Türkiye’nin üretimden satış rakamlarına göre en büyük 500 sanayi şirketi (ISO 500) bugün açıklandı.
ISO’nun yayınladığı liste ve yaptığı açıklamalara biraz göz atma şansım oldu (çünkü 2018 yılı sanayi firma performansları sahiden merakla takip ettiğim konulardan bir tanesi), elde edindiğim ilk izlenimleri sizlerle paylaşmak isterim.
Listenin ilk 10 firması, Renault ile Tofaş’ın sıralamadaki yer değişikliği haricinde, geçen sene ile aynı.
Tüpraş en yakın rakibi olan Ford’un 2,5 katı kadar bir fark ile birinci, geçen senenin 5.si olan Renault bu sene 4.lüğe yükselmiş ve geçen senenin 4.sü olan Tofaş da bu sene 5.liğe gerilemiş.
Böylece ilk 10'da 5 tane otomotiv firması var, sırayla Ford, Toyota, Renault, Tofaş ve Hyundai.
Listedeki 500 firmanın üretimden satışları 2017 yılında 652,7 milyar TL iken, 2018 yılında %34.5 artış ile 878 milyar TL’ye yükselmiş.
Bunun karşılığında 2017 yılında toplam 70,6 milyar TL faaliyet karı edilmişken, 2018 yılında %52,7 artış ile 107,8 milyar TL faaliyet karı edildiği görülmektedir.
Böyle bakınca harika bir performans gibi görünüyor.
Alt kalemlere baktığımızda üretim faaliyeti dışı 55,8 milyar TL gelir elde edilmiş ve bu rakamın içinde 31,5 milyar TL civarında bir kambiyo karı olduğu görülmektedir.
Yine üretimden satış hasılatı rakamlarını incelediğimizde elde edilen artışa sebep olarak döviz kurlarındaki yükselmenin ihracat gelirlerinde yaratmış olduğu artış kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Üretimden satışların tüfe’den arındırılmış reel büyüme oranı 2017’de %19.0 iken 2018 yılında reel büyüme %11.8 olarak hesaplanmıştır.
İlk başta edindiğimiz iyi izlenim detaylara indikçe biraz azalmaya başladı sanki, ne dersiniz ?
Durun daha maliyet ve finans kısmı var, görelim ;
Yine iyi bir gösterge ile başlayalım.
2017 yılında toplam EBITDA (favök) yani “faiz, amortisman ve vergi öncesi kar” 94,7 milyar TL iken 2018 yılında %48 artışla 140,2 milyar TL’ye yükselmiş durumda. Yani ISO 500 firmaları son 6 senenin en yüksek ebitda artışını yakalamış görünüyorlar.
Peki gerçekten firmalarımız bu karları ettiler ve ceplerine koyabildiler mi acaba ?
Alt kalemleri incelediğimizde finansman giderleri tarafında ciddi bir uyarının bizleri beklediğini görüyoruz.
2017 yılında toplam 35,2 milyar TL olan finansman giderlerinin 2018 yılında %172 artış ile 95,8 milyar TL’ye ulaştığını görüyoruz.
Yani, 2018 yılında İSO 500’ün finansman giderlerinin faaliyet karı içindeki payı %49,8’den %88,9’a yükselmiştir !!!
Bir başka deyişle, iso 500 firmaları elde ettikleri karın neredeyse %90’ını finansman giderlerine tahsis etmek zorunda kalıyorlar görünüyor !!! (iso 500 harici firmalarda da durum farklı değil, hatta belki daha da kötü).
Üstelik 2018 yıllık tablolara yansıyan bu rakamların (finans maliyetlerinin) 2018 yılı 7.ayından sonra tesir edici olduğu düşünülürse durum aslında daha da vahim !!!
Biraz da borçlanma yapısına bakalım;
2017 yılında %63 civarında olan borçların payı, 2018 yılında 4 puan daha artarak %67’ye yükselmiştir.
Yani firmalar 2017 yılında borçlarının %37’sini özkaynak ile karşılarken 2018’de sadece %33’ünü özkaynak ile karşılayabilmiştir.
Bu oran ciddi bir finans sorununa işaret etmektedir.
2009-2010 yıllarında %50-%50 olan bu denge son 5 senedir bozulma eğilimine girmiş ve nihayet 2018 yılında finans ihtiyacının 2/3’ü dış kaynak ile sağlanmaya başlanmıştır.
Bu oranlar tarihsel olarak en olumsuz kaynak yapısına işaret etmektedir !!!
Şüphesiz döviz kuru artışı borç hacminin TL bazda artışına en önemli sebeplerden birisidir.
Bunların üzerine bir de kısa vadeli borçlanma oranındaki artış sanırım tuzu biberi olur desek yanlış olmaz.
2016 yılında toplam mali borçların için %37.8 olan kısa vadeli borç oranı 2018 yılında %45.3 olarak gerçekleşmiş.
Yani hem borçlanma artıyor, hem borçlanmanın maliyeti artıyor hem de vadesi azalıyor !!!
Bu maliyetler yetmezmiş gibi İSO 500 firmaları "devreden kdv" olarak bekleyen 9,7 milyar TL kendi paralarını da kullanamıyor.
Yani yüksek maliyet ile borçlanan şirketlerimiz 9.7 milyar TL’yi devlete sıfır faizle kullandırıyor durumdalar, bu da yetkili kurumlar tarafından acilen üzerinde çözüm üretilmesi gereken bir konu.
Son olarak, bu 500 şirket içinde 119 tanesinin zarar açıklaması da sanırım üzerinde ciddi düşünülmesi gereken bir başka konu.
Son söz;
“Kurtarılmayı bekleyenler sadece kölelerdir”
Bol kazançlı günler dilerim.
Celalettin Güleryüz