Darbe girişimi sonrası not görünümümüzü negatif değerlendirmeye alan iki kurumdan Moody’s, geçtiğimiz hafta içinde uzun vadeli risklerin devam ettiğini belirtmişti. Kuruluşun bu açıklaması elbette ki olumsuzdu, ancak piyasalar kararı Ekim itibariyle bekliyordu, Moody’s ise Cuma günü değerlendirmesini açıkladı.
Moodys’in kararı ile 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemize dair notları:
Standard and Poor’s (S&P) BB (negatif)
Moody’s Ba1 (durağan)
Fitch Rating BBB- (negatif)
Burada asıl değerlendirilmesi gereken kredi notumuzun düşürülmesine neden olan gerekçelerin içeriği ve doğruluğu olmalıdır. Yani S&P ve Moody’s’in dış finansmana bağlılık ve büyüme ile kurumsal yapıda yaşanan zayıflık olarak belirttiği gerekçeler neler?
*Türkiye’nin borçlanma nedeniyle yıllık dış finansman kaynağı yaklaşık 170 milyar dolar ve buna yaklaşık 30 milyar dolara yakın da cari açık eklendiğinde yıllık 200 milyar dolar finansman ihtiyacı söz konusu oluyor.
*Böylesi bir borçlanma içinde üretim ve büyüme tarafında yaşanan aksaklığın etkisi kabul edelim ki oldukça yüksek olacaktır ki oldu. İmalat, sanayi, büyüme ve hizmetler, kalemlerinde yaşanan düşüş, enflasyondaki artış ekonomimizi oldukça zor duruma soktu.
*Bir ülke ekonomisinde siyasi istikrarın ne denli etkili olduğunu en yakın tarih olarak 2015 Haziran’ında gördük, seçim sonrası belirsizlik, ülke içinde yaşanan siyasi gerginlik ve artan güvenlik endişelerinin ekonomimizde olumsuz etki yarattığı aşikar.
*Konumunuz gereği jeopolitik risk unsuru her daim etkin, bunun yanına sınır ötesi operasyonlar, sınırda yaşanan gerginlikler ve askeri durumları da eklediğimizde Türkiye’nin kırılgan bir ekonomiye sahip olduğu sonucuna varıyoruz.
*Kırılgan (hassas) bir ekonomiye sahip olan Türkiye’nin yakın vadede not sonrası yaşayabileceği en büyük olumsuzluklar;
*S&P ve Moody’ten sonra Fitch’ten gelecek karar,
*Kredi notunda yaşanan değişikliğin ardından özellikle emeklilik fonlarında yaşanacak çıkış,
*Bu çıkışla beraber azalan dış sermaye akışı,
*Son hafta içinde ekonomi kanadının da belirttiği zayıf III. çeyrek,
*Enflasyonda yakın aylarda düşüş yaşansa da totalde yüksek olması ve bununla beraber özellikle büyüme, imalat, sanayi ve hizmetler tarafında düşüşün devam etmesi,
*Zor bir süreçte TCMB’nin faiz indirimine devam etmesi,
! TCMB’nin faiz koridorunu daraltmak için yaptığı indirimlere devam etmesinde istenmeyen sonuçlar yaşanabilir ve kaygılı bulduğumuzu da çok defa belirtmiştik.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının kararların da elbette ki siyasi düşünce de hakim, ancak ülke ekonomimizin dününü ve bugününü değerlendirdiğimizde yarının riskli olduğunu bizler de görmeliyiz. Faiz indirimi konusunda kendimizi dünyanın en büyük ekonomisiyle mukayese ediyorsak ülke ekonomimizin de o kadar güçlü olması gerekmez mi?