(İngiliz vatandaşı Stephenson'ın sınırdışı edileceği bilgisi, geçmiş bilgi eklendi)
Ece Toksabay / Can Sezer
ANKARA, 16 Mart (Reuters) - "Bu suça ortak olmayacağız" başlığı ile güneydoğudaki ölümlere karşı bildiri imzalayan ve bu yolla "PKK'ya destek verdikleri" gerekçesiyle soruşturmaya uğrayan bazı meslektaşlarına destek vermek üzere basın toplantısı düzenleyen üç akademisyen, "terör propagandası" yaptıkları suçlamasıyla dün akşam saatlerinde tutuklandı.
Öte yandan çantasında HDP'nin Nevruz davetiye broşürü bulunduğu için gözaltına alındığını ifade eden İngiliz akademisyen Chris Stephenson ise sınırdışı edilecek.
Tutuklanan Esra Mungan, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy'un avukatları müvekkillerinin 10 Mart'ta yaptıkları basın toplantısında üniversitedeki işlerinden çıkarılan onlarca kişi de dahil olmak üzere bildiriyi imzalayanlara yönelik baskıyı eleştirmelerinin ardından gözaltına alındıklarını söyledi.
Avukatlar tarafından gönderilen kararın bir kopyasına göre, mahkeme kararında akademisyenlerin bildiride PKK'dan bahsetmediği ve bunun da PKK politikalarıyla aynı görüşte olduklarını gösterdiğini belirtiyor.
Salı günü gözaltında kalan Stephenson, adliye binası önünde bugün serbest bırakıldıktan sonra yaptığı ve Hurriyet Daily News gazetesinde yer alan açıklamalarında, "Mahkeme tarafından serbest bırakıldım ama beni sınır dışı edecekler. 25 yıldır Türkiye'de yaşıyorum, 17 yıldır aynı üniversitede çalışıyorum. Bu olanlar çok korkutucu ve yanlış" dedi.
Reuters'a bilgi veren bir yetkili, Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Stephenson'ın adli kontrol ile serbest bırakıldığı ve ardından sınır dışı edilme kararı verildiğini bildirdi.
Stephenson Facebook hesabından yaptığı açıklamada suçlanma gerekçesini, "Çantamda Türkiye parlamentosundaki en büyük üçüncü parti HDP tarafından Kürt yeni yılına (Nevruz) dair birkaç tane davetiye olduğu için suçlanıyorum" şeklinde ifade etmişti.
Geçen Ocak ayında 2,000'in üzerinde akademisyen, güneydoğuda 24 saatlik sokağa çıkma yasakları da dahil olmak üzere hendekler açarak yaşam alanlarına yerleşen PKK üyelerine yönelik yapılması hedeflenen askeri operasyonları eleştirmişti.
PKK ile çatışmaların yeniden başladığı ve Türkiye'nin 20 yıldır gördüğü en şiddetli dönem olan Temmuz ayından bu yana yüzlerce sivil, güvenlik görevlisi ve PKK'lı hayatını kaybetti.
Bildiri ile ilgili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha önce yaptığı açıklamada, akademisyenlerin "ihanetleri" için bir bedel ödeyeceklerini söylemişti.
FİKRİ DESTEK TERÖR SUÇU OLARAK NİTELENECEK
Erdoğan, hafta başında yaptığı konuşmada da terörle mücadele kanununun kapsamının genişletilmesi çağrısında bulunmuş ve "Milletvekili, akademisyen, gazeteci, yazar, STK yöneticisi olması aslında o kişinin terörist olduğu gerçeğini değiştirmez... tetiği çeken terörist olabilir, ama o eylemin amacına ulaşmasını sağlayan bu destekçilerdir" demişti.
Bugünkü konuşmasında Erdoğan,"Terör ve terörist tanımını yeniden yapmalıyız, bu yeni tanıma göre ceza kanununu hemen değiştirmeliyiz" derken, Reuters'a bugün bilgi veren AKP'li bir yetkili de terörle mücadele kanunu kapsamının "fikri desteğin" de "terör suçu" olarak nitelenecek şekilde genişletilmesinin planlandığını ifade etti.
Buna göre köşe yazısı ve haberlerde "terörü övmenin" ara suçlar kapsamına konulmasının planlanıyor.
AKADEMİSYENLER HAKKINDA SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Özel ve devlet üniversitelerinden 1,128 akademisyen ve araştırmacı Ocak ayında güneydoğuda kent merkezinde sokağa çıkma yasaklarını protesto eden ve barış için çözüm yollarının kurulmasını isteyen bir bildiriye imza atmışlar, metni destekleyen akademisyenlerin sayısı daha sonra 2,000'i aşmıştı.
Şiddete son verilmesi ve müzakere koşullarının hazırlanmasını isteyen bildirinin yayınlanmasının birkaç gün ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bildiriyi, "anayasa ve yasalara göre açık suç teşkil eden bu ihanet" olarak nitelemiş ve ilgili kurumların "gerekeni yapacaklarına inanıyorum" demişti.
Bildiriyi imzalayan akademisyenler aleyhine üniversiteler yönetimleri tarafından idari, savcılar tarafından ise ceza ve terörle mücadele kanunu çerçevesinde soruşturma başlatıldı.
Barış İçin Akademisyenler grubunun internet sitesinde yer alan bilgiye göre, bildiriye imza atan akademisyenler "tehdit ve hedef gösterme saldırılarına" maruz kalırken, bir kısmının işine son verildi.