Hisse senedi piyasaları, dün İstanbul’da olumlu geçen müzakereyi fiyatlayarak günü yükselişle tamamladı. Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin açıklamaları görüşmelerin devam edeceği yönünde olurken asıl olumlu fiyatlamayı sağlayan etken Rusya’nın Ukrayna’ya ait Kiev ve Çernihiv'de operasyonları duracağını açıklaması oldu. Bu gelişmelerin ardından altın, yen, dolar ve frank gibi güvenli liman özelliği taşıyan varlıklarla beraber petrol de gerilerken endeksler, gelişen ülke paraları ise yükselişe geçti. Borsa tarafında süreçten en çok zarar gören hizmet sektörü (taşımacılık, gayrimenkul, otel, acente, restoran vs.) en iyi tepkiyi verdi. Ancak düne göre bugün iyimserlik bir miktar azalmış durumda. Sebebi ise Rusya her ne kadar Kiev ve Çernihiv'den çekileceğini belirtse de diğer bölgelere ağırlık verdi ve Rusya’nın saldırgan tavrını sürdüreceği endişesi halen yüksek olduğu için piyasalar temkinli davranıyor.
Altın ve petrol dünkü kaybının ardından bugün sınırlı yükseliş yaşarken dolar günün ilk yarısında da zayıf.
Jeopolitik risklerin azaldığı anda devreye giren Fed etkisi ise bugünlerde ikinci planda, ancak piyasalar ABD’de resesyon riskini oldukça önemsiyor. Avrupa Merkez Bankasının ise bu yıl faiz artışına gideceği beklentisi giderek artıyor. İngiltere, zaten sürece başladı, ancak Japonya uyguladığı tahvil alımı hamlesi ile merkez bankalarından giderek ayrışıyor.
Doların hafta başına göre zayıflaması ve ECB’den de faiz beklentilerinin artmasıyla EUR/USD yeniden 1,11 üzerine çıktı. Paritede Haziran 2021’den itibaren başlayan düşüş trendi içinde dönem dönem yaşanacak yükselişlerin 1,14 üzerinde zorlanmasını bekliyoruz. 1,09 – 1,11 aralığında ise denge kurulmaya çalışıldığını görüyoruz. Paritede için düşüş yönlü beklentimizi koruyoruz.
Ons altında iyimser habere rağmen 1.900 dolar tabanı korunuyor, bunda hem savaşın devam etmesi ve somut bir ilerleme olmaması hem de küresel yüksek enflasyonun etkisi var. Faiz getirisi olmayan kıymetli metal, para politikalarında bilanço destekli sıkılaşmayla beraber cazibesini azaltmaya başlayabilir. 1.876 dolar üzerini güçlü alım bölgesi olarak görüyoruz.
Petrolde dün 105 dolara düşüş oldu, fakat fiyat bugün yeniden 112 dolardan işlem görüyor. Yarın yapılması beklenen OPEC+ toplantısında günlük 400 bin varillik üretim artışı hedefinin bir miktar artırılması bekleniyor. Fakat 400 bin varil hedefinin de altında kalınması nedeniyle olası bir yeni seviyeye de sadık kalınmayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla fiyatlardaki seyri bozacak bir toplantı olarak görmüyoruz. Brent petrolde 15 – 120 dolar aralığındaki denge daha yüksek seviyelerin güçlü olduğu anlamına geliyor.
TL varlıklardaki son durum:
Borsada Aralık ayındaki yükseliş ayın devamında kazançlarının çoğunu silmişti. Bu ay BİST 100 %15 primli ve aylık bazda Kasım sonrası en iyi performans yaşandı. Lokomotif endekslerden Bankalar, bu ay Sınainin gerisinde kaldı. Savaş ülkeleri ile turizm ortaklığımız göz önüne alınınca Turizm tarafındaki kayıp (%7) fazla değil. Bölgedeki yatırımlar nedeniyle süreçte gerileyen hisselerde ise toparlanma var, yani görünüm kötü değil.
Kur cephesinde savaşla beraber 14,80’li seviyelere çıkılmasının ardından dün 14,50’lere bir düşüş yaşandı. İşlemler bugün 14,65’ten geçiyor. Yani yeni işlem aralığı 14,50 - 14,85. Kurda küresel iyimserliğin yaratacağı düşüşün devam etmesi için TL pozitif bir sürece girilmesi gerekiyor. Bu noktada enflasyon en önemli husus, fakat TCMB, enflasyondaki yükselişi geçici görmeye ve yılın ikinci yarısından itibaren de düşüş olacağına inanıyor. Başkan Kavcıoğlu, bu nedenle faizlerde değişikliğe gidilmediğini belirtti.
Kavcıoğlu’nun bahsettiği dezenflasyonist süreç hangi seviyeden itibaren başlayacak? Yani %54 olan enflasyonun Mart’ta %60’ı bulması bekleniyor. Diyelim ki %60 zirve oldu, bu seviyeden ne kadarlık bir düşüş olabilir? Yani enflasyon raporunda tahmin edilen %20’li seviyeler mümkün olabilir mi? Kesinlik hayır. Bankanın Nisan ayında yıl sonu enflasyon tahminini tekrar yükseltmesini bekliyoruz. Dolayısıyla %60’lara çıkan bir enflasyonun ardından bir miktar gerilemesine dezenflasyon diyemeyiz. Ancak merkez bu şekilde görmekte ısrarcı ve faizi artırmayacağının da sinyalini veriyor. Enflasyondaki yükseliş merkezin faiz indirmesine de engel olduğu için yılın ikinci çeyreğindeki PPK toplantılarında da %14’ün korunması olasılığı çok yüksek. Bu da demek oluyor ki haftaya açıklanacak enflasyonla beraber TL’nin reel kaybı %40,4’ün de üzerine çıkacak. TL getirisinin olmaması altın ve döviz talebinin de yastıkaltı olarak sürebileceğine işaret ediyor.