Geçtiğimiz hafta ABD’de Ocak ayı enflasyon verisinin yüzde 7,5 artış ile 1982 yılından bu yana en büyük artışı kaydetmesi sonrasında dolar varlıklarına olan giriş tetiklendi. Ayrıca ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin ise yüzde 2,0 seviyesi üzerine tırmandığını gördük. Böylece Fed’in Mart ayına ilişkin faiz artırım beklentileri büyük ölçüde belirginleşirken, doların yaşamış olduğu kazançlara rağmen dolar/TL’de sınırlı fiyat hareketi korunmaya devam ediyor. Uzun bir süredir 13,40 seviyesi çevresinde hareketliliğini sürdüren kurda yatay ancak hacimsiz seyrin sürdüğünü görüyoruz. Diğer taraftan ABD’de Michigan tüketici güven endeksi 61,7 ile beklentilerin altında gelirken, piyasa katılımcıları tarafında enflasyon endişelerinin arttığı görüldü. Bu durumun Fed eyalet başkanlarından faizlerin artırılmasına yönelik gelen çağrıların artmasına yol açtığını söylenebilir.
Yurt içi gelişmelerde ise Aralık ayı sanayi üretimi yüzde 14,4 ile beklentilerin üzerinde bir artışa işaret etti. Ülkede Aralık ayı perakende satışlar verisi ise yüzde 15,5’lik bir oranda artış gösterdi. Büyüme görünümüne yönelik önem arz eden bu veri akışı sonrasında TL tarafında hafif primlenme hareketi meydana gelirken, kurda sınırlı oranda da olsa hafif geri çekilme ivmesi yaşandığını gördük. Diğer taraftan Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, yastık altı altınların sisteme kazandırılmasına yönelik planı açıklayarak TL mevduatlarına olan talebi artırmaya devam ediyor. Fitch Ratings’in ise Türkiye'ye yönelik kredi notunu düşürmesinin TL bazlı tansiyonu pek fazla tetiklemediğini görüyoruz.
Tüm bu bilgiler ışığında yeni haftada 13,40 seviyesi üzeri hareketliliğini koruyan kurda yeni bir alım için 13,85 direncinin aşılmasını takip ediyoruz. Bu seviye üzeri bir kapanışta yükselişler 14,30 ve 14,75 seviyesi üzerine taşınarak yukarı yönlü ivmenin hız kazanmasına yol açabilir. Ancak olası bir aşağı yönlü çözülmede ise 13,40 ilk destek, bu seviye altında 13,0 ve 12,55 seviyeleri güncelliğini koruyan önemli destek bölgeleri olarak güncelliğini koruyor.