(Müftüoğlu'nun ve Dışişleri kaynaklarının açıklamaları ile yenilendi)
ANKARA, 26 Ocak (Reuters) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, Türkiye'nin başından beri Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasını savunduğunu belirterek, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'de güvenli bölge oluşturulması yönündeki çalışmasının neticelerini görmek gerektiğini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump Suriye'deki savaştan kaçan mülteciler için Suriye içinde güvenli bölgeler kuracağını söylerken, Reuters tarafından dün görülen bir belgeye göre, Trump Suriye'nin içinde mülteciler için "güvenli bölgeler" kurulması için Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı'ndan plan hazırlanmasını isteyecek. düzenlediği basın toplantısında konuya ilişkin Ankara'nın yaklaşımının sorulması üzerine, ilgili haberleri kendilerinin de gördüğünü belirterek şöyle konuştu:
"Önemli olan bu çalışmanın sonuçlarının ne olacağı, bu kurumlardan nasıl bir yönlendirme çıkacağı. Güvenli bölge oluşturulması Türkiye'nin başından beri savunduğu bir görüştür. Bunun öneminin en güzel örneği de Cerablus'tur. Bu çalışma neticelendiği zaman nasıl bir içerikte olacağına bakıp değerlendirme yapmak daha doğru olur."
Hafta başında Kazakistan'ın Astana kentinde yapılan ve Suriye'deki silahlı muhaliflerle rejim temsilcilerinin ilk kez bir araya geldiği görüşmeleri de değerlendiren Müftüoğlu, bu görüşmeler sırasında eski adı Nusra Cephesi olan Şam Fetih Cephesi'nin Astana görüşmelerine de katılan ÖSO şemsiyesi altındaki muhalif gruplara saldırılar düzenlenmesine ilişkin soruları da yanıtladı.
Eski adı Nusra Cephesi olan Suriyeli militan grup Şam Fetih Cephesi, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında savaşan silahlı muhalif Ceyş el-Mücahiddin adlı grubun Halep'in batısında kontrol altında tuttuğu tüm bölgeyi ele geçirdi. "Astana sürecinden sahada rahatsız olan unsurlar olabilir; ateşkesin ihlali için gayret gösterebilirler. Bu unsurların engellenmesi için tüm tarafların imkanlarını kullanmaları önemli" dedi ve "Türkiye Astana sürecinde atılan adımların gölgelenmesine müsaade etmeyecek, diğer garantör ülkelerden de aynısını bekliyor" ifadelerini kullandı.
Astana toplantılarının sonunda Türkiye, Rusya ve İran Suriye'deki ateşkesin uygulanmasını izlemek ve ihlalleri önlemek üzere üçlü bir mekanizma kurulduğunu açıklamıştı.
Müftüoğlu da basın toplantısında "İran'ın Suriye'de ateşkesin devamına katkıda bulunması önemli; İran Suriye'deki gruplar üzerindeki nüfuzunu kullanmalı" diye konuştu.
Bu arada Dışişleri kaynakları da "Türkiye'nin baştan beri sadece DEAŞ'ı değil (eski adıyla) Nusra'yı da terör örgütü olarak tanımladığını ve buna göre davrandığını" belirterek, Astana görüşmeleri ile Suriye'deki durumun siyasi sürece geçmesi ve buna askeri muhalefetin de katılmış olmasının Nusra açısından tercih edilmediğini ve son dönemde düzenledikleri saldırıların bu yüzden gerçekleştiğini tahmin ettiklerini kaydettiler.
Aynı kaynaklar, basında yer alan haberleri değerlendirirken de Astana görüşmelerinde Rusya tarafından Türk tarafına (Kürtlere özerklik de içeren) bir anayasa taslağı sunulmadığını ve Suriyeli muhaliflere sunulup sunulmadığı konusunda bilgi olmadığını da söyledi.
Müftüoğlu, Astana görüşmelerine Suriye rejiminin temsilcilerinin katılmasının Türkiye'nin Esad'a ilişkin pozisyonunun değiştiği şeklinde yorumlanmasına, "Esad yönetimine dair pozisyonumuz belli; 600,000 sivilin ölümüne neden olan bir kişinin Suriye'nin geleceğinde yeri olmadığı görüşümüzü koruyoruz. Uluslararası bir toplantıda rejim temsilcisi ile bir araya gelmiş olmak o rejimi tanıma anlamına gelmez" sözleriyle yanıt verdi.
MERKEL'İN ZİYARETİ, İSRAİL İLE TEMASLAR
Hüseyin Müftüoğlu Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin her alanda güçlü olduğunu ifade ederken, 2 Şubat'ta Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'yi ziyaret edeceğini de duyurdu.
İsrail ile normalleşme çerçevesinde karşılıklı büyükelçilerin tayin edilmesinin ardından iki ülke arasında üst düzey ziyaretlerin gerçekleşebileceğini kaydeden Müftüoğlu, İsrail'de 7-8 Şubat tarihlerinde bir turizm fuarı gerçekleşeceğini ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'nın bu fuar çerçevesinde İsrail'i ziyaret edebileceğini bildirdi. (Haberi bildiren, yazan Tülay Karadeniz, Redaksiyon Orhan Coşkun-Gülsen Solaker)