Bu makale 17.03.2022 tarihinde İngilizce olarak yayımlanmıştır.
8 Mart’ta 123 doların üzerinde kapatan WTI ve 128 dolara yaklaşan Brent ile geçen hafta petrol piyasasında görülen fiyat artışlarının ardından bu haftanın ilk yarısında majör düşüşler yaşandı. Her iki gösterge de %25 üzerinde kayıpla 90 dolar ortalarına kadar geldi.
Yine de bu fiyatları 2021 sonu ile karşılaştırdığımızda hâlâ çok yüksek ancak enerji emtiasında yeni rekorlara yaklaştığımız geçen haftaki üç haneli zirvelere göre önemli bir düşüşü gösteriyor. Bu yazı yayımlanırken Brent bir kez daha 100 dolar seviyesini geçti ve ham petrol de bu yönde ilerliyor gibi.
Elbette jeopolitik olaylarla ilgili hissiyat ve korkulardan dolayı fiyatların yüksek olması ve belki de yükselmeye devam etmesi için geçerli bazı sebepler var hâlâ. Ancak piyasanın nasıl ilerleyeceğini anlamak için fiyatları düşürebilecek unsurların bazılarını incelemek önemli.
Dikkat kesilmeniz gereken dört büyük gelişme var:
1. Spekülatif histeri etkisini yitiriyor mu?
Temel göstergeler ve hatta arzda Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklı bozulma korkusu, rekor fiyatları haklı çıkarmak için asla yeterli olmadı. OPEC, çatışmalar ve fiyat artışları başladığından beri bu rahat pozisyonu aldı.
Bununla birlikte petrol piyasası tamamen temellere dayalı değil. Aynı zamanda New York, Londra, Hong Kong, Singapur, Buenos Aires ve Mumbai’de bilgisayar başında oturan yatırımcıların hissiyatına da dayalı.
Fiyatlarda, Ukrayna-Rusya çatışmasından dolayı piyasada bozulma yaşanacağı korkularına dayalı artışlar normal çünkü manşetlere, savaş ve savaşa yönelik tepkiler hakimdi. Belirsizlik de fiyatları artıran bir etken oldu. Savaş manşetleri domine etmeye devam etse de spekülasyonlar zamanla azalmış görünüyor – özellikle de yaptırımlarla ilgili belirsizlik daha da kesinleştikçe.
Bazıları, yatırımcıların aylık sözleşmeleri kapatmasının da fiyatlarda düşüşe yol açabileceğini belirtti.
2. Kıta Avrupası Rusya’dan enerji almayı bırakacak mı?
Bırakamaz ve bırakmayacak da. Çatışmanın başlarında Avrupa’nın Rus petrolüne, gazına ve kömürüne olan bağlılığını koparabileceğine dair bir algı vardı ancak artık bu, Avrupa ülkelerinin atmak istemediği (veya atamayacağı) bir adım gibi görünüyor.
Mesela Almanya, Rusya’nın enerji tedarikinden vazgeçemez ve vazgeçmeyecek. Avrupa, diplomatik bir girişim için kendi sosyal ve ekonomik refahını feda etmeyecek. Artık bu netleştiğine göre fiyatlar, daha makul bir algıyı yansıtmaya başlıyor.
3. Diğer ülkeler Rusya’dan enerji almak istiyor mu?
Bu hafta Hindistan’ın Rus petrolünü indirimle aldığını ve hatta almaya devam edebileceği haberi geldi. Rusya’ya yönelik yaptırımlar konuşulmaya başlar başlamaz böyle bir durum kaçınılmazdı.
Dünyada, ucuz petrol satın almak isteyen çok fazla güçlü pazar var. Bu ne ABD'nin ne de başka birinin, bu pazarların Rus petrolünü satın almasını engelleyebildiği anlamına geliyor.
Çin, doğrudan boru hatlarıyla Rus petrol ve gazını almak istiyor, buna ihtiyacı var ve almaya da devam edecek. 1,3 milyardan fazla insanı barındıran Hindistan’ın, Ruslarınki de dahil olmak üzere petrol alabileceği en iyi anlaşmaları bulması gerekiyor, bulmak zorunda.
Rus petrolünü almama yönündeki siyasi baskı nedeniyle petrolü satışa sunan şirketler bunu önemli indirimlerle yapıyor. Rus petrolü indirimli olarak satıldığında genel olarak petrol fiyatı düşer.
4. Çin’deki koronavirüs karantinaları
Çin Şanghay ve Shenzhen’de karantina başlattı – bu da petrol fiyatlarında düşüşe yol açmış gibi görünüyor. CNN’e göre Çin’de 37 milyon kişi şu an karantinada. Yalnızca temel hizmetlerde çalışanlar evden çıkabiliyor. Şanghay’da trafik %36 düştü, bu da bu karantinaların, Çin’in petrol talebinde önemli bir düşüşe yol açabileceği endişelerini artırıyor.
Volatiliteyi de tetikleyebilecek diğer olaylar
Bununla birlikte piyasa hâlâ aşırı volatiliteden muzdarip ve olaylar kaç tane olursa olsun bu hafta başında gördüğümüz dalgalanmalara benzer fiyat dalgalanmalarına neden olabilir. yatırımcıların, piyasayı değerlendirmeye devam ederken aklında tutması gereken diğer bazı olaylar şöyle:
- Ukrayna ve Rusya arasındaki görüşmelerde hüsran ve Rusya’nın artan askeri faaliyeti,
- Çin’deki karantinalara karşılık ABD ve Avrupa’da yeni kısıtlamalar uygulanma ihtimali. Bazı yetkililer, seyahat ve maske zorunluluğu dünya çapında gevşemiş olsa da vakalarda artış potansiyeli konusunda uyarıyor,
- Daha sıcak aylara ve seyahat sezonuna girerken benzin ve jet yakıtına yönelik artan talep,
- Rusya yeteri kadar petrol satamadığı ve deposunu tükettiği takdirde Rus petrol üretiminde düşüş (Platts’e göre Rusya’nın petrol üretimi Şubat ayında arttı ancak OPEC+ kotasının altında),
- 31 Mart toplantısında OPEC+’nın kademeli üretim artışı politikasının tersine çevrilmesi,
- ABD veya diğer uluslardan Rusya’nın enerjisine yönelik yeni veya ek yaptırımlar,
- İran üzerindeki petrol yaptırımlarını bitirecek olan İran nükleer anlaşmasında ka
rara varılması, - ABD ve diğer bölgelerde devam eden yüksek enflasyon oranları. ABD dolarının değeri düştüğünde genel olarak dolarla alım satımı yapılan petrolün fiyatı yükselir. Ancak dünya genelinde yavaşlayan ekonomiler, petrol talebinin az olmasına ve dolayısıyla fiyatta düşüşe yol açıyor.
Yazarın Notu: Bu köşe genellikle Perşembe günleri yazılsa da önümüzdeki 2 ay boyunca ara sıra yayımlanacak. Mayıs ayı ortasında da normal haftalık programına dönecek.