Enflasyon ve faizden hangisinin neden hangisinin sonuç olduğuna ilişkin uzun süredir gündemde olan bir tartışma var. Kimisine göre faiz enflasyonun nedeni, kimisine göre de enflasyon faizin nedeni. Bana sorarsanız hepsinin nendi risklerdeki artış. Hiç kuşkusuz enflasyon artışı da bir risk artışı olarak kabul edilmeli.
Şimdi bakalım Merkez Bankası politika faizini (bir hafta vadeli repo ihale faizi) indirmeye başladıktan sonra neler olmuş:
Bunlar birbirini tetikleyen göstergelerdir. Bir başka ifadeyle kur yükselir enflasyonu artırır, bunların etkisiyle riskler yükselir, riskler yükselince kur tekrar artar o da enflasyonu yükseltir ve kuyruğunu kovalayan kedi gibi bir neden-sonuç ilişkisi içine girilir. O aşamada hangisinin neden olduğunu ayırt etmek başarılamazsa neden – sonuç ilişkileri karışır, alınan önlemler de yanlış olur ve yanlış önlemler riskleri daha da artırarak olumsuz gidişi hızlandırır.
Bu tablo bize faizin enflasyonun nedeni olduğunu net bir biçimde gösteriyor. Yani risklerinizin bu kadar yüksek olduğu, kurun artış gösterdiği ve dolayısıyla enflasyonu tetiklediği bir yerde faizi düşürürseniz enflasyonun artacağı açıkça görülüyor. Bu anlamda bakarsak faiz, enflasyonun nedeni olarak tanımlanabilir.
Eğer enflasyonu düşürmek istiyorsak önce riskleri düşürmemiz gerekir. Enflasyon yükseliş eğilimindeyken faizi düşürdüğümüzde riskleri artırmış oluyoruz.
Şöyle bir şema yapmak mümkün sanırım:
Bu şemadaki yanlış adım faiz indirimidir. Merkez Bankası politika faizini yüzde 19’dan 18’e indirerek başladığı faiz indirimi macerası yerine faizi o aşamada yüzde 20’ye çıkarsaydı Türkiye’de bugün bütün göstergeler tabloda Eylül 2021 başlıklı sütunda yer alan oranlara yakın yerlerde olacaktı.