2022 senesi, kripto para ekosistemi için daha önce benzeri görülmemiş birçok olayın yaşandığı bir yıl oldu. Kripto tarihinde zor bir yıl olarak anılacak olan 2022 sona ererken yılın en önemli olaylarını yeniden hatırlayalım ve 2023'te kripto endüstrisini nelerin beklediğine dair güncel gelişmeleri değerlendirelim.
Yılın ilk çeyreği: Kripto piyasaları makroekonomik sorunların etkisine giriyor
Kripto paralar, 2020’nin ikinci çeyreğinden itibaren başlayan yükseliş dalgasını 2021 yılının sonuna kadar devam ettirdi.
Bu süre zarfında dünya pandemiyle boğuşuyordu. Ülkeler pandeminin ekonomik olumsuzluklarını en aza indirmek adına para musluklarını açtı ve küresel piyasalara ciddi miktarda fon girişi oldu. Bu, risk iştahını artırırken kurumsal yatırımcılardan kripto para piyasalarına fon akışı hızlandı. Zirve görüldüğünde kripto para piyasa değeri 3 trilyon dolara ulaşmıştı ve Bitcoin fiyatı 69.000 dolarda rekor kırdı.
Ülkelerin merkez bankalarının pandemi boyunca piyasaları fonlaması, tüm dünyayı ciddi bir enflasyon sorunuyla baş başa bıraktı. Bunun üzerine 2021’in son çeyreğinde ABD Fed, sıkılaştırıcı para politikasına geçileceğinin sinyallerini verdi ve bilanço daraltma, faiz artışı gibi sıkılaştırıcı para politikası araçlarının devreye alınacağını ifade etti. Bu karar, kripto paraların boğa sezonuna son veren en önemli olay olacaktı.
2020 yılından başlamak üzere kurumsal şirketlerin kripto para piyasalarına hakim olması, o döneme kadar küresel gelişmelere karşı dirençli olan piyasaların, artık bağışıklığını kaybederek geleneksel piyasalardaki riskli piyasalarla birlikte hareket etmesine yol açtı. Nihayetinde 3 trilyon dolarlık piyasa değeri zirvesi sonrası piyasadan kademeli çıkışlar gerçekleşmeye başladı.
COVID-19 salgının ekonomik sonuçlarının hissedilmeye başlandığı yılın ilk çeyreğinde küresel piyasalarını derinden etkileyen Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişimi, dünya genelinde tedarik zincirini bozucu bir etkiye sahip olacaktı. Bu da üretim maliyetlerinin olumsuz etkilenmesiyle enflasyonu körükleyen başka bir faktör olarak ortaya çıktı.
Ancak Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’ya askeri müdahalesi kripto piyasalarında ilk aşamada bir şok etkisi yaratmadı. Buna gerekçe olarak Ukrayna’ya yönelik yardımların önemli bir bölümünün kripto varlık transferiyle gerçekleşmesi gösterilebilir. Ayrıca o döneme kadar kripto paralara soğuk bakan Rusya, savaşın başlamasının ardından ABD ve Batı ülkelerinin sert ekonomik yaptırımlarıyla karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine ana akım medyanın Rusya’nın yaptırımları aşmak için kripto para kullanabileceği anlatısı uzun süre manşetlerde yer aldı. Bu gelişmeler, tüm küresel piyasaları derinden etkileyen olaylar silsilesinin kripto para piyasalarını biraz daha geç etkilemesine yol açacaktı.
Kasım ayında başlayan düşüş 2022’nin ilk çeyreğinde bir miktar yavaşladı. O esnada Bitcoin, ortalama 37.000 dolar bandında bir destek buldu. Mart ayı sonunda ise 48.000 dolara kadar ulaşan bir sıçrama gördü.
Kripto sektöründeki iflaslar ikinci çeyreğe damgasını vurdu
Mart ayında enflasyonun artışında yavaşlama ve Fed’in 25 baz puanlık düşük oranda faiz artışına başlamasına kripto piyasaları olumlu tepki verdi. Ancak ikinci çeyreğin başlamasıyla toparlanma kısa sürdü küresel ekonomideki yavaşlama piyasalar üzerinde etkisini göstermeye başladı.
Nisan ayına kadar piyasaları fonlayan kurumsal şirketler, Fed’in eyleme geçmesiyle yeni bir pozisyon almaya başladılar ve riskli piyasalarda varlık azaltımına başladılar. Kredi verenlerin piyasadan desteğini çekmesinin ardından baş gösteren likidite sorunları kripto şirketlerini hazırlıksız yakaladı. Bu durumdan ilk etkilenen Terra ekosistemi oldu ve ardından birçok şirketi iflasa sürükleyecek bir çöküş başladı.
