enflasyonun öncü göstergelerinden olan açlık ve yoksulluk raporuna göre son bir ayda gıda enflasyonu %8 arttı. Ortalama fiyat artışı ise son bir yılda %76 oldu. Bir diğer önemli öncü gösterge olan İstanbul enflasyonunun yarın açıklanması bekleniyor. İstanbul Ticaret Odası’nın hesaplamasına göre Şubat’ta İstanbul’da yıllık enflasyon %55 oldu. Yurt genelinde ise enflasyon Şubat’ta %54,4 olmuştu. Yani İstanbul referansı oldukça önemli.
Gelir gidere yetmeyince borçlanma da artıyor. Kredi kartlarındaki harcama tutarı 50 milyar TL’ye yaklaşarak rekor seviyeye çıktı, buna kredileri de eklediğimizde bankaların son bir yılda %300 üzerinde kar etmesi çok normal!!! Peki ya geri ödemeler? BDDK’nın 18 Mart haftası raporuna göre bankaların takipteki alacakları 164 milyar TL’ye yaklaştı.
Çözüm noktasında üretimin önemi kendini iyice gösterirken dışa bağımlılığın da durumu ortada. Bugün açıklanan dış ticaret açığı 2021 Şubat’ına göre %135 artarak 3,3 milyar dolardan 7,8 milyar dolara çıktı. Şubat ayında ihracat %25,5 ithalat ise %44 arttı. Özellikle ara mamullerde dışa bağımlılık %90’a yakın. Yani üretim yapmak için gereken ara malların %90’ını dışarıdan alıyoruz.
Geldiğimiz noktanın özeti; zayıf ve dışa bağımlı üretim, süreçle uyumsuz ekonomik politikalar ve neticede hasar gören para birimiyle beraber gelir kaybı yaşayan vatandaş.