Merkez bankalarının para politikalarını belirlemede en etkili faktör enflasyon olurken faiz ise bu etkenin bir neticesidir, sonuçtur. Yani enflasyonun riskine göre faiz belirlenmektedir.
Faiz nedir?
Gelecekte ödenmek üzere borç alınan paranın borç verene getirisi, borç alana ise maliyetini ifade eder.
1000 TL borç alan kişinin 6 aylık kullanıma vereceği faiz %10 olursa 100 TL, borç alan için maliyettir, ancak borç veren (banka) içinse kardır.
Faiz çeşitleri nelerdir?
Nominal faiz: Borç alma vermede kullanılan faizdir. Nominal faizi reel faiz ve risk primi belirler. Reel faiz: Enflasyondan arındırılmış gerçek kazançtır. Örneğin, bankada mevduatta olan paranızın aylık nominal getirisi %10 olsun, ancak enflasyon %12 ise aslında kazancınız olmamakla beraber paranız enflasyona yenik düşmüş demektir. Eğer enflasyon %5 ise reel kazancınız da %5 demektir.
Risk priminde ise en önemli faktör borcun geri ödenmemesi ya da vaktinden geç ödemesi olasılığıdır. Haliyle bu olasılık arttıkça faiz oranı da yükselir, çünkü risk yüksektir. Bankaların kullandırdıkları kredilerde de durum böyledir. Vade oranı uzun oldukça geri ödenen meblağ da yüksek olur.
Bir de beklentiler vardır, faizleri belirlemede etkili olan. Enflasyonun yükseleceği beklentisi faizlerin de artmasına neden olur.
Bankaların müşterileri ile kullandıkları faizlerde beklentiler ve enflasyon belirleyici olur. Ancak piyasalarda faizi belirlemede ise merkez bankası rol üstlenir.
Merkez Bankasının kullandığı faiz nedir, ne işe yarar?
Merkez bankasının uyguladığı faiz oranı bankaları kapsar. Bankalar, merkez bankasından borç alır ve bu borcu alırken de repo (bir menkul değerin bir süre sonra geri alınmak üzere satılmasıdır) yaparlar. Bankaların repo üzerinden aldıkları borca merkez bankasının uyguladığı faiz politika faizidir ki TCMB politika faizi olarak bir hafta vadeli repo faizini kullanıyor. Merkez bankasının bu borç verme karşıladığında uyguladığı faiz oranının önemli amaçlarından biri de piyasalarda denge yani sağlıklı bir fiyat oluşumu sağlamaktır. Bankalar merkez bankasından her zaman borç almazlar, fazla parası olan ise merkeze borç verip faiz alabilir.
Merkez bankasının bankalara uyguladığı faiz oranı, bankaların müşterilere uygulayacağı faiz oranını da belirlemiş olur. Elbette her banka müşteri cazibesi ve kendi politikaları gereği bu oranın esnetebilir, ancak uç bir farklılık söz konusu olamaz.
Uygulanan faizlerin ne işe yaradığı kısmına gelirsek;
Borç alacak ve tasarruf edecekler gözünden bakmalıyız. Borçlu için düşük faiz oranı borçlanma iştahını artırır. Buna bağlı harcamalar da artar, yurt içinde düşük faizle yapılacak yatırımlar (girişim) için olumludur. Ancak bu enflasyonun düşük olduğu bir ekonomide söz konusudur, çünkü düşük faiz ortamında enflasyon yüksek olursa harcama isteği talebi daha da artıracağı için enflasyonu yükseltir. Yüksek faiz ise borçlanma maliyetini artırır ve kişiyi/kuruluşu tasarrufa yönlendirir. Tasarruf edecekler için elbette düşük faiz cazip değildir, yüksek faiz ise kazanç sağlar.
Düşük faiz ve yüksek faizin düşük enflasyon ve yüksek enflasyon koşullarına göre ekonomiye nasıl etki ettiğini özetlersek;
Öncelikle durumda belirleyici olan enflasyondur ve enflasyon yükselmeye devam ederse merkez bankası faiz artışı yaparak bu yükselişi durdurmaya çalışır. Burada amaç yüksek faizle harcama isteğini sınırlamaktır.
Bir ülkede enflasyon düşükse faiz de düşük olur ve buna bağlı yurt içi yatırımlar artar, harcamalar artar, tasarruf azalır.
Bir ülkede enflasyon yüksekse daha da yükselmemesi için faiz artırılır ve yüksek faiz yurt içi yatırımları düşürür, ancak yabancı sermaye girişini artırır. Ayrıca tasarruf sağlar.
Yüksek faiz iyi mi kötü mü?
Enflasyonu sürekli yüksek olan bir ekonomi için iyi değil ve her ne kadar yabancı yatırımcı girişini artırsa da yurt içi büyümenin üzerinde büyük bir engeldir, çünkü yurt içindeki yatırımlar azalır, girişimler aksar ve borçlanma düşer.
TCMB’nin para politikasına baktığımızda; son yıllarda enflasyondaki yükseliş nedeniyle çok defa faiz artışı yapıldı. 2020’de kurun enflasyon üzerindeki etkisi ile merkez bankası tekrar faiz artışı yapmak zorunda kaldı.
Bu ay yapılacak PPK toplantısında merkezin %17 olan faizi koruması bekleniyor. Ancak enflasyonun yılın ilk çeyreğinde %14’ü aşağı beklentisi yüksek olduğu için merkezin de sonraki aylarda faizi bir miktar daha artırması bekleniyor.
Yılın ilk PPK toplantısı 21 Ocak Perşembe 14.00’da açıklanacak.