2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19’un etkileri günümüzde hala devam ederken 11 Kasım 2021’de ortaya çıkan yeni varyant "Omicron" ile yükselen bulaşıcılık riskine karşın hastaneye yatış oranlarında görülen düşüş insanlara umut olmuş ve başlangıcından bugüne dünya genelinde pandemi, 470 milyondan fazla insanı etkisi altına alırken altı milyondan fazla kişinin vefatına sebep olmuştur. Yavaş yavaş sonuna gelindiğini düşündüğümüz pandeminin sebep olduğu parasal genişleme ile birlikte dünyanın bugünkü enflasyon - faiz sarmalı da 2022 yılının en büyük ve en problemli konusu olmuştur. Ta ki Rusya-Ukrayna krizi patlak verene kadar.
Öncelikle enflasyon tarafına bakalım. Pandeminin ilan edildiği Mart 2020’de ABD’de enflasyon %1,5, Fed’in bilanço büyüklüğü 4 trilyon dolardı. AB’de ise %0,7 seviyesinde olan enflasyona karşın ECB’nin bilanço büyüklüğü 4.7 trilyon Euro idi. Şubat 2022 itibariyle ABD’de enflasyon %8’e bilanço büyüklüğü ise 9 trilyon dolara ulaştı. AB tarafında da durum benzer. Yıllık %6 enflasyon ile %2’lik hedefinin üç katına çıkarken 8,5 trilyon euroya yükselen bilanço büyüklüğü oluştu. Her ay tarihi zirvelerin yenilendiği enflasyon verilerini dizginleyebilmek adına Fed ilk adımı attı ve Mart ayında 25 baz puanlık faiz artışı ile piyasa beklentilerini karşıladı. 2022’de altı çeyrek puanlık faiz artışı fiyatlanmaya başlamıştı ki bu durum Powell’ın pazartesi günü piyasalara verdiği enflasyonda gerilemenin başlamaması halinde 25 yerine 50 baz puanlık faiz artırımlarının olabileceği mesajı beklenenden şahin oldu. Piyasa buna faizleri yükselterek biraz da borsayı sarsarak tepki verdi. Hemen Goldman Sachs, tahminlerini Fed'in mayıs ve haziran toplantılarında faizi 50 baz puan artıracağı şeklinde revize etti. Piyasalar mart ayında gerçekleşecek 50 baz puanlık faiz artırımını %70 ile fiyatlarken yıl sonunda faiz öngörüsü %1.9 olan Fed’in beklentisi %2.25-2.50 aralığına kadar da yükseldi. Bu oran yaklaşık olarak 2023 yıl sonu için öngörülüyordu. Powell, faiz artırımı sonrası yaptığı açıklamalarda 4 Mayıs tarihinde gerçekleşecek yılın ikinci toplantısında belli olacak detaylarla birlikte bilançoyu da küçültmeye başlayacağını bildirmişti. Ne yardan geçerim ne serden politikası ile jeopolitik riskleri de göz önüne alan Fed, piyasaları sarsmadan enflasyonu dizginleyebilmenin zorlu mücadelesini verecek. ECB ise geçici enflasyon terimini lügatından çıkardı. ECB Başkanı Lagarde, Eylül 2021’de yıllık %3,4 olan enflasyona karşı geçici vurgusu ile süreci ilerletmiş, Şubat 2022’de %6’ya yükselmesi ile bu söylemlere son vermiş, "Bu yıl enflasyon beklenenden önemli ölçüde yüksek olabilir." demişti.
COVID-19’un azalan etkileri, güvercin para politikaları ile negatif reel faiz sürecine giren dünya ekonomilerini etkileyen bir diğer majör gündem ise 24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna işgali oldu. Kuşkusuz 2022’nin ilk günlerinden bu yana tehdit oluşturan bu durum, 24 Şubat’ta resmiyet kazandı ve siyasi arenada kartların yeniden dağıtılmasına sebep oldu. Birleşmiş Milletler verilerine göre işgal girişiminden bu yana 3,6 milyondan fazla kişi ülkeyi terk etti. Ülkeyi terk eden kişilerden en az 2 milyonu Polonya’ya sığındı. Bu süreçte başta ABD olmak üzere Batılı Avrupa ülkeleri Rusya’ya ağır yaptırımlar uyguladı. Rus bankalarının uluslararası ödeme sistemi olan SWIFT’ten çıkarılması, ticari kısıtlamaların getirilmesi, enerji tarafında ABD ve İngiltere’nin petrol ve doğalgaz ithalatını yasaklaması, Avrupalı müttefiklerin ise enerji ithalatına sınırlandırma getirmesi gibi. Yapılan ekonomik yaptırımlar her geçen gün genişlemeye devam ederken AB, en son Rusya’dan çelik ithalatını yasaklayacağını bildirmişti. Bu yaptırım sonrasında kotanın mevcut ülkelere dağılması Türkiye’nin AB’ye olan çelik ihracat kotasının %15 oranında artmasını sağladı. BIST 100 endeksinde yılbaşından bu yana %17’lik değer kazancı sağlandı ve küresel borsalardan pozitif ayrıştı. Demir-çelik hisselerinde ise endeks bazında %21’lik değer kazancı sağlandı. BIST100 endeksinde yaşanan güçlü görünümün endekste ağırlığı yüksek olan hisselerle ralli yaşandığını söyleyebiliriz. COVID'in hafifleyen etkileri ile THY’nin, emtialarda yaşanan yüksek primlenme ile {19394|EREGL}}) ve TUPRS’ın, yüksek enflasyon ile birlikte gıda perakendecilerine artan taleple BIMAS’ın, açıklanan Romanya fabrikasının tamamının satın alınması ve batarya üretimi için yazılan niyet mektubu ile FROTO (IS:FROTO) gibi hisselerin öncülüğünde BIST 100 endeksinin yükselişe geçtiğini de göz ardı etmemek gerekir.
Hafifleyen COVID etkileri küresel piyasalar açısından olumlu sayılacak gelişme olurken, Rusya - Ukrayna krizinde yaşanan müzakere çabaları henüz net bir sonuç doğurmuyor olsa da umut verici. Dünya’a yaşanan yüksek enflasyon ve faiz sarmalı ise piyasalar tarafında küfeyi dolduran en büyük sorun olmaya devam ediyor.