(Analist görüşü ara başlıkla eklendi)
ANKARA, 18 Eylül (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin iki ülkenin Suriye İdlib'de silahlardan arındırılmış bir bölge kurulmasına karar verildiğini açıkladı.
Suriye'de aralarında radikal örgütlerin de bulunduğu muhaliflerin kontrolünde kalan son bölge olan İdlib'e Suriye hükümetinin geniş çaplı bir operasyon düzenlemeye hazırlandığı haberlerinin ardından Türkiye'nin başlattığı diplomatik girişimler kapsamında dün Erdoğan Rusya'nın Soçi kentine giderek Putin ile baş başa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirdi.
Türkiye sivil nüfusun yoğun olduğu bölgede radikal örgütlerin varlığı gerekçe gösterilerek kapsamlı bir askeri operasyon düzenlenmesinin sivil ölümlerine neden olacağı ve Türkiye'ye yönelik yeni bir göç hareketi başlatacağı gerekçesiyle İdlib'e yönelik kapsamlı bir askeri operasyona karşı çıkıyordu.
Önceki hafta Astana sürecinin garantörleri olan Türkiye-Rusya ve İran liderlerinin Tahran'da gerçekleştirdikleri liderler zirvesinde İdlib konusunda somut bir karar alınamamıştı.
Dün Soçi, zirvesinde konuya ilişkin Türkiye ve Rusya arasında gerçekleşen görüşmelerin ardından akşam saatlerinde düzenlenen basın toplantısında Erdoğan, "Sayın Putin'le İdlib meselesinin Astana ruhuna uygun bir anlayış temelinde çözümü konusunda mutabık olduğumuzu bir kez daha gördük. Bu çerçevede yaptığımız değerlendirmelerin sonunda, muhalifler ve rejim kontrolündeki alanlar arasında silahlardan arındırılmış bir bölge oluşturulmasını kararlaştırdık" dedi ve şöyle devam etti:
"Muhalifler bulundukları alanlarda kalmaya devam edecekler, buna karşılık Rusya ile birlikte belirleyeceğimiz radikal grupların söz konusu alanda faaliyet göstermemelerini sağlayacağız. Rusya, İdlib çatışmasızlık bölgesine saldırılmayacağını temin için gereken tedbirleri alacaktır. Gerek üçüncü tarafların provokasyonlarını, gerekse varılan mutabakata yönelik ihlallerin tespitini ve engellenmesini de yine birlikte temin edeceğiz."
Erdoğan silahlardan arındırılmış bölgede atılacak adımların detaylarını şu sözlerle anlattı:
"Bu amaçla Rusya ve Türkiye belirlenecek silahsızlandırılmış bölge sınırlarının iki tarafında koordineli devriye faaliyeti gösterecektir. Türkiye, hâlen İdlib çatışmasızlık bölgesinde bulunan gözlem noktalarını da tahkim edecektir. Bu mutabakatla İdlib'de büyük bir insani kriz yaşanmasının önüne geçtiğimize inanıyorum."
Suriye krizine BM kararları çerçevesinde bir çözüm bulmak istediklerini belirten Erdoğan, "Bu mutabakat, Türkiye'nin yeni yüklerle karşılaşmaması bakımından olduğu kadar, Rusya başta olmak üzere konuya taraf ülkeler için de önemli bir kazanımdır" ifadelerini kullandı.
Putin ise basın toplantısında yaptığı açıklamalarda "15 Ekim tarihine kadar silahlı muhalifler ile hükümet güçlerinin temas hattı boyunca 15-20 km derinliğinde bir silahlardan arındırılmış bölge oluşturulmasına karar verdik. Bu bölgeden Nusra dahil radikal muhalifler çekilecek" dedi.
"Türkiye Cumhurbaşkanının önerisi ile bu bölgeden tüm muhalif grupların ağır silahlarının, tanklarının, roket sistemlerinin ve havan toplarının da çekilmesine karar verdik" diyen Putin, "Bu bölge Türk birlikleri ve Rus askeri polisinin mobil devriyeleri tarafından gözlemlenecek" ifadelerini kullandı.
Erdoğan ve Putin'in İdlib mutabakatına ilişkin yaptığı bu açıklamaların ardından basın toplantısında iki ülkenin savunma bakanları tarafından Türkiye ve Rusya arasında "İdlib Gerginliğin Azaltılması Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Mutabakat Zaptı" imzalandı.
GÜRCAN: RADİKAL GRUPLARIN İKNA EDİLME İHTİMALİ ÇOK ÇOK DÜŞÜK
Rusya ve Türkiye'nin Suriye İdlib'de silahlardan arındırılmış bir bölge ilan edilmesi anlaşmasını Reuters'a değerlendiren güvenlik analisti Metin Gürcan, Türkiye'nin 15 Ekim tarihine kadar bir aylık bir süre kazandığını belirtirken, sahadaki radikal grupların ikna edilmesinin "çok çok küçük bir ihtimal" olduğunu belirtti.
Gürcan anlaşmanın sahada nasıl işleyeceğine dair, "Görünen o ki bu radikal olarak tanımladığımız gruplardan Ankara bir ay içinde üç şey istiyor, ne diyor? Birincisi "İdlib'de kalacaksanız silah bırakacaksınız', bu şu demek uzun vadeli olarak Esad'ın otoritesini tanıyacaksınız. 'Silah bırakmak istemiyorsanız İdlib'de kalamazsınız, terk edeceksiniz, nereye gidecekler? Kuvvetle muhtemel Fırat Kalkanı cebine gidecekler. Üçüncü seçenek ise 'İyi niyet göstergesi olarak elinizdeki taarruzi nitelikteki silahlarınızı teslim edeceksiniz'. Yine Soçi'den anlıyoruz ki şayet bunlara uymazlarsa 15 Ekim'e kadar, bunlara yönelik "nokta tarzında doğrudan lider kadroyu hedef alan ve tasfiye amacı güden askeri operasyonlar” yapılacak…" değerlendirmesinde bulundu.
"Radikal grupların ikna edilme ihtimalinin çok çok düşük olduğunu söylemeliyim...Bu işin kesinlikle ve kesinlikle silahsız ve sadece müzakerelerle çözülebilecek bir yönü yok" diyen Gürcan, Rusya'nın ikna edilemeyen radikal gruplara yönelik nokta operasyonlarına Ankara'nın lojistik ve istihbarat desteği verebileceğini ifade etti ve şunları söyledi:
"İşte bu noktada benim en büyük korkum 15 Ekim'den sonra yaşanabilecek bumerang etkisi, yani bu gruplar en yakın düşman olan Türkiye'ye yönelebilir mi?....Ankara'nın Rusya'nın yapacağı nokta operasyonlarına vereceği lojistik ve istihbarat desteğinin cinsi ve niteliğine, yereldeki işbirliğine göre fatura günün sonunda Ankara'ya kesilebilir."