TerraForm Labs, platformunda algoritmik sabit kripto varlığı UST için %20’leri bulan ciddi oranlarda staking ürününe sahipti. Rüzgarın tersine dönmesiyle UST satışlarının hızlanması, kripto varlığın sabitliğini korumakta zorlanmasına yol açtı. Sürdürülemez oranlarda faiz getirisi vaadi, Terra ekosisteminin de sonunu getiren olaylar silsilesinin en önemli nedeniydi. Sonuç olarak UST’nin rezerv birimi olan Terra’nın yerel varlığı LUNA, UST’nin sabitliğini kaybetmesiyle bu durumdan olumsuz etkilendi ve kripto paranın 100 dolara yakın değeri kısa sürede sıfırlandı.
Bunun yanında UST rezervlerinde bulunan Bitcoin’in de varlığın sabitliğini korumak için satılırken piyasada yılın en sert satışları gerçekleşti. Terra’nın çöküşü, ilişkili olan kredi şirketlerini likidite krizine sokarken bireysel yatırımcıları da son derece olumsuz etkiledi ve nihayetinde milyarca dolarlık zarara yol açtı. Sürecin devamında Terra kurucusu Do Kwon, Güney Kore'yi terketti ve yetkililerinin yargılama çağrısını görmezden geldi. Bunun üzerine halen kaçak olan Kwon, Interpol tarafından kırmızı bültenle aranmaya başladı.
Bu olumsuzluktan ilk etkilenen şirket, kripto ekosisteminde önemli bir kredi sağlayıcısı olan Three Arrows Capital (3AC) oldu. Ardından finansal kriz, diğer büyük kripto şirketleri Celsius, Genesis ve diğer kredi sağlayıcı şirketlere de sıçradı. Sonuç olarak şirketlerin birbirleriyle direkt ve dolaylı bağları, tüm endüstrinin düşüşüne yol açtı.
Haziran ayına gelindiğinde Bitcoin fiyatı 30.000 doların altına kadar sarkmıştı. Tüm dünyada enerji maliyetlerin artışı ve Bitcoin fiyatındaki sert düşüş, bu sefer kripto para madencilerini de olumsuz etkilemeye başladı. Birçok büyük madencilik şirketi, pozisyonlarını korumak için ellerindeki BTC varlıklarını tasfiye etme yoluna gitti ve BTC, yılın ilk yarısı tamamlanırken 20.000 doların altına sarkarak 17.000 dolar bandına kadar geriledi.
Yılın 3. çeyreği toparlanmayla başladı: Piyasa, Merge güncellemesine odaklandı
Kripto para piyasalarını kaosa sürükleyen ve tarihe geçen Terra çöküşü piyasalarda çok sert fiyatlanırken 3. çeyreğe girildiğinde kripto paralar dip bölgeden gelen tepki alımları gördü.
Yaz aylarına gelindiğinde ABD'de enflasyonun gerilemesi ve olumsuz olayların fiyatlanması Temmuz ayı boyunca piyasanın bir miktar toparlanmasını sağladı. Temmuz ayından Ağustos ayı ortasına kadar Bitcoin, 19.000 dolar bandından 25.000 dolara kadar yükselerek %30'luk bir değer artışı gördü. Ancak bu toparlanma kısıtlı kaldı ve Ağustos ikinci yarısından itibaren satış baskısı yeniden etkisini gösterdi.
Yaz aylarında kripto sektörüne damga vuran olaylar arasında ABD Hazine Bakanlığına bağlı Yabancı Varlık Kontrol Ofisinin (OFAC), Ethereum ağında faaliyet gösteren ve varlık transferlerinin izinin silinmesini sağlayan bir işlem karıştırıcı platform olan Tornado Cash’e yönelik uyguladığı yaptırım vardı. Bu yıl DeFi sektörüne yönelik gerçekleşen siber saldırılarda da önemli artışlar görüldü. Hacker’ların çoğunun çaldıkları Ethereum tabanlı varlıkları Tornado Cash ile akladığı raporlanırken ABD otoriteleri, daha önce benzeri görülmemiş bir adım attı ve bir kripto projesine sansür uygulama kararı aldı.
Bu karar, bazıları tarafından desteklenirken kripto paraların merkezsizliğini savunan yorumcular, alınan karara tepki gösterdi. Birçok olumsuzluğun yanında kripto sektörü için olumlu gelişmeler de vardı. Bunlardan biri, Coinbase'in kripto varlık ticareti ve saklama hizmeti için dünyanın en büyük varlık yöneticisi BlackRock ile yaptığı iş birliğiydi. Bunun yanında Avrupa Birliği küresel kripto düzenlemelerine rehber olacak potansiyele sahip kripto varlık piyasaları mevzuatına (MiCA) son şeklini verdi. Tüm piyasada yankı uyandıran bu gelişme, yıllardır süren düzenleme tartışmalarında atılan önemli bir adım olarak görüldü.
