Bu makale 10.12.2020 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Petrol piyasası koronavirüs aşısı vaadine ve bu aşıların ekonomik bir canlanmaya yol açacağı umuduna takmış durumda.
Gözünüzü kırptıysanız Irak’taki terör saldırısının petrol fiyatlarında yol açtığı gediği görmemiş olabilirsiniz ama piyasanın tepkisi, yatırımcıların anlaması gereken önemli bilgiler sundu.
Talep konusunda piyasa, şu an ne olduğuyla ilgili pek ilgilenmiyor gibi. Bunun yerine aşıdan kaynaklı gelecekteki ilerlemeye bahis koyuyor.
Hatta daha uzun vadede yıl bitmeye yaklaştıkça daha çok tahmin göreceğiz ve yatırımcılar bu tahminlerin sınırları olduğunu anlamalı.
Aşağıda geçtiğimiz hafta petrol piyasasında görülen üç gelişme ve bunların, mevcut piyasa dinamikleriyle ilgili ortaya koyduğu dersler var:
1. Irak’taki terör saldırısından dolayı fiyatlar yükseldi
Irak’ta yaşanan olayın ardından fiyatlar yükseldi ancak sadece kısa bir süre için. Yeni kaynaklar, teröristlerin yaptığı patlamaların kuzey Irak’taki iki kuyuyu ateşe verdiğini bildirdi. Ancak saldırının, Kerkük’te günlük sadece 25.000 varil üretim yapan küçük bir petrol sahasında meydana geldiğine ve alevlerin, sahadaki üretimi etkilemediğine dair bilgiler geldi.
Ders: kısa ömürlü reaksiyon, Irak’ın ve Irak petrolünün mevcut piyasa hissiyatı için önemine çarpar. Irak şu an OPEC içinde en büyük ikinci ve aşırı üretim yapan en büyük üretici (Platts’e göre Irak, Ekim ve Kasım ayında kotasına uydu ancak daha önceki aşırı üretimini telafi etmek için kotanın altında üretim yapması gerekiyordu. Piyasanın Irak üretimindeki aksamaları önemseyip daha kötüsünden korkması mantıklı geliyor).
Piyasanın Irak üretimindeki aksamaları önemseyip daha kötüsünden korkması mantıklı gelse de bu Irak haberi, koronavirüs aşı haberleri dışında bir süredir fiyatlarda artışa yol açan ilk haber.
Bağdat’taki Irak hükümeti OPEC üretim kotalarına uyamamasının sorumluluğunu, Kürdistan Bölgesel Hükümeti tarafından işletilen ve Bağdat'tan bağımsız olarak dağıtılabilen kuzey Irak’taki üretime bağladı.
Argus’tan gelen bilgiler, Kürt üretimi günlük 450.000 varil ile sabit olurken güney Irak üretiminin dalgalı olduğunu gösterdi. Kuzey Irak petrol sahasına yönelik daha kapsamlı bir saldırı, üretimde bazı kapanışları zorunlu kılıp Irak’ın petrol arzını etkileyebilir.
Ancak bu hafta durum böyle değildi. Bu yüzden fiyatlardaki artış, durumun boyutu açıklanana kadar sürdü.
2. Hissiyat ile ABD talep verileri arasındaki uyuşmazlık
ABD’deki benzin ve yakıt talebi durgun.
Enerji Bilgilendirme Dairesi’nin (EIA) haftalık verileri, benzin stoklarında geçen hafta artış olduğunu gösterirken GasBuddy verileri, ABD’deki benzin talebinin önceki haftaya göre düşük olduğuna işaret etti (Şükran günü sonrasındaki seyahat sebebiyle geçen hafta olağandışı bir şekilde yüksek benzin talebi görüldü).
Geçen hafta ABD hava yolculuğu, kapanışlar başladığından beri en yüksek seviyeyi görse de bu rakam, 2008’den beri görülen en düşük Şükran günü seyahat seviyesi oldu. ABD’de Şükran Günü üzeri benzin tüketimi, OPIS’e göre, 20 yılın en zayıf seviyesindeydi.
Ders: bu, Noel seyahatleri için iyiye işaret değil. Ancak petrol piyasası, ABD’deki talebi pek umursuyor gibi görünmüyor. Çünkü EIA, ham petrol stoklarında 15,2 milyon (yılın bu zamanı için 5 yıllık ortalamanın %11 üzerinde) ve benzin stoklarında 4,2 milyon varil (yılın bu zamanı için 5 yıllık ortalamanın %5 üzerinde) artış raporlamış olsa dahi WTI petrol, gün bazında yalnızca %0,18 kayıp yaşadı.
Aşı haberleri piyasaları etkilediğinden bu yana petrol fiyatlarının karakteristiği bu oldu. Sorun, talep verileri beklentilerle eşleşene kadar, aşı haberlerine bağlı olan bu iyimserliğin sürüp sürmeyeceği.
3. Çelişkili petrol tahminleri
Bu sonbahar BP’nin, petrol talebinin geçen yıl gerçekten zirveyi gördüğüne dair bir senaryo lehine iddiaları olan ihtilaflı 2020 Enerji Görünümü raporunu tartışmıştım. Sunduğu diğer iki senaryo, petrol talebiyle ilgili agresif bir şekilde karamsar değildi ancak yine de petrol talebinin geleceği bakımından en karamsar olanlardandı. Bu öngörülerin, BP’nin (NYSE:BP) petrol ve gaz varlıklarından hızla uzaklaşmak için seçtiği uzun vadeli strateji bağlamında okunması gerektiğini söylemiştim.
Bu hafta Goldman Sachs, petrolün geleceğiyle ilgili tamamen farklı bir tahmin sundu.
Goldman, yenilenebilir enerjilere geçiş çabaları artsa bile petrol talebinde artış görüyor. Goldman’ın emtia araştırma müdürüne göre:
“Bunun sadece petrolde değil, aynı zamanda bütün emtia kompleksinde yapısal bir boğa piyasasının başlangıcı olduğunu düşünüyoruz.”
Ders: Bu öngörünün, Goldman Sachs’ın petrol de dahil emtialardaki pozisyonlarını desteklemek için tasarlanmış olması olası ancak bireysel yatırımcılar için buradan çıkarılması gereken ders, petrolün sonu geldiğine dair her tahmin için petrolün boğa geleceğine dair – aynı titizlikle bir araya getirilmiş – bir başka tahmin de olacağıdır.
Bu projeksiyonları ciddiye alıp almama kararında, öngörüleri sunan kişi ve kurumları etkileyen motivasyonları ve onları hangi inançların yönlendirdiğini anlamak önemli.
Örneğin Goldman, yenilenebilir enerjiyi daha uzun dönemler için depolamayı ve elektrikli araçların fizibilitesini geliştirmesi gerektiren pil teknolojisindeki ilerlemeler konusunda iyimser değil. Diğer yandan BP, elektrikli araçların benimsenmesi konusunda çok iyimser ve öngörülerini, çeşitli hükümetlerin benimsediği elektrikli araç politikaları temeline oturtuyor. Öngörüler, tek tek kuruluşların para ve girişimlerini nereye yatıracaklarının bir göstergesi olarak görülmeli.