"Güneşin Doğduğu Yer"den İran için yeni bir umut ışığı, OPEC için de muhtemelen kısa vadede bir felaket geliyor.
Suudi Veliaht Prens Mohammed bin Salman ve Enerji Bakanı Khalid al-Falih Rus Başkan Vladimir Putin'i petrol fiyatlarını bir çöküşten kurtarmak için üretim kesintilerine devam etmenin gerekli olduğuna ikna etmeye çalışırken, İran da aynı derecede önemli bir görevin hazırlığını yapıyor.
Japon Abe Arabuluculuk İçin Tahran'da
Japonya Başbakanı Shinzo Abe Cuma gününe kadar Tahran'da olacak ve önce Başkan Hasan Ruhani , ardından da dini lider Ayetullah Ali Hamaney ile görüşecek. 1979 İslam Devrimi'nden bu yana İran'a ayak basan ilk Japon lider olan Abe'nin ziyareti, umduğu hedefe ulaşmasa bile tarihi olacak. Hedefi ise, Tahran'la ABD arasında barış sağlamak.
Iranian Diblomacy sitesindeki bir röportajda Abe'nin ziyaretini yorumlayan İranlı eski diplomat Jalal Sadatian, Japon liderin Trump ve Ruhani yönetimleri arasındaki ilişkiyi sıfırlayacak bir küresel nükleer anlaşma için gelmediğinin altını çizdi:
"Irak, Kuveyt, Umman, İsviçre ve Japonya ABD'yi Obama dönemindeki gibi bir sonuç için pazarlık masasına getirmiyor."
Trump, göreve gelişinden kısa bir süre sonra Obama'nın İran'la elde ettiği nükleer anlaşmayı "hiç yapılmamış olması gereken korkunç ve tek taraflı bir anlaşma" olarak tanımlayarak yoksaymıştı.
Japonya dışında Sadiatan'ın bahsettiği diğer ülkeler de, Trump'ın Mayıs 2018'de Obama dönemi anlaşmasını iptal ederek İran petrol ihracına kısıtlamalar getirmesinin ardından son kırk yılın en kötü seviyesinde olan Tahran-Washington ilişkilerini düzeltmeye çalıştı. Bundan ayrı olarak Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas da 2015'teki ilk nükleer anlaşmasını kurtarmak için İran'da.
Sadatyan Abe'nin ABD-İran krizinin yarattığı küresel etkileri yatıştırmayı amaçladığını söyledi. ABD'nin bir İran saldırısı ihtimaline karşı Basra Körfezi'ndeki askeri varlığını güçlendirmesiyle birlikte geçen ay Orta Doğu'daki jeopolitik gerilim tavan yaptı. Pentagon aynı zamanda İran Devrim Muhafızları'nı Mayıs başında körfezdeki dört petrol tankerini sabote etmekle suçlamıştı. İran iki suçlamayı da reddetti.
ABD-İran gerilimi tüm dünyayı etkilese de, asıl hissedilen etki bu yüzleşme sebebiyle petrol fiyatlarının gereğinden fazla yükselmiş olması.
ABD ambargosu sebebiyle İran'ın petrol ihracı kapasitenin yaklaşık bir milyon varil altında. Trump yönetimi aynı zamanda Caracas'ta bir liderlik değişimi sağlamak için Venezuela'nın petrol ihracına da kısıtlama getirdi. 2018'in son çeyreğindeki çöküşün ardından Rusya'yla birlikte yaptığı üretim kesintileriyle Nisan'da petrol fiyatlarının %40 kadar yükselmesini sağlayan Suudi Arabistan ve OPEC için Trump'ın bu hamleleri felaket oldu. Suudiler'in elde ettiği bu yükseliş artık yavaşladı ve şimdi yıl sonuna kadar üretim kesintilerini sürdürmek için Rusların yardımına ihtiyaçları var.
Ancak Moskova'nın iki hafta sonra—ya da Ruslar'ın istediği daha ileri bir tarihte—gerçekleşecek OPEC toplantısında kararını açıklamasının da öncesinde, ABD-İran nükleer müzakerelerinin açıklanarak tüm dünyayı şaşırtacağına yönelik beklentilerde de artış var.
Petrol için bunun gerçekleşmesi kadar kötü bir şey olamaz. İran'ın karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklara ve Trump'ın Çin ile yaşanan ticaret savaşında bir çözüme ulaşamamasının ardından bir anlaşma zaferi kazanma ihtiyacına baktığımızda, bu görüşmelerin başlaması muhtemel.
Trump Petrolün Çok Yükselmesine İzin Vermemeye Niyetli
Trump'ın İran'la görüşmelere başlamak için bir sebebi daha var—ham petrol fiyatlarının Nisan'daki kadar yükselip pompa fiyatının önümüzdeki yıl yeniden seçilme şansını zora sokacak kadar artmasını önlemek. Ham petrol vadeli işlemleri geçen ay 2019'un zirvelerine ulaştı; ABD West Texas Intermediate varil başına 66,60 Dolar'a, Brent ise 75,60 Dolar'a ulaştı. Trump attığı tweetlerle OPEC'ten ve üretim kesintileriyle petrol fiyatlarını yönetme tarzından hiç memnun olmadığını açıkça dile getirdi.
Trump'ın yakın tarihteki Tokyo ziyaretinde Abe'nin krizde aracı olma teklifini yapmış olması da Trump'ın Tahran'la bir anlaşmaya yakın olduğu iddialarını güçlendiriyor. Trump o dönemde İran'ın görüşmeye açık olabileceğini söylemiş, ancak Ruhani yönetimi fikre karşı çıkmıştı.
Ancak Abe Tahran'dayken fikirlerini değiştirebilir.
Sadation Japon liderin Trump'ın elçisi rolünün önemini azaltmaya çalışsa da bu kadarını kabul etti. Eski diplomata göre "Beyaz Saray'ın bu tutumuna güvenilemezse de, Abe'nin varlığı gerilimi azaltacak olumlu bir atmosferin işareti olabilir."
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Araqchi ile meclis üyesi Hossein Farhangi de verdikleri demeçlerde aynı görüştelerdi.
NHK ile yaptığı konuşmada Araqchi şunları söyledi:
"Japonya Amerikalılar'ın mevcut durumunu anlamalarını sağlayabilir."
Farhangi ekledi:
"Japon başbakan Amerikalı yetkililere ait yeni bir mesaj taşıyor olabilir çünkü iyi niyetle davranması gereken onlar."