FED Yarınki Toplantısında Ne Karar Alacak?
Enflasyon ve ücret artışları FED’in takibinde…
ABD Merkez Bankası(FED) Başkanı Jerome Powell; geçtiğimiz hafta Pazartesi günü yaptığı açıklamada, küresel ekonominin yavaşlama eğilimine girdiği bir ortamda, faizleri değiştirmekte aceleci davranmayacaklarını belirtmişti. Ocak ayındaki, politika toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında, faiz arttırımı konusunda ‘’sabırlı’’ bir yaklaşım izleyeceklerini, faiz kararında makro ekonomik verilere bağlı kalınmaya devam edileceğini ve enflasyonu ise baz alınacak en önemli veri olarak gördüklerini vurguladı. Powell’ın bu açıklamaları, FED’in faiz arttırımı konusunda güvercin bir tutum izleyeceği şeklinde yorumlandı.
ABD tüketici enflasyonu; Şubat ayında beklentilerin altında kalarak yıllık bazda %1.5 artış gösterdi. Gıda ve enerji maliyetlerinin hesaplamaya dahil edilmediği çekirdek tüketici enflasyonu ise yıllık bazda %2.1 arttı. Enflasyondaki görünüm, FED’in Mart ayında faiz arttırımı konusundaki sabırlı duruşunu koruyacağının ve faizleri değiştirmeyeceğinin net bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. FED’in dikkatle izlediği bir diğer veri olan ücretler; Şubat’ta aylık bazda %0.4, yıllık bazda ise %3.4 artış gösterdi. Ortalama kazançlardaki yukarı yönlü bir hareket, enflasyona momentum kazandıracağı için önemli bir öncü gösterge olma işlevi görüyor.
Enflasyon, işsizlik ve büyüme verilerini yanyana koyduğumuzda Amerikan ekonomisi güçlü bir görüntü sergiliyor. FED’in politika faiz oranı, büyümeyi pozitif veya negatif etkilemeyecek nötr bir seviyede seyrediyor. Küresel ekonomik konjonktür ve Avrupa büyüme oranlarındaki yavaşlamanın resesyona dönüşebilme ihtimali, FED’in faiz kararını beklemeye almasındaki en önemli nedenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan; The Economist dergisinin Intelligence Unit raporuna göre 2018’de %4’e düşen dünya ticaret büyüme hızının, 2019 yılında %3.4’e gerilemesi bekleniliyor. Davos’ta gerçekleştirilen 49. Dünya Ekonomik Forumu’nda da dikkat çekildiği üzere ABD-Çin arasındaki ticaret savaşının küresel piyasalar açısından en büyük risk olduğuna dikkat çekiliyor.
Trump’ın işsizlik ve düşük istihdam gibi sorunların suçlusunu, ABD’nin yüksek dış ticaret açığı olarak görmesi, ticaret savaşlarının fitilini ateşleyen en önemli faktörlerden biriydi. Yerli üreticiyi destekleyen vergi indirimleri, buna eş zamanlı olarak ithalata getirilen ek vergiler, ABD’yi tekrardan üretim merkezi konumuna getirebilmenin ilk adımlarıydı. Gelen makroekonomik veriler, Trump’ın bu hamlelerinin ilk aşamada başarılı olduğunu göstermese de, doğrudan yatırımların geri dönüşü için süre geçmesi gerektiği piyasa aktörleri tarafından biliniyor. Uzun vadede, ABD’deki üretim yapısının değişmesine paralel olarak ticaret dengesinin değişmesi, küresel ekonomik dengeleri de değiştirecektir. İstihdam için yeni alanların ortaya çıkması, ekonomik büyümeyi destekleyecekken, enflasyon dinamiğini de güçlendirecektir.
FED’in faiz kararının piyasaya yansımaları nasıl olacak?
FED; Mart ayı toplantısında, daha önceki toplantılarda verdiği sinyaller doğrultusunda politika faizini %2.5’da sabit tutmasını bekliyoruz. Faiz oranını sabit tutmasına ek olarak; büyüme, enflasyon ve faiz arttırım projeksiyonlarını da güncelleyecek. Toplantıya dair merakla beklenilen en önemli açıklamalardan bir diğeri ise, yaklaşık 3,8 trilyon dolar tutarındaki tahvilleri almayı durdurma planına dair yeni ayrıntılar olacak. FED’in bu ayki toplantısında, 2019 faiz arttırım projeksiyonunu 1 veya hiç olarak değiştirmesi de bekleniliyor. Güncellenecek noktasal tahmin grafiği(dot-plot) ve ileriye dönük vereceği mesajlar da takip edilmesi gereken önemli bilgiler arasında yer alacak. Tüm bunlara ek olarak; bazı piyasa analistlerine göre, FED’in bilanço küçültmesinin sona erdiğini ilan etmesi de toplantıya yönelik beklentiler arasında dikkat çekiyor. Biz; FED’in Mart ayında faiz arttırmayacağını, küresel belirsizliklerin devam etmesi ve iktisadi faaliyetteki yavaşlamaya bağlı olarak faiz arttırımının yılsonuna ertelenebileceğini öngörüyoruz. FED; Avrupa, Çin ve Japonya tekrar genişlemeye başlamışken, 2019 yılını %50-50 olasılıkla faiz arttırmadan da tamamlayabilir.
FED’in piyasa beklentileri doğrultusunda faiz arttırmaması durumunda, global piyasalardaki risk iştahının artmasını beklemekteyiz. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri ise FED’in faiz arttırımını durdurduğu noktada daha olumlu bir seyir izleyebilir. Bu doğrultuda EM para birimleri, dolar karşısında değer kazanabilir. Ekonomik büyümeye paralel olarak sanayi hammadde ve emtia fiyatları artabilir. Faizden negatif etkilenen altın fiyatları, faizin durduğu noktada yeniden yukarı yönlü bir hareket izleyebilir. Avrupa Merkez Bankası’nın yeni bir TLTRO programı başlatması sonrasında EURUSD 1.1190 seviyelerine gerilemişti ve ardından FED’in faiz arttırmayacağı beklentisiyle 1.1350’lere yükselmişti. FED toplantısından sonraki günlerde, FED beklentisinin fiyatlanmış olması nedeniyle, piyasa odağının Euro’nun kendi iç sorunlarına dönebilecek olması nedeniyle, EURUSD’da uzun vadeli düşüş trendinin sürmesini beklemekteyiz.
Alan Yatırım - 19.03.2019