(Ayrıntılar eklendi)
ANKARA, 4 Ekim (Reuters) - Başbakan Binali Yıldırım müttefiklerin Musul operasyonu kurgusunun saydam olmadığını, Suriye ve Irak'ta demografik yapının bozulmasının bölgeye istikrar getirmeyeceğini söyledi.
Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Yıldırım, Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmeler ve "terörle mücadele" ile ekonomik gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye'deki "terör örgütlerinin hayat kaynağının Suriye ve Irak olduğunu, bu ülkelerdeki istikrarsızlık kalktığı zaman terör konusunda büyük bir mesafe kat etmiş olacaklarını" söyleyen Yıldırım, son dönemde Irak'ta, Musul ve Telafer'de bir hareketlilik gözlendiğini belirterek, "Musul'un DEAŞ operasyonu sonrası mezhepler arası çatışmaların yeni merkezi haline dönüştürülmesinden kaygı duyuyoruz. Müttefiklerin Musul operasyonu kurgusu maalesef saydam değil" dedi.
Irak'ta Musul kentinin denetimini elinde tutan İslam Devleti örgütüne karşı kapsamlı bir operasyon yapılması için Irak merkezi yönetimi ve Bağdat arasındaki temaslar devam ederken, Türkiye bu operasyon yapılırken ülkedeki etnik dengelere dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.
Telafer'in yapısının bozulmasının da büyük bir felaket anlamına geleceğini, yapılmaya çalışılanın Türkmenleri birbirleriyle çatışmaya sürüklemek olduğunu kaydeden Yıldırım, Irak merkezi yönetiminin Musul konusunda farklı güçlerin etkisi altında olduğunu savundu. Yıldırım, Sünni aşiretlerin etkin olduğu Musul'u Şii milislere teslim etmenin bölgede yeni bir ateşin fitilini yakmak anlamına geleceğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye ve Irak'ta demografik yapının bozulması ve etnik alanların kaşınması bölgeye istikrar getirmez, mevcut çatışmaları daha da derinleştirir. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için önemli, bütün etnik grupların üniter devlet yapısı altında yaşaması en önemli önceliğimiz."
Yıldırım, bölgede kardeş kanının akmasına sebep olacak girişimlere asla müsamaha gösterilmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Suriye'de Ağustos ayı içinde başlatılan Fırat Kalkanı harekatının çok önemli olduğunu kaydeden Yıldırım, "Harekat başarılı şekilde sürüyor. Suriye'de El Bab ve oranın kuzeyindeki bütün bölgeyi DEAŞ, PYD-YPG gibi unsurlardan temizleyinceye kadar da devam edecek" dedi ve Menbiç'te halen YPG ve PYD'nin DEAŞ'ın boşluğunu doldurmuş durumda olduğunu, bu grupların Menbiç'i terk etmesi gerektiğini söyledi.
Yıldırım, "Halen bu gruplar Menbiç'i terk etmiş değil, Türkiye olarak kararlıyız, PKK bizim için neyse PYD ve YPG aynıdır. Nasıl DEAŞ'ı püskürttüysek gerektiği anda PYD/YPG'yi de zorla atmasını biliriz...Suriye konusunda ne adım atılacaksa bunun bir tarafı da mutlaka Türkiye olacak" dedi.
EKONOMİK GELİŞMELER
Konuşmasında ekonomik gelişmelere de değinen Yıldırım, Türkiye'ye yönelik saldırıların bir cephesini de ekonominin oluşturduğunu bildirdi.
"Hiçbir gerekçesi yokken, siyasi ve zorlama gerekçelerle Türkiye'nin kredi notunu düşürdüler ama piyasada ve uluslararası camiada ciddiye alınmadılar" diyen Yıldırım, bu kuruluşların Türkiye'ye karşı sergiledikleri "haksız" tutumla kendi güvenilirliklerini kırmış olduğunu kaydetti.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's 23 Eylül'de Türkiye'nin yatırım yapılabilir en düşük seviyede olan kredi notunu bir kademe düşürerek spekülatif seviyeye çekmişti.
Yıldırım, 2017 bütçesinin hazır olduğunu ve 16 Ekim günü TBMM'ye sunacaklarını da sözlerine ekledi.