TCMB, Eylül PPK toplantısında 1 Enflasyon üzerinde etkili olan salgına bağlı arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinde kademeli olarak ortadan kalkacağı ve talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörülmüştü. Ancak, güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla Ağustos ayından itibaren atılan sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika faizinin 200 baz puan yükseltilmesine karar vermiştir.” İfadesine yer vermiş ve enflasyondaki yükseliş beklentisiyle faiz artışına gitmişti.
Dün açıklanan veriye göre enflasyon 3. ayda da %11,7’li seviyeyi korudu ve kurdaki rekor yükseliş ÜFE’de kendini gösterirken TÜFE üzerinde henüz hissedilmemiş. Merkez, bugün açıkladığı aylık fiyat gelişmeleri raporunda gelecek ay yani Ekim itibariyle ÜFE’den TÜFE’ye doğru hissedilir yükseliş beklediklerini belirtti. Eylül ayında
KDV indirimi ve uzaktan eğitim nedeniyle mevsimsel olarak artış beklenen eğitim ve ayakkabı-giyim gurubunda düşüş oldu.
Dayanıklı mal gurubunda artış yaşandı ki burada kurun etkisini direkt görüyoruz.
İşlenmemiş gıda ve ara mal grubunda da artış var, bu da yine direkt kur etkisi olurken enerji ve hizmet grubunda ise fiyattaki düşüş ve talep azlığı ile son ayda düşüş oldu.
TÜFE %11,75 ile beklenti altında kaldı ancak ÜFE aylık %2,65 arttı, bu oran Mayıs 2019 sonrası en yüksek aylık artış olurken yıllık %14,33’lük seviye de Temmuz 2019 sonrası en yüksek oran oldu.
Burada önemli olan nokta şu:
Merkez, enflasyondaki yükseliş beklentisi nedeniyle faiz artırdı, ancak son rakam yatay seyrin 3. ayda da devam ettiğini gösterdi. Dolayısıyla merkezin bu ayki PPK toplantısında faiz artırmaması kurdaki yükselişin tetiklenmesi anlamına geliyor. Ancak merkez, bu ay önden faiz artırabilir ki beklentiler de 100-150 bp aralığında artış olması yönünde. Bu senaryoda reel faiz de pozitif bölgeye geçmiş olacak.
Kurdaki harekete baktığımızda;
Ağustos 2018’deki rekor sonrası gelen düşüş Ekim 2019’da durdu ve USD/TRY kuru 5,60’lı seviyelerden başladığı yükselişini her ay artırmaya devam etti. Mayıs 2020’de tarihi rekor yeniden test edildi ve 6,80’li seviyelerdeki sıkışmanın ardından sonraki aylarda ise yeni seviyeler görüldü. Kur, Ekim ayının ilk haftasını 7,70’li bantta koruyor, yükselişler önceki haftalara göre zayıf olsa da seviyenin 7,70’lerde olması bile kendi başına bir cevap aslında. Yani düşüşler çok sınırlı.
Günlük hareketlerde destek seviyesi aralıkları dar ancak, aylık hareketi incelediğimizde 6,80 üzerinde alımların hızlandığını daha net görebiliyoruz. Rekor öncesindeki tüm raporlarımızda da bu seviyenin son derece kritik olduğunu hep belirttik. Dolayısıyla kurda rahatlama için yani rahatlama derken fiyatlara yeni zamlar gelmemesi, ekonomik göstergelerin daha da bozulmaması, yurt içinde dolar talebinin bir miktar azalması için kurun 7,0 seviyesi altına yani yeniden 6,80’li seviyelere dönmesi gerekiyor.
Tekrar altını çizelim günlük işlemler için şu anda 7,70’lerde olan fiyat için 6,80’li bir rakam belki çok büyük fark ama resme biraz uzaktan baktığımızda kırılma noktaları daha da belirgin görülebiliyor.
7,86’dan 7,72’ye gerileme gün içi işlemlerde düşüş görülse de kurdaki fiyat son derece yüksek, bu nedenle önemli seviyeleri tekrar belirtmek istedik.
Günlük ve tek haftalık işlemlerde 7,7950- 7,87 seviyeleri teknik olarak direnç, 7,64 ve 7,50 ise ilk destek seviyeleri konumunda.
