Dolar/TL paritesinde son dönemde yukarı yönde hareketliliğin oluştuğunu görüyoruz. Burada önemli olan nokta teknik olarak 3.50 desteğinin altında kalıcılığın sağlanamamış olması. Özellikle küresel ölçekte GOP’lara fon akışının yılbaşından bu yana devam etmesine karşılık TL’nin istenilen düzeyde olmadığını söyleyebiliriz (En azından 3.50 desteğinin kırılarak 3.40 seviyelerine kadar gerileme hareketi beklenebilirdi). Hatırlatmak gerekirse en son FED’in Haziran ayı FOMC toplantısında piyasaların beklentileri doğrultusunda 25 baz puanlık faiz artırımı sonrası beklentilerin son bulması ile rahatlayan piyasanın ABD doları satması sonrası paritede 3.4750 seviyeleri test edilmişti. Yalnız Yellen’in yıl içerisinde bilanço küçültme politikasına yönelik sürpriz ayrıntılar vermesi dolar endeksinde (DXY) yukarı yönde hareketlerin hızlanmasını sağlamıştı. Bu gelişmelerin ardından Dolar/TL birkaç defa daha 3.50 desteğinin aşağısını test etse de bu seviyelerden alımların geldiğini gözlemlemekteyiz. Dikkat çekilmesi gereken nokta küresel ölçekte pozitif fiyatlamaların görülüyor olması;
· FED’in faiz artırımı Haziran ayı ile sonlanmış değil. Kuvvetle muhtemeldir ki Aralık ayında bir faiz artırımı daha gerçekleştirerek yılı planladığı şekilde 3 faiz artırımı ile kapatacak. Eylül ayında faiz artırımı olasılığını Aralık ayına göre düşük görüyoruz. Şayet Eylül ayında yapılacak bir faiz artırımı Aralık ayında 4. faiz artırımı olasılığı ile gerginlik oluşturabilir. FED’in bu tarz bir stresi piyasalarda oluşturmak istemeyeceğini düşünmekteyiz. Tabii bu konunun açıklanacak olan datalara bağlı olduğunu ve henüz ABD enflasyonunda istenilen düzeyin yakalanamamasının yanında zayıflama emarelerinin bulunması da faiz artırımı konusunda Aralık ayını ön plana çıkarıyor. Bu durum piyasaları destekleyebilir. Fakat bilanço küçültme politikası ise hala en önemli belirsizlik. Haziran toplantısında bir miktar ayrıntı paylaşılsa da bilançoda daraltmanın ne zaman başlayacağı belirsizliğini koruyor.
· Yurt içerisinde 1. Çeyrek büyüme oranı %5 olarak açıklandı ve en yüksek beklentinin de üzerinde geldi. Rakamsal bazda gayet olumlu olan büyüme verisinin ayrıntılarına baktığımızda büyümede aslan payının kamu harcamaları ve KGF destekli hanehalkı harcamaları olması %5 oranının mevcut destekleyici politikalar ile yakalandığını bize göstermekte. Bu oranda büyümenin sürdürülebilirliği doğal olarak sorgulanıyor. Yalnız ülke ekonomisinin 2016 yılından sonra tempo kazandığı da bir gerçek. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in yıl içerisinde büyüme tahminini %2.3’den %4.7 seviyesine yükselttiğini de söylemek gerekir.
· Yılbaşından bu yana GOP’lara fon akışı devam ediyor. Burada özellikle FED’in faiz politikasına yönelik belirsizliğin ortadan kalması, Trump’ın seçim vaatlerini kolaylıkla gerçekleştiremeyeceği beklentilerinin güçlenmesi, küresel ekonomide büyümenin güçleniyor olması, GOÜ ekonomilerinde güçlü görülen toparlanmanın devam etmesi getiri arayışında bulunan fonları riskli varlıklara yönlendirmekte. Bu durumdan en çok hisse senedi endeksleri çıkar sağlıyor. ABD’de vadeli piyasada S&P500 endeksinin 2451 puanın üzerine çıkarak rekor seviyeyi görmesi bu noktada dikkat çekici.
Tüm bu olumlu gelişmelerin etkisine karşılık Dolar/TL paritesi yalnızda %0.16 oranında değer kazanabildi. Yani yılbaşında görülen seviyelerden bu yana ciddi bir değişiklik yok. Diğer GOÜ para birimlerinin yılbaşından bu yana ABD dolarına karşı performansını incelediğimizde:
Meksika pezosu %13.15
Polonya zlotisi %10
Güney Afrika randı %5.5
Hindistan rupisi %5.20
Endonezya rupiahı %1.60
Rusya rublesi %4.50 değer kazanmışlar.
Yalnızca Brezilya reali %1’e yakın bir değer kaybı ile kötü bir performans göstermiş. Bunun en önemli nedeni ise ülkede yaşanan olumsuz siyasi atmosfer.
Görüldüğü gibi TL altı aylık süre zarfında benzerlerine pozitif yönde net olarak uyum sağlayabilmiş değil. Buna sebep olarak birçok neden sayılabilir. Bu konuyu başka bir analizde değerlendirerek teknik
görünüme geçelim:
3.6415 seviyesinin test edilmesinden sonra paritede oluşan alçalan kanal formasyonunun yukarı yönde bozulduğunu ve 3.5240 direncine ulaşıldığını görüyoruz. Kısa vadede yükselişin devamı adına bu seviyeyi ilgiyle izlemekteyiz. Şayet bu seviye aşılabilirse paritede 3.5450 ve 3.5600 dirençlerinin potaya girebileceğini düşünüyoruz. Bunun yanında paritenin yeniden düşüş kanalına dönmesi adına 3.5100 desteğini izlesek de 3.5000 seviyesi çok daha önemli. Gerilemenin devamı adına bu seviyenin altında kalıcılığın sağlanması gerekliliğini birçok defa belirtmiştik. Bu yönde bir fiyatlamanın oluşması sonrası 3.4750 desteği bir kere daha görülebilir. Özellikle 3.4750 altında 3.4400 ve 3.4000 desteklerini sıkça konuşuyor olacağız. Fakat bu seviyelere kadar gevşemenin yaşanma ihtimalini bir miktar zayıf görmekteyiz. Yani bir süre daha genel hatları ile 3.50 – 3.56 bandında hareketlerin devamı makul duruyor.