Son yıllarda gerek çevresel sorunların artış göstermesi gerekse de yeni teknolojik ihtiyaçlar elektrik araçları cazip hale getirdi. Her ne kadar araçlarda kullanılan lityum iyon piller ve bazı bölgelerde elektriğin üretiminde kullanılan fosil yakıtlar çevreye zarar verebilecek bir faktör olsa da içten yanmalı motorlara nazaran emisyon salınımını büyük oranda azaltması ve yine elektrikli araçlarda kademeli hızlanma gibi olumsuzlukların olmayışı bu anlamda en büyük artı durumunda.
Şimdi bir de elektrikli araçların motor/pil yapısından kaynaklı değerli metaller/madenler üzerindeki etkilerine değinelim. Bilindiği üzere benzinli ve dizel araçların motorlarının üretiminde platinyum ve paladyum gibi değerli metaller de kullanılmakta. Bunlardan paladyum, benzinli araçların katalizörleri için kullanılırken platinyum ise daha çok dizel araçların katalizörleri için kullanılmakta. Hatırlayacak olursak 2015 yılında Volkswagen’in dizel araçlarındaki emisyon skandalının (şirketin bildirdiği emisyon değerinin hatalı olması bu değerlerin gerçekte yasal sınırın 40 katına yakın olması) patlaması ile platinyum fiyatları baskı altına girmiş, paladyum fiyatları ise dizel araçlara sınırlama geleceği ve benzinli araçların talebinde artış görüleceği öngörüsü ile hızla artmıştı. Elektrikli araçların bataryaları ise genellikle lityum (lityum karbonat) bazlı olmakla birlikte ağırlıklı malzeme olarak kobalt manganez nikel alüminyum ve grafit gibi birincil bileşenlerin karışımı kullanılmakta. Örnek vermek gerekirse Tesla S modelinin bataryası lityumun dışında kobalt nikel ve alüminyumdan oluşurken, yine dünyanın en çok satan elektrikli araçlarından birisi olan Nissan Leaf’in bataryası ise lityum-manganez alaşımlı olarak üretiliyor.
Dünyadaki elektrikli araç satışlarına dair detaylı bilgilere ulaşmak şu aşamada biraz zor olsa da son gelen bilgiler elektrikli araçların toplam içerisindeki payının Avrupa’da yüzde 15’lere, ABD’de ise yüzde 5’lere doğru yükseldiği yönünde. Öyle ki özellikle pandemi sürecinde içten yanmalı araç satışlarındaki azalmaya karşın elektrikli araç satışlarının yüzde 43’lük artış sağlaması dikkat çekmişti. Elbette ki pandemi kaynaklı tedarik sıkıntıları bu hususta etkili olsa da ilerleyen süreçte hükumetlerin iklim politikaları ile de elektrikli araçların daha fazla ön planda olması beklenmekte.
Tüm bu gelişmeler ışığında emtia piyasalarında oluşabilecek fiyatlamaları öngörecek olursak öncelikle mevcut içten yanmalı motorlu araçların kullandığı benzin ve motorin gibi petrol türevlerine olan talebin 2030 yılı sonrasında ciddi düşüş göstermesi bekleniyor. Bununla birlikte elektrikli araçlar kaynaklı olarak da haliyle elektrik talebinin ciddi artış göstermesi beklenmekte. Ancak burada alışılagelmiş elektrik üretim çeşitlerini değerlendirdiğimizde en doğal üretimin yapıldığı hidroelektrik santrallerin küresel ısınma kaynaklı olarak ilerleyen süreçte bir kuraklık riski ile karşı karşıya olunması nedeniyle çalışması zora girebilir. Bu durumda da haliyle daha geleneksel yöntem olan fosil yakıtlar kullanılarak termik santraller aracılığı ile yapılacak üretimin kısmen de korunması söz konusu olacağından petrol türevlerinin Dünya üzerindeki talebinin zayıflama trendi beklenenden daha yavaş olabilir. Termik santral seçeneğinin hükumetlerce devre dışı bırakılması durumunda ise elimizde son seçenek olarak uranyum, toryum vb. maddelerin kullanımının söz konusu olduğu Nükleer santraller kalmakta. Buradan da anlaşılacağı üzere petrol fiyatları üzerinde önümüzdeki 10 yıllık süreçte ilk etapta ciddi bir artış(fosil yakıt kullanımına kısıtlama gelene kadarki süreçte hızlı bir talep) ve sonrasındaki süreçte de kademeli olarak azalma söz konusu olabilir. Diğer yandan küresel ısınma faktörünün de göz önüne bulundurulduğunda Uranyum ve Toryum gibi Nükleer Enerji kaynaklarının fiyatlarında ciddi artışlar söz konusu olabilir.
Diğer yandan yazımın başında belirttiğim araç parçaları açısından süreci ele alacak olursak içten yanmalı motorla çalışan araçların egzoz katalizörü olarak kullanılan platinyum ve paladyum fiyatları da bu süreçte zarar görebilir. Elbette ki emisyon zararı yüksek olan dizel araçların devre dışı bırakılması sürecinin daha hızlı olması beklendiğinden platinyum fiyatlarının daha erken baskı altına girmesi de muhtemel. Denklemin diğer tarafında elektrikli araç bataryaları için kullanılan başta lityum karbonat olmak üzere kobalt nikel alüminyum ve manganez gibi emtialar ise bu süreçte değerlerine fazlaca değer katabilecek emtialar olabilir.
Yusuf Kavak
Işık Menkul Değerler Araştırma Müdürü
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. İnternet sitemizdeki her türlü tablo ve grafikler güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır. Sitemizde bulunan iç ve dış piyasalara ait tablo grafik ve analizlerin doğrulukları tarafımızca garanti edilmemekte ve bilgiler belli bir gelirin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir.
Forex İşlemleri Risk Uyarısı: Kaldıraçlı alım satım (Forex) işlemleri düşük teminatlarla büyük miktarlı pozisyonların alınabildiği yüksek oranda risk içeren işlemlerdir. Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kâr elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır.
Lütfen olabilecek bütün riskleri anladığınızdan emin olun ve gerekiyorsa bağımsız danışmanlardan profesyonel tavsiye ve yardım alın. Sayfada verilen tüm bilgiler genel niteliktedir ve müşterilerin alım satım kararını destekleyebilecek düzeyde bilgi bulunmayabilir.