Eylül ayına gelindiğinde ise Ethereum ağının birkaç kez ertelenen ağ birleşme güncellemesi Merge, nihayet devreye alındı. Ethereum ekosistemi için bir dönüm noktası olarak görülen iş ispatından hisse ispatı konsensüs mekanizmasına geçişle, Ethereum ağı çevreci bir yapı halini aldı. Öyle ki iş ispatı, yoğun enerji gerektiren faaliyetler içerirken hisse ispatıyla %99,9 oranında enerji tasarrufu sağlanacaktı ve böylece kripto sektörünün yoğun şekilde eleştirildiği çevresel etki sorunu ortadan kalkacaktı. Ancak bu önemli geçiş, başka bir sorunu da beraberinde getirdi. Bu seferde eleştirmenler ağ güvenliği ve merkezsizlik kaygılarını dile getirmeye başladı.
Ethereum geliştiricilerinin yıllardır üzerinde çalıştığı hisse ispatına geçişle Ethereum madenciliği tarihe karıştı ve madenciler artık portföylerindeki Ether’leri stake ederek işlem doğrulayıcı olarak faaliyetlerine devam etmeye başladı. Bu sayede Ethereum ihracında önemli bir düşüş öngörülürken yakım mekanizmasıyla birlikte Ethereum arzı, deflasyonist bir hâl almaya başladı. Ancak Merge sonrası Blockchain verileri, doğrulama işlemlerinin az sayıda hesabın elinde olduğunu ortaya koyunca Ethereum ağının daha merkezi hale geldiği yönünde ve güvenliği konusunda endişeler artmaya başladı. Sonuç olarak Ethereum fiyatı, Merge sonrası kargaşa içindeki piyasada beklenen yükselişi göremeyerek piyasanın geri kalanıyla birlikte düşüşe devam etti.
4. çeyrek: FTX, kripto sektörüne ciddi bir darbe vurdu
Yılın son çeyreğine girildiğinde birçok kötü senaryoyu fiyatlayan piyasada yeni bir toparlanma belirtisi görüldü. Kripto paralar Ekim ayını düşük oranlı da olsa genel olarak artıda kapatmayı başardı. Ancak Kasım ayında yaşanacak fırtına, tüm sektörü yeni bir kargaşaya sürükleyecekti.
4. çeyreğe olaysız başlayan kripto endüstrisi 2 Kasım’da piyasalarda bomba etkisi yaratan bir haberin servis edilmesiyle şoke oldu. Haberde yıl boyunca tüm sektör likidite kriziyle boğuşurken yükselişini sürdürerek sektörde kurtarıcı rolü üstlenen FTX’in girişim sermayesi şirketi Alameda Research’ün bilançosundaki sorun sızdırıldı.
2021 yılındaki hızlı çıkışının ardından 2022’de de yükselişini sürdüren FTX’in iştirakinin sızdırılan bilançosunda varlıkların önemli bir bölümünün borsanın varlığı FTT’den oluştuğu görüldü. Bu haber piyasada hızla yayıldı. Şirketin yükümlülüklerini likiditesi düşük varlıklarla karşılamaya çalıştığı algısı, kriptonun yükselen yıldızına yönelik görüşlerin hızlı şekilde olumsuza dönmesine neden oldu.
İlk tepki FTX’in en büyük rakibi Binance’ten geldi ve borsanın CEO’su Changpeng Zhao, Terra’dan ders aldıklarını ve ellerindeki FTT varlıklarını elden çıkaracağını açıkladı. Bu gelişme piyasada FTT satışlarının da hızlanmasını tetikledi. Aynı zamanda FTX’den toplu fon çıkış taleplerinin artmaya başlamasıyla borsa, çekim taleplerini daha fazla karşılayamadı ve askıya almak zorunda kaldı. Zira bir süre sonra ortaya çıkacağı gibi FTX, müşteri fonlarını bir süredir Alameda’yı fonlamak için kullanıyordu. Çekim işlemlerinin askıya alınmasının ardından FTX CEO’su Sam Bankman Fried, Changpeng Zhao ile FTX’in satışı konusunda görüşme yaptı.
Binance CEO’su bu satış işlemine ilk olarak sıcak baksa da şirketin bilançoları incelendikten sonra satın alımdan vazgeçildi ve FTX, krizden kurtulmak için son umudunu da yitirdi. Böylece dünyanın en büyük ikinci kripto borsası, bir hafta gibi kısa bir sürede iflasını açıklamak zorunda kaldı. İflas açıklamasından bir gün sonra ise FTX, şüpheli bir hack olayıyla manşetlerde kalmaya devam etti.
Kasım ayı boyunca FTX ve Alameda Research ile ilgili üstü örtülen birçok olay açığa çıktı. Bu trajik olayla ilgili araştırmalar devam ettikçe Alameda’nın Mayıs ayından bu yana sorunlarla baş etmeye çalıştığı ve FTX’in Alameda’yı fonlamak için müşteri varlıklarını kullandığı ortaya çıktı.
