Avrupa Merkez Bankası (ECB)
ECB dün beklenildiği gibi faizlerde ve para politikası duruşunda bir değişikliğe gitmedi. Fakat kararın hemen ardından ECB Başkanı Lagarde’ın açıklamalarının piyasa için çok da beklenildiği gibi olduğunu söyleyemeyeceğim. Piyasa Lagarde’ı beklenilenin çok ötesinde şahin buldu. Lagarde dün yaptığı basın toplantısında net varlık alımlarını yılın 3. çeyreğinde sonlandırmayı planladıklarını ve varlık alımları sona erdikten sonra kademeli olarak faiz artırımı geleceği sinyalini verdi. Lagarde’ın konuşması sonrasında ECB’nin ilk faiz artışını Eylül ayında yapacağı fiyatlanmaya başladı.
Dün için piyasada hâkim beklenti şöyleydi aslında; bildiğimiz gibi Rusya-Ukrayna savaşı öncesi Avrupa’da enflasyon hayli yüksekti ve enflasyonun temel kaynağı da artan enerji maliyetleriydi. Rusya-Ukrayna savaşının çıkmasıyla Avrupa’nın enerji maliyetlerinin daha da artacak olması nedeniyle enflasyonun tırmanması bekleniyor. Fakat savaşın Avrupa’ya bir diğer olumsuz etkisi de ekonomik büyümeyi hatırı sayılır şekilde yavaşlayacak olması. Bu konuda geçtiğimiz Aralık ayında “bizim maliyet kaynaklı enflasyonu baskılamak için Fed kadar agresif giderek büyümeyi bozmamıza hiç gerek yok diyen” Lagarde hafızalardan silinmediği için, ECB’nin savaşla birlikte maliyet kaynaklı enflasyon karşısında oldukça azalacak büyümeyi önceliklendirmesi bekleniyordu. Yani en azından bu yıl için faiz artırımına ilişkin bir sinyal kesinlikle ama kesinlikle beklenmiyordu. Hatta şöyle söyleyeyim sadece faiz artışı sinyalinin gelmiş olması değildi sürpriz olan. Geçtiğimiz Aralık ayında ECB en azından bu yılın Ekim ayına kadar varlık alımına devam edeceğiz derken böylesi belirsiz bir konjonktürde varlık alımı bitirimini de öne çekmesi bir hayli şaşırtıcı oldu.
Tabi piyasada hâkim beklenti ECB’nin güvercin gitmesi yönündeydi. Ama tıpkı ECB gibi bunun aksine düşünenlerin sayısı da az değil. Şahin kesime göre Avrupa’da her ne kadar enflasyonun kaynağı maliyet olsa da savaşın da etkisiyle birlikte enflasyon bekleyişleri tırmanışa geçmiş durumda. Kaldı ki ECB’nin Fed’den (Fed’in enflasyon ve işsizlik olmak üzere iki hedefi var) farklı olarak tek görevi var, o da enflasyonla mücadele. Bir de üstüne Avrupa’da ÜFE’nin %30.6, ABD’de ise ÜFE’nin %9.7 olduğunu düşünürsek, enflasyon ÜFE-TÜFE yansıması nedeniyle Avrupa’da daha fazla yükselmeye aday. E birde savaşın getireceği yüksek enflasyon olacak. İşte böyle düşünenlere göre tüm bu nedenleri üst üste koyduğunuzda ECB’nin dün aldığı karar oldukça yerinde, sürpriz olan bir durum yok.
Dünkü sürpriz şahin ECB Euro’yu bir hayli olumsuz etkiledi. ECB kararı açıklanır açıklanmaz Euro’da 1.1120’ye bir sıçrama oldu. Fakat Lagarde’ın açıklamalarının ardından Euro bu kez değer kaybetti. Oysa Lagarde’ın “faiz artırımı geliyor” şahin açıklamasının ardından Euro’da faizler artacağı beklentisiyle bir değer kazanımı beklememiz gerekirdi. Fakat piyasa böyle düşünmüyor. Piyasa ECB’nin bir hata yaptığını fiyatlıyor. Piyasaya göre ECB olması gerekenden çok daha fazla şahin davranacağından erken faiz artışları ile maliyet kaynaklı enflasyonu yeterince düşüremeyecek ve aynı zamanda büyümeyi de çok düşürecek. Yani “Avrupa’nun stagflasyona gireceği fiyatlaması” ile Lagarde sonrası gelen sert euro satışlarıyla Ocak’taki dip seviyesine kadar geriledi Euro/Dolar paritesi. Şunu da belirtmeden geçmek istemem, olur da savaşla ilgili olumlu gelişmeler olursa bu kez euroda hızlı bir yükseliş görmemiz hayli olası.
Fed ve Yine ve Yeniden Son 40 Yılın En Yüksek Enflasyonu
Dün ABD’nin TÜFE verisi de açıklandı. TÜFE beklentilere paralel aylık %0,8 yıllık %7,9 olarak gerçekleşti. Henüz savaşın yarattığı ve yaratacağı şokun bu geçmiş enflasyona yansımamış olmasına rağmen enflasyon yine son 40 yılın zirvesinde. Tabi herkes şunu merak ediyor; bu enflasyon Fed’in 16 Mart’taki kararını etkiler mi? Cevap vereyim: Hayır. Çünkü Fed zaten en iyi ihtimalle zirveyi Mart ya da Nisan gibi bekliyordu, projeksiyonlarını buna göre yapmış durumda. Bu noktada TÜFE rakamı sonrası piyasa 16 Mart için %97,8 olasılıkla 25 baz puan ve %2,2 olasılıkla da pas geçer ihtimalini fiyatlıyor. 50 baz puan gelme olasılığı şu an için %0. TÜFE sonrası Fed’in bu yıl 5 kez 25’er baz puanlık artış yaparak yıl sonunda faiz oranını %1.5-1.75 aralığına yükselteceği fiyatlanıyor. Ben de haftaya 25 baz puan geleceğini düşünüyorum.
Dün şahin ECB ve yüksek gelen ABD TÜFE’si sonrasında piyasa Fed’in politika hatası yaptığını çok daha güçlü bir biçimde fiyatlamaya başladı. Bu fiyatlamayla dün ABD 10 yıllık tahvil faizleri %2’nin üzerine yükseldi. Sizin anlayacağınız ECB Fed’e çok kötü örnek oldu. ECB böyle şahin gittikçe Fed’in daha güvercin kalması ABD tahvil faizlerini daha fazla güçlendirecektir. ABD tahvil faizleri için kritik direnç 2,15. Bu seviyenin geçilmesi fiyatlamaları bambaşka bir boyuta taşımaya aday görünüyor.