- Amerika ile Çin arasındaki ticaret görüşmeleri Washington’da sürüyor. Başkan Trump 01 Mart tarihinin sihirli bir tarih olmadığını söyleyerek sürenin uzayabileceği sinyalini verdi. Bu hafta Washington görüşmelerinden bir çerçeve anlaşması çıkabilir beklentisi var.
- TSI saat 21:00 de Amerikan Merkez Bankası (FED) Ocak ayı toplantı tutanakları açıklanacak. Haftanın son iki işlem gününde ise FED üyelerinin konuşmaları olacak. Tutanaklar ve üyelerin konuşmaları ile gelişen ekonomik görünüm ve faiz artırım beklentisi limitli olmakla birlikte volatilite artışına sebep olabilir.
- Brexit konusunda Başkan May ile ilerleme sağlanamaz ise parlamento devreye girecek. Öte yanda Avrupa Birliği komisyonu başkanı Juncker İngiltere’nin Birlikten çıkış tarihinde erteleme talebi durumunda hiçbir üye ülkenin hayır demeyeceğini düşündüğünü söyledi. Piyasalar bu durumu anlaşmasız Brexit ihtimalinin azaldığı şeklinde yorumladı ve Sterlin değer kazandı.
Haftanın ilk verisi Şubat ayı tüketici güven endeksi 57.8 (önceki 58.2) olarak gerçekleşti. Tüketici güveninde düşüşün Şubat ayında da sürdüğü anlaşılıyor. 22 Şubat tarihinde reel sektör güven endeksi (önceki 95.4) ve 27 Şubat ekonomi güven endeksi (önceki 78.5) açıklanacak diğer önemli ekonomik veriler.
Bir başka önemli gelişme hafta sonunda TCMB’den gelen TL zorunlu karşılıklarda indirim haberiydi. TL zorunlu karşılık oranlarının 1 yıla kadar vadeli mevduat/katılım fonları ile 3 yıla kadar (3 yıl dahil) vadeli diğer yükümlülüklerde 100 baz puan, diğer vade gruplarında 50 baz puan indirime gidildi. Ayrıca, TL zorunlu karşılıkların yurt içi yerleşiklerden toplanan işlenmiş veya hurda altın kaynaklı standart altın cinsinden tesis edilmesi imkanı üst sınırı yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltildi.
Amaçlanan bankaları artan likidite koşullarında kredi vermeye teşvik etmek ve zayıflayan ekonomik aktivitenin (üretim ve tüketim) canlanmasına katkı sağlamak olarak özetlenebilir. Bu adım ile TCMB faiz indirimine gitmeden önce piyasaların nabzını da ölçmüş olacak.
Diğer tarafta dün kredi derecelendirme kuruluşu S&P’den iki analistiTürkiye ile ilgili görüşlerini açıkladı. Kuruluşa göre batık kredi oranı önümüzdeki 12 ayda yüzde 8’e yükselecek. Takipteki ve yeniden yapılandırılan kredilerden oluşan sorunlu kerdiler yüzde 10-15 seviyesinde tahmin ediliyor. Bu kredilerin toplam kredilere oranı en az yüzde 15-20 olarak öngörülüyor.
MSCI gelişen ülke para birimleri endeksi Nisan ayından Eylül ayına kadar düşüşteydi. Bu tarihten sonra gelişen ülke para birimleri dolar karşısında değer kazanmaya başladı. Geçtiğimiz hafta bu düşüşün yüzde 50 fibo direnci çalıştı ve satış baskısı gözlendi. MSCI gelişen ülke para birimleri endeksi 1635 endeks seviyesi üzerinde kalabildiği sürece yukarı yönlü hareketin devamını bekliyoruz. Bu seviye altında 200 günlük basit hareketli ortalaması 1611 destek olarak görülüyor.
FED’in sabırlı olduğu ECB’nin kolay para politikasından çıkamadığı ve Çin ekonomisinin yavaşladığı bir ortamda önümüzdeki aylarda gelişen ülke piyasaları ve para birimleri cazibesini koruyor. Öte yanda gelinen seviyelerde aslında Amerikan ekonomisi iyi Çin ile anlaşmasının sağlanması ve Avrupa’nın toparlanma eğilimine girmesi ile tablo değişebilir mi sorgulaması yapılıyor? Şimdilik gelişen ülke para birimlerindeki düşüşü geçici olarak tanımlayabiliriz. Şartlar kısa vadede değişir mi rüzgar gelişen ülke piyasalarının tersine döner mi ilerleyen günlerde göreceğiz? Yalnız dışarıda yabancı yatırımcı için cazip olan TL’nin içeride gerileyen mevduat faiz oranları ile Türk yatırımcısını enflasyona karşı korumadığını anlıyoruz. Bu koşullarda TL varlıklara portföy girişi 2-3 hafta öncesine kıyasla azalarak da olsa sürerken içeride yatırımcı döviz mevduata kayıyor.
2019 ilk çeyrek için analistlerin USDTRY parite beklentisi %75,6 olasılıkla 5,09-5,74 arasında ve ortalama analist beklentilerinde 5,45 kur öngörülüyor. Piyasanın öngördüğü zımni volatilite IV (15.83) tarihsel volatilite SV (10.79) altında seyrediyor. Öte yanda kurdaki yukarı yönlü harekete bağlı olarak 25 Delta RR (yeşil eğri) 4,43 ile dolar alım opsiyon talebinde limitli de olsa bir artış gözleniyor.