Petroldeki ralli şimdiden zayıfladı mı?
Ham petrolün üst üste beş haftalık kazanç serisi, COVID-19 aşısı alanındaki iyi gelişmelere rağmen petrolün bu noktadan itibaren kalan yukarı yönlü momentumunun sınırlı olacağı anlamına geliyor.
Küresel çapta hızla artan korona virüs vakaları sebebiyle ABD'nin Güney California bölgesi de dahil olmak üzere birçok bölgede uygulanan yeni kısıtlamalarla birlikte bugünkü Asya işlemlerinde Singapur'da saat 14:00 itibariyle West Texas Intermediate ve Brent ham petrolleri %0,4 düşüş yaşadı.
Bu düşüş, Pfizer (NYSE:PFE) öncülüğünde üç aşı üreticisinin, COVID-19 karşısında geliştirdikleri aşıların bu hafta kadar erken bir tarihte kullanılmaya başlanabileceğini açıklaması sonrasında petrolün yükselişini devam ettirmekte zorlandığının bir başka işareti oldu.
Kısıtlamaların dışında, petroldeki uzuncular her zaman başka bir sorunla karşı karşıyaydı: OPEC.
Üyeleri için daha iyi fiyatlar ve piyasa fırsatları elde etmek için varolan OPEC, her zaman petrol boğalarının beklentilerini karşılayacak hamlelerde bulunmuyor.
Yaptığında ise—Ocak ayından itibaren üretimi günlük 2 milyon varil yerine sadece 500 bin varil artırmaya karar verdiği geçen haftadaki gibi—OPEC alkışı hakedecek adımlar atabiliyor.
Ancak kartel aynı zamanda en gerekli anlarda hayal kırıklığı yaratabiliyor ve bu hayal kırıklığı, Suudi Arabistan liderliğindeki OPEC ile Rusya öncülüğündeki 10 müttefikinin her birinden gelebilir.
WTI'ı tarihinde ilk kez varil başına eksi 40 dolar düşüren Mart çöküşüne yol açan Suudi Arabistan - Rusya çarpışması hala çoğu kişinin hafızalarında.
Son örnekte ise, Perşembe günkü üretim artırım açıklaması sonrasında OPEC piyasayı köşeye sıkıştırmış gibi görünürken, haftasonu kurucu üyelerden biri olan İran'ın yeni yılda muhtemelen üretimini maksimum miktara çıkaracağına dair dedikodular ortaya çıktı.
İran devlet yayın organını kaynak gösteren Reuters'a göre Tahran, ABD'de Seçilmiş Başkan Joe Biden'ın 20 Ocak'ta göreve başlamasıyla birlikte yaptırımlarda yapılabilecek bir gevşeme öncesinde petrol bakanlığına üç ay içerisinde üretimi ve satışı tam kapasiteye ulaştırmak için hazırlıklara başlanılması talimatını verdi.
Habere göre Ruhani, Trump yönetiminin Tahran'la yapılan nükleer anlaşmasında çıkarak ülke ekonomisine büyük darbe vuran yaptırımları uygulaması öncesinde en son 2018'de görülen günlük 2 milyon varillik üretim seviyesine geri dönme hedefinde.
Biden döneminde İran petrolünün piyasaya geri dönüşü konusunda birçok spekülasyon yapıldı.
Ancak şaşırtıcı olan, İran'ın sahne arkasında üretimi yarınlar yokmuş gibi artırma çalışmaları yaparken OPEC+'in üretimde makul miktarda artırım yapma kararını onaylamasıydı.
Daha önceki yazılarımda da sorduğum gibi, insanlar OPEC'e neden güvensin ki?
Varolduğu 60 yıl boyunca kartel genelde büyük sözler verdi ancak bu taahhütlerini büyük oranda yerine getirdiği söylenemez.
