(Çavuşoğlu'nun açıklamaları ile yenilendi)
ANKARA, 9 Mart (Reuters) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne önerdiği yeni göç planı ile kaçak göçü engellemeyi amaçladığını belirterek, önerilen anlaşmanın hukuki anlamda bir problem yaratmadığını söyledi.
Türkiye-Belçika üçlü bakanlar toplantısı sonrasında düzenlenen basın toplantısında Çavuşoğlu, Türkiye ve AB arasında mutabakata varılan göç eylem planı çerçevesinde Türkiye'nin bu hafta başında AB tarafına sunduğu yeni önerilerle ilgili soruları yanıtladı.
Pazartesi günü Brüksel'de yapılan Türkiye-AB zirvesinde Ankara, birlik ülkelerine AB'den Suriyeli mültecilerin Türkiye'de kalması için gerekli fonun 2018 sonuna kadar iki katına çıkarılması ve Yunanistan'ın Ege adalarından Türkiye'ye geri gönderilen her mülteci karşılığında bir mülteci almasını ve Türkiye'ye vize muafiyetinin Haziran sonunda başlamasını talep etti.
Suriye ve Irak'taki durumun yansımalarının sadece Türkiye'yi değil Avrupa'yı da etkilemeye başladığını belirten Çavuşoğlu, "Esas amacımız kaçak göçün engellenmesi ve düzenli göçün sağlanması. En son teklifimiz de bunu içeriyor. Bu, iki tarafın da kabul edebileceği bir öneri. Birçok unsurunu AB kabul etmiş görülüyor. Ama beklentilerimizi karşılamakta bazı sorunlar da var. Önümüzdeki on gün bunları müzakere edeceğiz" dedi.
AB devlet ve hükümet başkanları Türkiye'nin hafta başında gündeme getirdiği bu önerileri 17-18 Mart'ta yapılacak Konsey toplantısına kadar tartışarak karara bağlama yönünde karar almıştı.
Türkiye'nin talep ettiği ek 3 milyar euro konusunda basında çıkan haberleri de değerlendiren Çavuşoğlu, bu paranın Türkiye'nin bütçesine gitmeyeceğini ve mülteciler için harcanacağını belirterek, "3 milyar euro için yapılan yorumları haksızlık olarak görüyoruz, sanki Türkiye para dileniyor gibi algı operasyonları yapıyorlar, bu doğru değil" dedi.
Mülteci krizinin çözümü için bu anlaşmanın hayata geçirilmesinin önemine de dikkat çeken Çavuşoğlu, "Güney Kıbrıs'ın bu kadar önemli sorunları bloke etmemesi gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin önerisi başta BM Mülteciler Yüksek Komiserliği olmak üzere insan hakları örgütlerinin tepkisine neden olmuş, mültecilerin toplu olarak Türkiye'ye geri gönderilmesinin "yasal olmadığı" yorumları yapılmıştı.
Bu eleştirileri de yanıtlayan Çavuşoğlu "Bu konularda da BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile işbirliği yapmak istiyoruz. Elbette savaş, terör olan yerlere insanları zorla gönderemeyiz, ama düzensiz göçmenlere ve kaçakçılara dur dememiz lazım. En uygunu bunların hukuka uygun geri gönderilmesidir. Türkiye'nin önerisinin içinde bunlar var...Bizim açımızdan hukuki bakımdan bir sorun yok. AB ile geri kabulün uygulanması için ihtiyaç duyulan yasaları zaten hayata geçiriyoruz" dedi.
Mültecilerin geldiği Suriye ve Irak gibi ülkelerde istikrarın sağlanması için hem Belçika hem de AB ile çalışmaların süreceğini de belirten Çavuşoğlu, "Suriye'de çatışmaların durdurulmasında ihlaller var; kesin, kalıcı bir ateşkes istiyoruz. Bugün başlaması öngörülen müzakerelerin de anlamlı müzakereler olmasını istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"TERÖRLE MÜCADELEDE İŞBİRLİĞİ"
Çavuşoğlu basın toplantısında Belçika ile terörle mücadele konusunda yapılan işbirliğini de değerlendirdi.
Özellikle adi suçlar işleyenlerin iadesi ya da "yabancı terörist savaşçılar" konusundaki işbirliğinin olumlu ilerlediğini dikkat çeken Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Adi suçlar yabancı savaşçılar konusunda Belçika'nın taleplerini yerine getirdik. Bu sayede 60'a yakın yabancı savaşçıyı iade ettik. Hatta Fransa'daki saldırıları bizim iade ettiklerimizin gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Ama Belçika'nın adi suçlar konusunda gösterdiği hassasiyeti PKK ve DHKP-C hakkında gösterdiğini söyleyemeyiz. Terör örgütleri ve teröristler konusunda çifte standarttan uzak durmak lazım."
Belçika'da yakalanan PKK'lı ve DHKP-C'liler konusundaki yargı süreçlerinin çok yavaş işlediği eleştirisinde de bulunan Çavuşoğlu, "İfade özgürlüğü konusunda biz de hassasız, teröristlerin faaliyetleri ile ifade özgürlüğünü bir tutmamamız gerekiyor" dedi.
Belçika Adalet Bakanı Koen Geens ise "teröristler arasında ayrım yapmadıklarını" belirtirken, yasal süreçlerin yavaş ilerlediğini kabul ettiklerini ancak PKK'lı ve DHKP-C'lilere ilişkin dört davanın yakında Belçika mahkemelerinde görüşüleceğini belirtti.