Aralık ayına gelindiğinde ABD yetkilileri yaptıkları araştırmalar sonucunda FTX’in kurucusuna yönelik suçlamalarını açıkladı ve Bankman-Fried, 13 Aralık’ta Bahamalar’da tutuklandı. ABD Adalet Bakanlığı, SEC ve CFTC’nin Fried’a yönelik borsa müşterilerini dolandırmak, menkul kıymet dolandırıcılığı, kara para aklama, seçim kampanyası finansmanı yoluyla dolandırıcılık gibi birçok suçlamada bulundu.
Sam Bankman-Fried, böylece FTX olayını görüşmek için toplanacak Kongre’de ifade vermesine bir gün kala tutuklandı ve sürecin devamında hızlı şekilde ABD’ye iade edildi. 2023’te başlayacak olan yargılama süreci öncesi Bankman-Fried’ın 250 milyon dolarlık bir kefalet bedeliyle ev hapsinde tutulmasına karar verildi.
Diğer yandan FTX’in hızlı şekilde çöküşü kripto yatırımcılarında da bir panik havasına yol açtı ve Kasım ayından bu yana merkezi borsalardan kripto varlık çekimleri hızla arttı. Kripto borsaları, kullanıcı güvenini yeniden kazanmak için seri şekilde rezerv kanıtı prensibini benimseyerek tek tek varlıklarını yayımlamaya başladı. Ancak borsaların rezerv tespitini yapan denetçi firmaların ani şekilde kripto şirketleriyle iş birliklerini sonlandırması, yeni bir olumsuzluk olarak ortaya çıktı. Bu gelişmenin ardından SEC'in kripto borsalarıyla çalışan denetçi firmaları incelemeye alacağını açıklaması ve yatırımcıları rezerv raporlarına karşı uyarması kripto sektörü için başka bir baskı olarak ortaya çıktı.
Tüm bu kaosun ortasın Bitcoin, yılın son çeyreğinde önemli bir darbe daha aldı ve piyasanın geri kalanıyla 2022'nin dip seviyelerine ulaştı. FTX krizinin çıkmasıyla Bitcoin, 15.000 dolar bandına kadar geriledi ve Kasım ayından bu yana dip bölgede 16.000 dolar bandında yatay konumunu koruyor.
2023 yılında kripto endüstrisini neler bekliyor?
Yıl boyunca yaşanan birçok olumsuz olayın etkisinin yeni yılda da devam etmesi olası. Birçok piyasa yorumcusu, kripto şirketlerin birbirleriyle olan bağlantılarından dolayı domino etkisinin devam edeceğini düşünüyor.
Bu zamana kadar kripto düzenlemeleri konusunda yavaş hareket eden ülkelerin 2023 yılında piyasayı kontrol altına almak adına somut adımlar atabileceğini görebiliriz. Zira bireysel yatırımcılar, Terra ve FTX olayıyla birlikte DeFi hack’lerinden de ciddi zararlar gördü. Ayrıca şimdiye kadar endüstri içinde sınırlı kalan krizlerin, önlem alınmadığı takdirde geleneksel finansı da etkileyebileceği görüşü artık daha fazla konuşulmaya başlandı. Bu yüzden 2023 yılı kripto piyasaları için bir düzenleme yılı olarak anılabilir.
Diğer yandan ülkelerin birkaç yıldır üzerinde çalışmaya devam ettiği merkez bankası dijital para birimleri (CBDC) alanında önemli gelişmeler de yaşanabilir. Ülkeler, şimdiye kadar gelişimine devam eden kripto sektörüyle aynı teknolojiyi kullanarak rekabet etme niyetini ortaya koymuş durumda. Böylece kripto paralara karşı CBDC’ler ile yeni bir cephe açıldığını görebiliriz.
2022 yılında yaşanan olumsuzluklar kurumsal yatırımcının piyasadan yüksek miktarda çıkışına neden olsa da birçok finans devi yıl boyunca hizmetlerini kripto alanına doğru genişletme kararı aldı ve bu doğrultuda çeşitli stratejik ortaklıklar kurdu. Önümüzdeki yıl bu şirketlerin hareket geçmesi, makroekonomik koşulların da daha olumlu hale gelmesine bağlı olarak kurumsal paranın yeniden kripto alanına kaymasına destek olabilir.
Göz ardı edilmemesi gereken konu ise 2022 yılının yaşanan sıkıntılı olayların 2023 yılında da devam etme olasılığının yüksek olması. Kripto endüstrisi, bulaşma etkisiyle likidite sıkıntısı ve güven eksikliğine bağlı olarak 2023 yılında da baskı altına kalmaya devam edebilir.