Koronavirüs salgını nedeniyle tüm ülke ekonomilerinde 2. Çeyrekte sert düşüşler yaşandı. TÜİK’in bugün açıkladığı rakamlara göre Türkiye ekonomisi 2. Çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %9,9, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış hesaplamada ise, bir önceki çeyreğe göre %11,0 daraldı.
2. çeyrekte ekonominin en önemli alanlarını oluşturan sanayi %16,5, hizmetler %25,0, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %16,5, inşaat sektörü %2,7, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %2,4 ve diğer hizmet faaliyetleri %18,0 azaldı. TÜİK verilerine göre bu dönemde bilgi ve iletişim faaliyetleri %11,0, finans ve sigorta faaliyetleri %27,8, gayrimenkul faaliyetleri %1,7 arttı. Bu kalemlerdeki artış anlaşılır, lakin tarımda %4,0 artış son derce şaşırtıcı!
Büyüme verisinin ardından ülkelerin çeyreklik performansını gösteren grafiği paylaşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Kötümser tabloların aksine GSYİH oranımız dünya ülkelerine kıyasla iyi bir sonuç verdi.” açıklamasında bulundu. Albayrak’ın paylaştığı grafik arındırılmamış hesaplama ve buna göre ABD %31,7, İngiltere %22,8 ile en çok daralan ekonomiler olurken Türkiye ise %9,9 ile Japonya’dan (%10,0) sonra en az daralma yaşayan ekonomiler arasında. Ancak hesaplamalar yıllıklandırılmış olarak yapıldığında ABD ekonomisinin çeyreklik kaybı %10’nun altında. Ayrıca kıyaslama yaptığımız ülkeler olan ABD, İngiltere, Almanya, Japonya, Kanada gibi ülkelerin üretim gücü ile Türkiye’ninki elbette aynı değil, dolayısıyla izolasyon sürecinde ekonominin kapalı olması bu ülkelerde daha fazla maliyet oluşturdu. Yalnız buna rağmen bazı göstergelerde Türkiye en çok düşüş yaşayarak rekor azalma yaşayan ülkeler arasında yer aldı. Şimdi, ABD’ye göre az küçülme yaşadığımıza sevinmemiz mi gerekiyor?!
Son günlerde küresel piyasalar Fed Başkanı Powell’ın enflasyona dair açıklamaları ile yükselişini hızlandırırken TL varlıklar ise geriden geliyor, sebebi; jeopolitik risklerin artması.
Fed Başkanı Powell, enflasyonda %2’lik hedefi ortlama ve esnek hedef olarak gördüklerini açıklarken, olası hedef üzeri durumda ise aceleci davranmayacaklarını belirtti. Bu açıklamalar zaten zayıf olan enflasyonda olası bir yükseliş durumunda bile Fed’in sıkı para politikasına geçmesinin zaman alacağı (ortalama 5 yıl) algısını kuvvetlendirdi. Dolar gerilerken altın, euro ve endekslerde ise yükseliş devam ediyor. Geçen hafta gelişen ülke paraları Powell sonrası kazançlarını genişletirken TL’deki hareket ise çok sınırlı kaldı.
Doğu Akdeniz konusunda Yunanistan’ın sert açıklamaları ortada ve AB’den de yaptırımın görüşülmesine dair açıklamalar geldi. Türkiye cephesinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir şekilde taviz verilmeyeceğini ve geri adım atılmayacağını açıkladı. Bölgeye dair tansiyon yüksek kalmaya devam ediyor ve bu da doların zayıf, gelişen ülke varlıklarının yükseldiği bu fırsat haftasına TL’nin geriden başlamasına neden oldu. USD/TRY kuru bugün 7,35 üzerine çıkmasının ardından 7,33 yakınında işlem görüyor. Kurda en yakın destek olarak izlediğimiz 7,16 seviyesi 50 günlük hareketli ortalamanın da geçtiği bölge ve bu seviye üzerinde alım isteği yüksek görülüyor. 7,16 desteğine doğru gerilemede dolardaki zayıflıktan ziyada TL pozitif gelişme, jeopolitik risklerde azalma sağlayacak açıklamalar olması gerekiyor, çünkü ABD Dolar Endeksi zaten iki yılın en düşük seviyelerinde.