Yılın son işlem günündeyiz ve yurt içinde gündem yine faiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü konuşmasında “Bu can bu tende oldukça iddia ile söylüyorum faiz sebep enflasyon sonuçtur.” dedi.
2021'de Türkiye ekonomisinde gündem para politikası oldu. Yılı değerlendirdiğimizde, sürecin Ağbal dönemindeki faiz artışıyla başladığını görüyoruz. Mart'ta 200 baz puanlık faiz artışı piyasa beklentilerinin de üzerindeydi ve PPK toplantısının hemen sonrasında Ağbal görevden alındı. O tarihten sonra da piyasalar her az faiz indiriminin gelmesini bekledi, çünkü başkan değişiminin nedeni faizdi ve yeni başkan Kavcıoğlu da düşük faizi destekleyen bir isimdi. Eylül ayına kadar faizler sabit tutuldu, ama Cumhurbaşkanı Erdoğan Mayıs ve Haziran ayındaki açıklamalarında artık faizlerin indirilmesi gerektiğini ve bunu Kavcıoğlu ile de görüştüğünü, Ağustos gibi de sürecin başlayacağını söyledi. Bu süreçte, yani yılın ilk yarısında USD/TRY kuru nasıl fiyatlandı?
Ağbal döneminde kur 6,90'a geriledi. Şubat ortasında ise ABD tahvillerindeki yükseliş ve küresel piyasalardaki hareketlilikle kur 7,702li seviyelere çıktı. Mart'taki faiz artırımı sonrası kur 7,202ye geriledi. Sonra başkan değişimiyle beraber 8,202ye çıkan kurda artık 8,00 seviyesi altı bir daha görülmedi. Erdoğan'ın faiz konusundaki her açıklamasıyla yükselen kur Haziran ayında 8,80'e çıktı.
Yaz döneminde küresel risk iştahı iyiydi ve yurt içinde de faiz söylemleri azaldığı için fiyat 8,20-8,60 aralığında sakin seyir izledi.
Eylül'de durum değişti. Kavcoğlu faiz indiriminin ilk işaretini manşet yerine çekirdek enflasyonun gösterge olarak alınması gerektiğini söyleyerek verdi. Ardından Eylül toplantısında faiz indirimi yapıldı ve kur ayı 8,96'dan kapattı. Ekim ayında hem faiz indirimi söylemleri arttı hem de faiz indirim oranı. Enflasyon da yükseliş hızını artırınca kur 9,88'e çıktı.
Kasım ayı TL için tarihi kötü bir ay oldu. Faiz indirimi söylemlerinin içine Nas da girdi, faizi savunanlara sert eleştiriler de yapıldı. Hazine Bakanı Elvan bu nedenle görevinden alındı. Enflasyonun ya da kurun faiz indirimiyle daha da artacağını belirten ekonomister mandacılıkla suçlandı, vs. Derken kur Kasım ayında +40'tan fazla yükselerek 13,50'yi aştı.
Aralık ayında kurun yurt içi fiyatlara etkisi kendini göstermeye başladı. İşin içine fırsatçılık da girince fiyatlarda rekor artışlar yaşandı. Resmi enflasyon oranı 3 Ocak Pazartesi açıklanacak, fakat TÜİK dışı kurumların ve bağımsız şirketlerin araştırmalarına göre aylık bazda son yılların en yüksek artışının yaşandığı görüldü ki gıda da bu oran %25'ten fazla.
Kurda 18,40 ile tüm zamanların zirvesi görüldü ve TCMB 5 defa döviz satışıyla kura müdahale etti ama bu müdahaleleri yaparken bir yandan da faiz indirimine devam etti. Merkez yılı 500 bp faiz indirimi ile %14 politika faiziyle kapattı. Enflasyon tahmininden ciddi sapma gösteren merkez, yine hükümete açık mektup gönderecek, fakat aynı merkez bankası 2022 para ve kur politikasında orta vadede %5 enflasyon hedeflemeye devam etti. Kasım'da %21,31 olan enflasyonun yılı %30 oranıyla kapatması bekleniyor ve merkez ise %5'i hedeflemeye devam ediyor!
2021'de dolar kuru (güncel fiyat 13,30) %80 yükseldi. 31 Aralık 2020'de TCMB'nin döviz kuru fiyatı 7,43'tü.
