Dövize endeksli TL mevduatlar için TCMB'den açıklama geldi. Kısaca özetlersek;
Dövizden TL'ye geçen ya da direkt TL mevduat açan (en az 3 ay vadeli) gerçek kişiler, bankadan hesap açtıklarında o gün TCMB'nin saat 11.00 itibarıyla baz aldığı döviz kuru not edilecek, kişinin 3 ay sonraki faizi ödenirken o günkü döviz kuru vade açılışının altındaysa ödeme yok. Üzerindeyse aradaki fark ödenecek. Kişi bugün TCMB'nin alış kuru üzerinden vadeli TL hesabı açtı, fakat vade dolmadan hesabı kapatacak olursa hesabın kapatıldığı gün döviz, açıldığı günden yüksekse ödeme yapılmayacak, düşük ise ödeme yapılacak.
Pazartesi günü açıklanan ve dün ile bugün de detayların paylaşıldığı TL mevduatlarda amaç elbette döviz yerine TL'nin tercih edilmesi. Bu planla beraber neler bekleniyor?
Evvela faizin daha da düşmesi ilk çeyrek içinde tek haneye düşürülmesi bekleniyor.
Diğer taraftan mudi, faizini de farkını da almanın garantisini aldı. Peki bu farkı en aza indirmek için önce kurdaki yüksek oynaklık yerini belirli seviyelerde sakinliğe bırakmalı. Bugünlerde yaşanan hızlı düşüşle hedef kurda da tek hane mi? Ya da seviyeden ziyade denge mi? Onu göreceğiz. Örneğin kur 9,0 seviyesinde dengelenmek isteniyor, bu seviye hem vatandaşın gözünde 18'lerden sonra düşük olacak hem de genel ihracat için rekabetçi olacak. (Dövizde 7'lerden 8'lerden gelen yükseliş için 9'lu seviye rekabetçi olabilirdi, fakat son 1,5 aydaki artış girdi maliyetlerini de rekor seviyelere yükselttiği için artık rekabetçi değil ve son fiyatlamalar zirvelerden yapıldığı için burada oldukça büyük bir zarar söz konusu). Peki dengelenme nasıl sağlanacak? Her atakta döviz satışıyla müdahale ederek mi? Ya da başka yöntemlerle mi? Çünkü kurdaki her yükseliş merkez için de hazine için de maliyet olacak ve bu maliyetler nereye kadar karşılanabilecek? Şimdilik 3 aylık süre ilk sonuçların alınacağı deneme süresi olarak izlenecek. Bu arada kurdaki bu keskin düşüş elbette mevduatlara talep sağlayacak, fakat tekrar belirtmek isteriz ki olası oynaklıklardaki savunma kalkanı rezervler olacaksa, aradaki farkı kapatmak için vergiler üzerinden gelir sağlanacaksa bu, sabit gelirli için enflasyon ve paranın giderek değer kaybetmesinden başka bir anlama gelmeyecek. Bu plan uygulanmadan önce de sabit gelirli için durum aynıydı, döviz ve enflasyondaki yükseliş yine gelir kaybına neden oluyordu. Dolayısıyla birikimi olanı küstürmemek için alınan kararlarla sabit gelirli ve diğer dar boğazlı kesimi daha da küstürmüş olmayacak mı?
Alınan her karar ya da uygulamayı sorgulamak, kazanç ya da maliyetini irdelemek zorundayız ve bunu yaparken orta uzun vadede risklerin arttığını görüyoruz. Çünkü tekrar belirtelim, dövizi dengede tutmak da maliyet, oynaklık durumunda ödenecek yüksek fark da maliyet ve hem bu maliyetlerin nereden nasıl temin edileceği hem de sürdürülmesindeki zorlukları belirtmek ihtilaf olmak demek değildir. Bu noktada ne hazine ne de merkezin tebliğleri boşlukları doldurmuyor, soru işaretlerini gidermiyor. Ancak kaygılandığımız gibi değil de bilmediğimiz ama risk yaratmayacak bir çözüm bulunmuşsa ve bu şeffaf bir şekilde de açıklanırsa o zaman bu planının getirisinin yüksek olacağını ve güven kazanacağını söyleyebiliriz, söylemek de isteriz.
Dövizdeki yükselişin etkisiyle bankalardaki yabancı para mevduatları geçen hafta 6,14 milyar dolar arttı. En çok artış en büyük paya sahip olan gerçek kişilerde yaşandı. Gerçek kişilerin döviz mevduatları geçen hafta 4,6 milyar dolar arttı ve 146,5 milyar dolara çıktı.
Döviz mevduatlarında kur yükseldiği için rakam artıyor, ama asıl alımların yoğun olduğu dönem düşüşle beraber oynaklığın daha az, geri çekilmenin de sınırlı olduğu zamanlar. Grafikte en çok değişimin olduğu dönemlere baktığımızda; Şubat başı kurun 6,90'lı seviyelere gerilemesi, Mart'ta Ağbal'ın görevden alınması, Haziran ve Ağustos'ta kurun rekor sonrası düşüşü... Kurda her düşüş alım olarak değerlendirilmiş ve her geçen dönemde de dövizin toplam mevduatlar içindeki payı artmış. Bu hafta yılın en sert düşüşünü görebiliriz döviz mevduatlarında çünkü kur 18'den 10'a kadar geriledi. Ancak vadeli işlemlerde en az sürenin 3 ay olması ve 3 ay kurun 10 ya da altı seviyelerde sakin kalması olasılığı ne kadar karşılık bulabilecek bunu takip edeceğiz?
Kısa sürede işe yarayan ama orta uzun vadede en büyük risk haline gelen rezervlerin bu plan içine dahil edilmediğine dair çok net açıklama yapılması şart. Önceki dönemde rezervlerin kuru dizginlemek için kullanılmasıyla bugün bu savunmasız yükselişlere maruz kaldık. 1-17 Aralık döneminde TCMB 5 defa müdahalede bulundu ve geçen hafta net rezervler 8 milyar dolar azaldı. Bu hafta kurda yaşanan düşüş sadece mudilerin dövizden vazgeçmesinden kaynaklanıyorsa harika, ama döviz satışı da varsa bu durum çok çok büyük risk demektir.