(Adalet Bakanı Gül'ün açıklaması 10. paragrafa eklendi)
Orhan Coskun
ANKARA, 8 Şubat (Reuters) - Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi hakkında inceleme yürüten BM raportörü Agnes Callamard, kanıtların Suudi yetkililer tarafından "planlanmış ve işlenmiş" acımasız bir suça işaret ettiğini ifade ederken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Suudi yetkililerden planlı cinayeti işleyenlerin iadesini tekrar istedi.
Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de İstanbul'daki konsolosluk binasında Suudi yetkililerce öldürülmesi daha önce Batılı ülkeler ile yakın ilişki kuran Veliaht Prens Muhammed bin Salman'ın itibarını sarstı.
ABD'li istihbarat kurumları Kaşıkçı'nın öldürülmesi için talimatı Prens Muhammed'in verdiğini düşünüyor. Türkiye Kaşıkçı'nın Suudi bir ekip tarafından öldürüldüğünü gösteren kanıtları Batılı ülkeler ile paylaştı. Kaşıkçı'nın öldürüldükten sonra parçalanarak henüz bilinmeyen bir yere nakledildiğinden şüpheleniliyor.
Kaşıkçı'nın akıbeti konusunda çelişkili açıklamalarda bulunan Riyad, daha sonra cinayetin Suudi bir ekip tarafından işlendiğini kabul etti. Ancak Prens Muhammed bin Salman'ın cinayet ile bağlantılı olduğunu reddetti.
Birleşmiş Milletler'in (BM) yargısız ve keyfi infazlar özel raportörü Callamard, dünkü açıklamasında "Türkiye'ye ziyaretim sırasında topladığımız deliller ilk belirlemelere göre Sayın Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan Devleti yetkilileri tarafından planlanmış ve gerçekleştirilmiş acımasız bir ölüme kurban gittiğini göstermektedir" dedi.
Suudi yetkililerin, Türkiye'nin konsolosluktaki suç mahallini inceleme çalışmalarını geciktirdiğini ve incelemeye "ciddi şekilde zarar verdiğini" belirten Callamard, Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldüğünü kabul eden Suudi yetkililerin cesedin nerede olduğunu açıklamamasının "kabul edilemez" olduğunu ifade etti.
Callamard'ın açıklaması ardından Reuters'a değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, raportörün tespitlerinin Türkiye'ninkilerle örtüştüğünü belirtti. Altun Suudi Arabistan'ın cinayet hakkında şeffaf olmamasının endişe verici olduğunu ve Suudi yetkililerin itibarına da zarar verdiğini belirtti.
Altun, "Suudi yetkililer, geride bıraktığımız dört ay boyunca gerek Türk muhatapları gerekse uluslararası toplumla kurdukları temaslarda açık davranmamışlardır... Ancak Kaşıkçı'nın cenazesinin nerede olduğu, cinayeti kimin azmettirdiği ve cesedi ortadan kaldıran bir yerel işbirlikçi olup olmadığı hususları henüz aydınlatılamamıştır" dedi.
Altun, Türkiye'nin cinayeti işleyenleri yargılamak üzere Suudi Arabistan'ın iadesini istediğini tekrar ifade ederek, "Önümüzdeki dönemde Cemal Kaşıkçı için adalet talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Suçluların cezasız kalması, kurbanın ailesinin ve sevdiklerinin acısını artırmaktadır. Suudi makamları, adalete hizmet etme arzularının bir kanıtı olarak Kaşıkçı'nın katillerini, önceden planlanmış bir cinayet işledikleri Türkiye'ye iade etmelidir" dedi.
Callamard'ın açıklamalarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de "Suudi Arabistan'ın bu soruşturmaya kapalı olması, işbirliğine açık olmaması elbette olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını önlemektedir. Umarım bu rapor uluslararası kamuoyunun farkındalığını daha da artıracaktır... biz tüm uluslararası topluma, soruşturmacılara elimizdeki tüm bilgileri vermeye hazır olduğumuzu, devam edeceğimizi de bu vesileyle belirtmek isterim" dedi.
Suudi Arabistan savcılık makamı Kaşıkçı'nın öldürülmesi ile ilgili olarak 11 kişinin hakkında iddianame hazırlanarak ve mahkemeye iletildiğini, beş kişi için idam istendiğini belirtmişti.
Callamard, Suudi Arabistan'ın yargı yetki alanı karmaşası nedeniyle Türkiye'nin şüphelilerin iadesi talebini reddettiğini belirtti, ancak Suudi Arabistan'daki dava sürecinin adaleti konusunda "ciddi endişe" taşıdığını ve ülkeyi ziyaret etmek istediğini ifade etti.
Üç kişilik bir ekip ile 28 Ocak-3 Şubat'ta Türkiye'de cinayet hakkında bilgi toplayan Callamard, nihai raporunu Haziran ayında BM İnsan Hakları Konseyi'ne sunacak. Rapor sorumlular için ceza istenip istenmemesi konusundaki tavsiyeleri de içerecek.
Callamard açıklaması hakkında haber için: bildiren Orhan Coşkun, Stephanie Nebehay; Haberi derleyen Can Sezer; Redaksiyon Tülay Karadeniz)