TL'de yaşanan kayıplar ve para politikasında dünyadan çok zıt bir sürecin içinde olunmasıyla dövize olan talep rekor kırdı. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatalrı bu yıl başında 235 milyar dolardı ve yılın son haftasında mevduatlar 238,9 milyar dolar ile rekor kırdı. TL mevduatlar ise sene başında 1.499 milyar liraydı, açıklanan son haftada bu tutar 1.791 milyar oldu. Dövizin toplam mevduat içindeki payı ise %53'ten %63'e çıktı, son haftada %60 oldu.
2022'nin ilk yarısında en büyük sorun olacak gibi görünün enflasyonun değişimine baktığımızda;
Aralık 2020'de TÜFE %14,60'tı Kasım 2021'de ise %21,31 oldu ve Aralık'ta bu oranın %30'a yaklaşması bekleniyor. ÜFE, ise yıl içinde %25,15'ten %54,62'ye çıktı. ÜFE ve TÜFE makası rekor seviyeye yükseldi. Bununla beraber tarım ürünlerinde, hizmet ürünlerinde, inşaat ürünlerinde ve yurt dışına satışı yapılan ürünlerde de maliyetler rekor seviyeye yükseldi. Yurt içinde konut satışları arttı, çünkü yabancının alım oranı arttı, ama konut fiyatlarında da rekor artışlar yaşandı.
TCMB'nin net rezervleri Aralık 2020'de 13 milyar dolardı ki bu rakam bile 2003 sonrası en düşük seviyeydi. Son hafta verilerine göre net rezervler 8,6 milyara gerileyerek tarihi düşük seviyeye indi. İşin içine swap kısmını kattığımızda ise hariç net rezervler -55,7 milyar dolar en büyük açığı verdi.
CDS ve tahvil faizinde de sene başına göre çok ciddi yükselişler yaşanıyor. Risk primindeki artış yabancı iştahını azaltıyor, faizlerdeki artış da piyasaların politika faizine göre düşük faiz uygulamadığını gösteriyor.
2021'de yaşadığımız süreci diğer ekonomilere göre daha zor atlatmamızın nedeni para politikası oldu. ABD'den Avrupa'ya Rusya'ya Brezilya'ya kadar tüm ekonomilerde bu yıl enflasyon son yılların en yüksek seviyesine çıktı ve çoğu ülke merkez bankası da faiz artışı ile enflasyonu dizginlemeye çalıştı. 2022'de de en kötü ilk çeyrekte bu adımların devam etmesi bekleniyor. İkinci çeyrekte ise Fed'in sahneye çıkması bekleniyor ve enflasyon yılın en önemli gündem maddesi olma yolunda.
Türkiye'de ise enflasyondaki yükseliş ikinci belki de daha arka plana atılmış durumda. Öncelik; düşük faizle beraber artacak yatırım ve buna bağlı istihdam. Bunlar sağlanınca kur da enflasyon da düşecek diye hesaplanıyor. O yüzden de faiz sebep enflasyon netice deniliyor.
Vatandaş iktisat, ekonomi bilmek zorunda değil. Hangisinin doğru olduğunu da araştırmak zorunda değil. Vatandaş için önemli olan güvende yaşamak, emek vererek kazandığı parayla ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve bunun için vatandaş aktörlerden ekonomik kaygılarının en az düzeyde olmasının sağlanmasını istiyor. Bunu sağlamak da yetkililerin görevi. Vatandaştan yetkililere geçtiğimiz zaman işin doğrusundan yanlışından bahsedebiliriz ki bu bir yıl içinde verilerde, kurda, çarşıda pazarda yaşanan dalgalanma ve artan kaygı, uygulanan politikalara ikna olunmadığının göstergesi.
Alınan kararların bedelinin halkın ödediğini unutmayarak 2022 için temennim, bilimle, iktisatla uyumlu, tecrübe ve liyakatli yetkililerle ülke ekonomisinin toparlanması için doğru ve istikrarlı politikaların uygulanmasıdır.
Değerli okuyucu; sizi üzen ne varsa artık olmasın, sizi mutlu eden ne varsa çoğalsın. Sağlıklı yıllarınız olsun.