(Duruşmanın 1 Nisan'a ertelendiği bilgisi 8. paragrafa eklendi)
İSTANBUL, 25 Mart (Reuters) - Yayımladıkları haber ve görüntüler nedeniyle casusluk suçlaması ve ağırlaştırılmış ömür boyu hapis talebiyle yargılanan Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün duruşmalarına gizlilik kararı getirildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 1000 civarı başlayan duruşmaya Dündar ve Gül'ün avukatları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatları, Avrupa Birliği'nden temsilciler, bazı AB ülkelerinin konsolosları, basın ve insan hakları örgütlerinden temsilciler ve gazetecilere destek için gelenler katıldı.
Mahkeme, duruşmanın başlamasından iki saat kadar sonra gizlilik kararı verdi. İddianamede şikayetçi konumunda yer alan Erdoğan ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın müşteki sıfatı ile dahil olma talebini de kabul etti.
Davaya ve Dündar ile Gül'ün üç ay süreyle tutuklanmasına neden olan haber Cumhuriyet gazetesinde geçen yıl 29 Mayıs'ta yayımlandı.
Haber jandarmanın savcı nezaretinde Suriye tarafına gitmek üzere yolda durdurduğu TIR'larda, ilaçların altında havan ve top mermisi ile makineli tüfek mermileri olduğunu gösteren fotoğraf ve videolardan oluşuyordu.
Mahkemenin gizlilik kararının ardından salondan ve kapı ağzından "Sarayın derinliklerinde kaybolacaksınız", "Nereye kadar kaçacaksınız", "Stadyumlarda yargılanacaksınız" sesleri yükseldi.
Savcı bazı delillerin devlet sırrı olduğu gerekçesiyle davaya gizlilik getirilmesini isterken, gazetecilerin avukatları devlet sırrı delillerin kapalı bir duruşmada okunabileceğini, geri kalan duruşmaların ise kamuya açık olması gerektiğine dikkat çekti.
Kararın ardından avukatlar dışındaki herkes mahkeme salonundan çıkarıldı, duruşma izleyici ve basına kapalı olarak devam etti. Mahkeme daha sonra duruşmaya katılan milletvekillerinin mahkeme salonunu terk etmemesi üzerine duruşmayı 1 Nisan'a erteledi.
Basında yer alan haberlere göre duruşmadan iki gün önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, davaya çıkacak olan duruşma savcısını değiştirdi. Başsavcılık, terör ve örgütlü suçlar bürosunda soruşturma savcısı olarak çalışan savcı Evliya Çalışkan'ı duruşma savcısı olarak atadı.
"EMSAL DAVA"
Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn, Twitter'da davayı "Basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü açısından Türkiye için emsal dava" olarak niteledi.
Uluslararası meslek örgütü Gazetecileri Koruma Komitesi'nden (CPJ) Nina Ognianova, davayı "basın özgürlüğü üzerinde kurulan ağır baskının" bir parçası olarak niteleyerek, "Dünyanın başka bir yerinde (Dündar ve Gül) bu konuyu araştırmaya yönelik çabalarından dolayı alkışlanırdı. Araştırmacı gazeteci olarak görevlerini yaptılar. Sırf Türkiye için değil bölge için önemli bir haberin peşinden giderek kamu menfaatine hizmet ettiler" dedi.
GAZETECİLİĞİ SAVUNMAK İÇİN
Dündar adliye binasına girerken, "Bugün buraya gazeteciliği savunmak için geldik" dedi.
Dündar, daha önce Reuters ile yaptığı söyleşisinde duruşmayı, ömür boyu hapisle yargılandıkları davayı habere dikkatleri çekmek için kullanacaklarını belirtti.
"Biz şüpheli değil, görgü tanıklarıyız" diyen Dündar, söyleşisinde hakimin duruşma salonunu basına kapatması ihtimalini göze alarak görüntüleri mahkemede göstereceklerini ifade etti. Dündar sözlerine şöyle devam etti:
"Hukuka aykırı tüm durumları gözler önüne serecek ve bunun siyasi bir yargılama olduğunu göstereceğiz... Devlet suçüstü yakalandı ve üstünü örtmek için elinden geleni yapıyor."
Dündar ve Gül geçen yıl yayımladıkları haber ve görüntülerin ardından, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla" açıkladıkları gerekçesiyle, iddianame henüz mahkeme tarafından kabul edilmeden önce 26 Kasım'da tutuklandı.
Anayasa Mahkemesi'nin tutuklulukta hak ihlali olduğuna hükmettiği Şubat ayı sonuna kadar üç ay tutuklu kalan iki gazeteci, tutukluluk süresinin neredeyse yarısını da tek kişilik hücrede geçirdi. Gazeteciler AYM kararın ardından tahliye edildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dündar ve Gül'ün tutuklanmasına neden olan haberin ardından "Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu" demiş, AYM'nin hak ihlali kararına ise "verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum" demişti.
İki gazetecinin tutuklanması yurtdışında hem Türkiye'nin ABD ve AB gibi müttefikleri, hem de uluslararası örgütler tarafından sert dille eleştirildi.
Bugünkü duruşma öncesinde ise İstanbul Adliyesi önünde gazeteciler, Avrupalı diplomatlar iki gazeteciye destek için toplandı. Adliye önünde toplanan kalabalık "özgür basın susturulamaz" sloganı attı.
Dündar Reuters ile söyleşisinde ise "Tutuklanmamızın iki nedeni vardı: Bizi cezalandırmak ve diğerlerini korkutmak. Korkutmanın etkili olduğunu görüyoruz, korku hakim oldu. Ancak bizim de (devleti) korkuttuğumuzu düşünüyorum. Savurdukları tehditler o korkudan kaynaklanıyor" dedi. (Haberi bildiren Ayla Jean Yackley, Hümeyra Pamuk; Haberi yazan Can Sezer; Redaksiyon Birsen Altaylı, Ebru Tuncay)