- Piyasalar “daha uzun süre daha yüksek faiz” senaryosunu fiyatladıkça hisse senetleri değer kaybediyor.
- Bu arada tahviller 2 yıl üst üste geriledi ve üçüncü bir yılı daha düşüşle kapatma yolunda ilerliyor.
- Ekonomik zayıflık nihayetinde ortaya çıkıp faizler zirve yaptıkça tahviller cazip hale gelebilir.
- Ekonominin uzun vadede zayıflaması: 2024'te ABD ve Avrupa ekonomilerinin, geniş çaplı bir yavaşlama yaşanması muhtemel (Tahviller bu tür durumlarda tarihsel olarak iyi performans göstermiştir).
- Son dönemdeki toparlanmaya rağmen enflasyonun yavaşlaması: ECB zaten bir dönüm noktasına ulaşmış gibi görünüyor ve Fed, faizleri daha uzun süre yüksek tutma sözü verdi. Faizlerin bundan sonra çok daha fazla yükseldiğini görmemiz zor.
Fed’in, faiz oranlarını daha uzun süre yüksek tutacağını belirtmesinin ardından tüm gözler, hisse senedi piyasasındaki son düşüşe odaklanmışken finansal manzaranın, yatırımcıların kesinlikle dikkate alması gereken başka bir yönü daha var.
Son birkaç yılda tahviller, çoğu gelişmiş ekonomideki net sıfır faiz oranlarının da etkisiyle, kayda değer birçok yıllık bazlı düşük getiri dönemi yaşayarak kendi paylarına düşen zorlukları atlattı.
Ancak mevcut makroekonomik tablonun bir sonucu olarak getiriler inatçı bir şekilde yüksek kalmaya devam ettikçe ve borsa ortamı daha belirsiz hale geldikçe görünüşte göz ardı edilen bu varlıklar, güvenli ve uzun vadeli getiri güvencesi arayan yatırımcılar için cazip bir seçenek olarak yeniden ortaya çıkabilir.
Kaynak Charlie Bilello
Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi, tahvillerde ayı piyasasının üçüncü yılına giriyoruz. Ancak koşullar daha elverişli hale geliyor olabilir. Bunun için aşağıdakiler de dahil olmak üzere birkaç neden var:
Kaynak: Topdown Charts, Refinitiv
Kaynak: Topdown Charts, Refinitiv
Şu anda tahvilleri borsa ile kıyasladığımızda hem makroekonomik senaryolarda hem de göreceli değerlemelerde gözle görülür bir kopukluk olduğunu belirtmek gerek. Genellikle bu tür farklılıklar, en azından bir dereceye kadar, zamanla kendiliğinden düzelme eğiliminde olur.
Şimdi bu, 50 yıl vadeli tahvil almak için acele etmeniz gerektiği anlamına gelmez. Bunun yerine; özellikle uzun vadeli bir yaklaşıma sahipseniz, yatırım portföyünüzdeki tahvil sürelerinin uzatılmasını dikkate alan ihtiyatlı bir yaklaşım önermektedir. Tahvil sürelerinin 8 ila 13 yıl aralığında hedeflenmesi, portföyünüzü, bu gelişen piyasa dinamikleriyle uyumlu hale getirebilir.
Geçmişe baktığınızda mevcut değerlemeler oldukça ilgi çekici ve bu da dengeli portföyleri bir kez daha oldukça cazip hale getirebilir.
Sonuç olarak
Faiz oranlarının uzun bir süre daha yüksek seyretme olasılığı göz önüne alındığında yatırımcıların, yatırım stratejilerini dikkatle gözden geçirmeleri tavsiye edilir. Geleneksel olarak muhafazakar bir seçenek olarak görülen tahviller, belirsizliklerin sürdüğü bir küresel ekonomide güvenilirlik ve istikrarın sembolü olarak yeniden ortaya çıkabilir. Başarılı yatırımın temel ilkelerinden biri, piyasadaki değişimleri öngörmenin yanı sıra bunlara uyum sağlamayı da içerir.
Tahviller, son dönemdeki zorluklara rağmen, bir kez daha çeşitlendirilmiş ve sağlam bir yatırım portföyünün temel taşı haline gelebilir ve hem gönül rahatlığı hem de uzun vadede sürdürülebilir finansal güvenlik beklentisi sunabilir.
***
Yasal Uyarı: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır; herhangi bir şekilde varlıkların satın alınmasını teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye, danışmanlık veya öneri teşkil etmez. Bir hatırlatma olarak; her türlü varlık, birden fazla bakış açısıyla değerlendirilir ve oldukça risklidir ve bu nedenle, herhangi bir yatırım kararı ve ilgili risk, yatırımcıya aittir. Yazar analizde bahsi geçen hisse senetlerine sahip değildir.