(Steinmeier ve Çavuşoğlu'nun açıklamaları ile yenilendi)
ANKARA, 15 Kasım (Reuters) - Son dönemde iyice gerilen Türkiye-Almanya ilişkilerindeki tansiyonu düşürmek üzere Ankara'ya gelen Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter-Steinmeier ülkesinin darbe girişimi sonrasındaki "geniş ölçekli tutuklamalar" ve basına yönelik tutum nedeniyle endişeli olduğunu yineledi.
Almanya'dan özellikle "terörle mücadele" konusunda daha aktif destek beklediklerini belirten Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise "AB ülkelerinden gelen aşağılayıcı tavırlardan bıktıklarını" söyledi.
Ankara'da baş başa görüşmelerinin ardından düzenledikleri basın toplantısında Steinmeier, 15 Temmuz darbe girişimini "her şekilde ve şiddetle" kınadıklarını ifade ederken, Türkiye ve Almanya arasında bu kadar uzun süredir devam eden ilişkileri tehlikeye sokmamak gerektiğini belirterek, "Açık ve dürüst diyalog çok önemli" dedi.
Ankara'daki temaslarında "ciddi endişeleri" hakkında da konuştuklarını belirten Steinmeier, "Darbe girişiminden sonra özellikle geniş ölçekli tutuklamalar ve ifade/basın özgürlüğü konusundaki endişelerimizi ifade ettim. Binlerce memurun, askerin, gazetecinin işlerinden atılmaları konusunu ele aldık. Bunun tepeden bakarak, ders verme gibi algılanmamasını, egemenliğinize saygısızlık olarak algılanmamasını rica ediyoruz" dedi.
AB dışişleri bakanlarının dün Brüksel'de Türkiye ile müzakerelere devam edip etmeme konusunu görüştüğünü hatırlatan Steinmeier, "AB'de de farklı görüşler olduğunu görüyorsunuz. Bazıları artık müzakerelerin sürdürülmemesinin daha uygun olacağını savunuyor, ben farklı bir fikri savunuyorum. Bu bence Türkiye'de verilmesi gereken bir karar. Türkiye'nin AB yönünde mi gelişeceği veya uzaklaşıp uzaklaşmayacağı Avrupa'nın herhangi bir başkentinde verilmesi gereken bir karar değil" dedi.
Darbe girişimi sonrasındaki tutuklamalar, Cumhuriyet gazetesine yönelik soruşturma ve HDP milletvekillerinin tutuklanmasının ardından AB'de müzakerelerin askıya alınması gerektiğini belirtenlerin sayısında artış yaşanmıştı.
AB dışişleri bakanları dün bu konuyu görüşmüş, ancak Avusturya dışında bu fikre net destek veren olmamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk yetkililerin başta Almanya'nın "başta PKK'lılar olmak üzere terör örgütü temsilcilerine destek verdiği" iddiaları sorulduğunda ise "Biz her tür terörü kınıyoruz; IŞİD olsun, PKK olsun" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece askeri önlemlerle terör yok edilemez. Siyasi sürece yeniden başlanması gerektiğini ifade ediyoruz. PKK'nın silahlarını teslim etmesi gerekir siyasi süreç için. PKK'nın ve terör örgütlerinin faaliyetlerini Almanya'da yasalarımıza göre takip ediyoruz. 4,000 civarı soruşturma ve birçok yargılama oldu. 4,000'den fazla Türkiye'den dosya geldiği konusunda herhangi bir bilgim yok. Bunu teyit edemeyeceğim."
ÇAVUŞOĞLU: AB'NİN AŞAĞILAYICI TAVIRLARINDAN BIKTIK
Çavuşoğlu, basın toplantısında Türkiye'nin Almanya'dan beklentisinin farklılıklara rağmen Türkiye'yi ikinci sınıf bir ülke olarak değil, eşit bir ortak olarak görmesi olduğunu belirtirken özellikle "terörle mücadele konusunda Almanya'dan beklentilere dikkat çekti.
"PKK teröristlerinin Almanya'da özgür şekilde faaliyette bulunmasını arzu etmeyiz; 4,500 PKK'lıya yönelik açılmış davalar var. Darbe girişiminden sonra da FETÖ bağlantılı kişilerin Almanya'da olduğunu biliyoruz... Farklı düşünebiliriz ama özellikle terör konusunda işbirliği yapmamız gerekiyor" dedi.
Almanya'da iadesi talep edilen çok sayıda kişi olduğunu ancak bugüne kadar sadece üç kişinin iade edildiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'de idam cezası taleplerine gelen tepkilere ve AB yetkililerinin müzakerelerin durdurulması çağrısına da sert tepki gösterdi.
"Son zamanlarda bazı üye ülkelerin dışişleri bakanlarının ilişkilerin durdurulması yönündeki görüşleri Türkiye ve Türk halkında ciddi tepkiye yol açmaktadır" diyen Çavuşoğlu, "Tepkimiz, halkın (idam konusundaki) duygusunu anlamak yerine, Avrupa'dan gelen üst perdeden ve tehditkar açıklamalara yönelik" dedi ve Erdoğan'ın 'AB ile müzakereleri referanduma götürelim' önerisini şu sözlerle değerlendirdi:
"Biz bu kararı halkımıza sorarız, halkımız karar verir. Türkiye'yi aşağılayıcı tavırlardan gerçekten bıktık. (AB'nin) kriterleri belli ama ikiyüzlülük ve çifte standart var. Biz bundan şikayetçiyiz." (Haberi bildiren Sabine Siebold, Tülay Karadeniz; Redaksiyon Orhan Coşkun)