İran gerçekten de Suudiler'in arkasından iş çevirirse, bu bir OPEC üyesinin bir şey söyleyip başka bir şey yaptığı ilk ya da son sefer olmayacak.
Aynı zamanda, İslam Cumhuriyeti bu tutumu için suçlanamaz bile, Suudiler son iki yıldır OPEC'in bir üyesi olan İran'ın yaşadığı ekonomik zararı hiç umursamadan Trump yönetiminin ülkeye "maksimum zararı" vermesine hiç ses çıkarmadı.
Değerli metaller köşesinde, petrolün beş haftalık kazanç serisine karşı sadece bir haftalık kazanç sağlayan altının mevcut yükselişini devam ettirme şansı olabilir.
Bugünkü Asya işlemlerinde, New York COMEX'teki Şubat teslim altın vadeli işlemleri yaklaşık 4 dolar, ya da %0,2'lik yükselişle ons başına 1.845 dolar civarındaydı.
Bazı analistler altın için en iyimser senaryonun şu an 1.880 dolara doğru ve ötesine bir çıkış olduğunu düşünüyor. Bunun için güvenli liman grubunun Biden yönetiminden gelecek ekonomik teşvik anlatısına nasıl bir tepki vereceği büyük önem arz ediyor.
Biden Cuma günü ABD ekonomisini 2021'den geçirmek adına "yüz milyarlarca dolar" değerinde bir teşvik için çağrıda bulundu. Mart'taki 3 trilyon dolarlık CARES yasası sonrasında COVID-19 kaynaklı ciddi bir harcamayı başarıyla engelleyen Senato Cumhuriyetçileri ise en az 908 milyar dolarlık bir anlaşmayı kabul etmek için köşeye sıkıştırılmış gibi görünüyor.
Altını Mart ayında 2.000 dolar ve üzerindeki rekor zirvelere yollayan itici gücün CARES yasası ve sonrasındaki (gerçekleştirilemeyen) teşvik taahhütleri olduğunu unutmamak gerek. Ek mali kurtarma paketleri ve doların zayıflaması sarı metalin canlanmak için ihtiyaç duyduğu şey olabilir.
Biden yönetiminin yapacaklarının ötesinde, FED de Kasım'daki zayıf tarım dışı istihdam raporunu görmenin ardından tahvil alımlarına çivileme dalmaya hazırlanıyor.
New York merkezli OANDA'dan kıdemli piyasa stratejisti Ed Moya'ya göre, "COVID kısıtlamaları istihdam piyasasına kalıcı zarar verme riski taşıyor ve bu da FED'i aşırı uyumlamacı tutmayı sürdürecektir."
Yine de, altın için 1.770 dolar altlarından güçlü bir ralli gerçekleştirmenin ardından 1.835 - 1.850 dolar arasında bir duvara vurup vurmadığına yönelik bazı argümanlar var.
Ek olarak, altının yükselmesi için iki şeyin düşük kalması gerekiyor: Dolar ve ABD Hazine tahvilleri.
Ani bir varlık rotasyonunun yaşanması durumunda sermaye altın da dahil olmak üzere aşırı alınmış hisselerden tahvillere doğru kayabilir.
Kolkata, Hindistan merkezli SK Dixit Charting'den Sunil Kumar Dixit'e göre, "Altının vücut dili 1.900 doların sağ tarafına geçme isteğini gösteriyor olsa da, aynı zamanda teknik faktörler temkinlilik uyarısında bulunuyor."
"Beklenildiği gibi, değerli metal 1.848 dolarda güçlü bir dirençle karşı karşıya ve Stokastik RSI negativitesi 1.830 - 1.818 dolara doğru bir gün içi düzeltmesine yol açabilir. Alıcılar 1.818 - 1.820 dolar alanlarının testinde gelebilir ve bir konsolidasyon altının yeniden ralliye geçerek 1.848 doları aşmasını ve 1.866 - 1.870 dolar bölgesine ulaşmasını sağlayabilir."