Son günlerde dövizdeki yükseliş giderek arttı ve borsada ise bir anda sert satışlar yaşandı. Nedeni spekülasyonlar. Piyasaya müdahale edileceğine dair haber akışı borsada panik satışına neden oldu, dövizde ise uzun zamandır yaşanan yükseliş sürdü. USD/TRY dün 18,40'ı gördü, kurun günlük yükseliş oranı %10'du. Merkez Bankasından müdahale beklendi, ama geldi. Günün devamında TL destek paketi adı altında Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yaptı. Bugün ise Hazine Bakanlığı bu açıklamaların detayını paylaştı.
Dünkü açıklamadan hemen öncesine gidelim, Cumhurbaşkanı faizin haram olduğunu ve bir müslüman olarak Nas ne derse onu yapacağını söyledi. Bu konuda hangi oran üzerinin faiz olduğunu, bunun neye göre hesaplandığını nasıl bileceğimizi dünkü raporumuzda belirtmiştik. Yani %kaç olursa faiz olur? Bu halen bilinmiyor.
Dün alınan karar şöyle; vatandaşın X lira parası var, bunu bankada en az 3 ay olmak üzere (1 aylık vadeli mevduatlar için geçerli değil) vadeli olarak tutuyor. Banka bu X liraya en az TCMB'nin politika faizi kadar para vermek zorunda. Vade sonu geldiğinde TCMB'nin döviz alış kuruna bakılacak, buradaki fiyat ile mevduat getirisi arasındaki fark hesaplanacak. Eğer TL mevduat getirisi fazlaysa iyi, güzel, herkes mutu. Ama döviz getirisi fazla ise işte aradaki o fark stopaj kesintisi de olmadan vatandaşın hesabına aktarılacak. Bu farkı kim ödeyecek TCMB'nin izlediği kur üzerinden Hazine ödeyecek, peki Hazinedeki para kimin? Çoğunluğu kamu geliri yani vergiler, yani bizlerin. Yani bizler parası olan bunu da artırmak isteyenlere aman döviz almayın TL alın, farkı biz öderiz diyoruz. Niye bunu diyoruz, biz bunu diyor muyuz ki? Biz neden bunu diyelim? Ama bizim adımıza hükümet ve Hazine bu kararı alıyor.
Neden böyle bir karar alındı?
Çünkü adına birçok başlık verilen bu para politikasının gerçekle iktisatla uyumlu olmadığı görülüyor, ama seçim öncesi bir ısrar var ve bu ısrar her konuşmada daha da keskinleşiyor. Her açıklama her faiz indirimi her itiraz dövizi daha da yükseltti. Çünkü yerli de yabancı da bu durumun getirisinin götürdüklerine değmeyeceği görüşünde. Ve tabii ki enflasyon. Dalga dalga büyüyen enflasyon!
Dövizi yükselten nedenler ortada ve yurt içinde döviz ile altına olan talep de belki de iktidar döneminin en yüksek seviyesinde. Böyle olunca bunu engellemek için buna neden olan politikalardan vazgeçmek yerine vatandaştan alınan vergileri artırmak daha makul göründü demek ki...
Gelelim bu kararın etkisine;
Açıklamanın ardından %10 yükselen kur %18 geriledi. Akıl almaz bir oynaklık yaşandı dün döviz kurunda ve fiyat bugün de 11,00 seviyesine gerilemesinin ardından 13,00'ten işlem görüyor. Oynaklık son derece fazla. Kur neden düştü? Çünkü şu an 18'lerde yani döviz en yüksek seviyedeyken satıp kazanç elde edildi. Kamu bankaları yüklendi, Beklenti oluştu. Zirveden bozdurulan döviz ile bu kazançlar mevduatta kullanılır mı kullanılmaz mı onu yakında göreceğiz. Ancak Türkiye'de vadeli mevduatların büyük oranı 1 ay vadeli ve bu seçeneğin olmaması, kurun hareketli olması ve aradaki fark için 3 ay beklemek bakalım ne kadar tercih edilecek.
Dünden bugüne ne oldu?
Caiz olmayan faiz, dövize endeksli bir mevduatta aradaki fark ile isim değiştirmiş oldu. Aradaki farkı vermek o oran kadar faiz vermek değil mi yani? Oysa bu yöntemler seçileceğine önce enflasyonu dizginlemeye çalışılsa, bu sürede büyümeden feragat edilse, enflasyon kontrol altına alındıktan sonra küresel koşullar da uygunda dengeli bir strateji izlense ne kur bu denli tahmin edilemez ataklar gösterir ne enflasyon bu kadar hızlı yükselir ne de piyasalardaki güven böyle yitirilmezdi.