Yeni haftaya Cuma günü piyasaların kapanmasının ardından gelen Fitch kararı ve Pazartesi günü açıklanan Ekim ayı enflasyon verileri ile başladık.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu değiştirmez iken görünümü “Negatif”ten “Durağan”a yükseltti. Piyasadaki genel beklenti notta ve görünümde bir değişiklik olmayacağı yönünde olmasına rağmen şahsi beklentim görünümde bir değişiklik yapılabileceği yönünde idi. Fitch’ten yedi sene sonra gelen bu olumlu değişikliğin piyasa fiyatlaması üzerinde ciddi bir pozitif etki yaratmasını beklemek çok gerçekçi olmaz. Neticede kredi notu artmadı, görünüm iyileştirildi. Fitch, Türkiye’yi BB- kredi notu ile “Yatırım Yapılabilir Ülke” notunun iki kademe altında değerliyor. Türkiye açısından önemli olan “Yatırım Yapılabilir Not”u kaybetmemekti. Alınan bu kararın en olumlu tarafı önümüzdeki dönemde gelebilecek bir not indirim kararının önüne geçmesi oldu.
Ekim ayı enflasyonu ise TÜFE’de %2,0, ÜFE’de ise %0,17 düzeyinde gerçekleşti. Bu veriler ile birlikte TÜFE, geçen yılın aynı aynı ayına göre %8,55, ÜFE ise %1,70 seviyesine geriledi. Çekirdek enflasyon (C Endeksi) ise %6,67’ye geriledi. Açıklanan veriler piyasa beklentileri ile neredeyse birebir örtüştü. Yıllık bazda %8’li seviyelerin görülmesi sürpriz değil. Önümüzdeki iki ayda ise enflasyonun tekrar yukarı yönlü hareketlenmesi bekleniyor. 2018 yılının Ağustos ayında yaşanan kur atağı sonrasında atılan adımlarla Kasım-Aralık ayı enflasyonları eksi gelmişti. Meşhur baz etkisini Kasım ve Aralık aylarında bu sefer “Ters Baz Etkisi” olarak yaşayacağız. YEP’te yıl sonu enflasyon hedefi %12 olarak açıklanmıştı. Geçen hafta TCMB de hedefini %12’ye indirdi. Şahsi fikrim yıl sonunda %12’nin altında bir enflasyon göreceğimiz yönünde.
ABD ile Çin arasında devam eden Ticaret Savaşı görüşmeleri ve bir türlü bitmeyen Brexit tartışmaları da tüm dünyada olduğu gibi bizde de piyasalar tarafından yakından izlenmeye devam edilecek.
USD/TRY tarafına baktığımızda Pazartesi günü itibari ile 5,6850 seviyesine karşılık gelen 200 günlük hareketli ortalama son derece kuvvetli bir destek. Şahsen 200 günlük hareketli ortalamanın aşağı yönde kırılmasını beklemiyorum. Daha fazla değer kazanacak bir TL’nin de ekonomiye bir katkı sağlayacağını düşünenlerden değilim. Diğer taraftan yukarı yönde sert bir atak beklemek için de bir gerekçe yok. Dış ilişkiler ve jeopolitik riskler konusunda yeni riskler ortaya çıkmadığı sürece kurdaki sakin seyrin yıl sonuna kadar devam edeceğini ancak dip seviyelere çok yakın olduğumuz düşüncesindeyim.
Borsa cephesinde ise yedi tane banka hissesine getirilen açığa satış yasağı devam ediyor. Bu uygulama bugünlerde işlem hacminde daralma yaratıyor. Endeks’te bir sıkışıklık söz konusu. Yukarı yönlü hareketlenmelerde Endeks, 100,000 puan seviyesinin üzerinde kalıcı olamıyor. Hareketin hız kazanabilmesi için öncelikle Endeks’in 100,000 puan seviyesinin üzerine yerleşmesi gerekiyor.
Tüm yatırımcılara iyi ve bol kazançlı bir hafta diliyorum.
Mert Yılmaz