(ABD Genelkurmay Başkanı'nın açıklamaları eklendi.)
ANKARA, 23 Eylül (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bundan üç gün önce ABD'den iki uçak dolusu silahın, Suriye'deki Kobani bölgesinde PYD/YPG için indirildiğini belirterek, bu tür silah sevkiyatlarının sonunda burada yalnızca can kaybının olacağını söyledi.
Anadolu Ajansı'nın (AA) internet sitesinde yer alan habere göre, ABD'de STK'ların verdiği bir yemekte konuşan Erdoğan, ABD yönetiminin PYD/YPG'yi desteklemesini anlamakta zorlandıklarını belirterek şöyle konuştu:
"El Nusra'yı terör örgütü olarak ilan ediyorsun, o zaman PYD ve YPG'yi, Türkiye'nin bir terör örgütü dediği bu örgütü niye terör örgütü olarak kabul etmiyorsun? Daha üç gün önce iki uçak dolusu silah, PYD ile YPG'ye indirildi. Nereye, Kobani'ye. Daha önce de yine Kobani boşaldığı zaman oradaki PYD ve YPG'li teröristlere üç uçak indirildi ve bunların yarısı DAEŞ'e gitti, silahların yarısı da PYD ve YPG'de kaldı. Sayın Başkan ile bunları konuştuk ama dinletemedik. Şimdi ne yazık ki yine aynı oyun oynanıyor. Buradan bir netice çıkmaz. Burada sadece kan kaybı olur."
Suriye'de Halep'in sıkıştırılarak buradaki nüfusun Gaziantep'e sürülmesi amacının güdüldüğünü vurgulayan Erdoğan, "Biz bu plana müsaade etmeyeceğiz.. Şu anda başlattığımız adımla, batıda Azez ve Fırat arasındaki o koridoru barış koridoru haline getireceğiz" diye konuştu.
Erdoğan Bloomberg HT'de yayımlanan açıklamalarında ise ABD'nin PYD ve YPG'ye silah desteği vermesinin kendileri için bir endişe kaynağı olduğunu belirterek, "Dünyanın gözleri önünde ciddi bir yanlış yapılıyor... Teröristler arasında ayrıma giderseniz Türkiye'ye kötülük yapmış olursunuz. Bunlar ülkemiz için tehdit oluşturuyor. Onlara silah vererek bizim geleceğimize yönelik tehdit unsurlarını güçlendiriyorsunuz" dedi.
ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi'nde Suriyeli Kürtlerin silahlandırılması konusundaki dün soruları yanıtlayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford da aralarında YPG unsurlarının da yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri'nin Suriye'de sahadaki en etkili ortakları olduğunu söyledi.
"Suriye Demokratik Güçleri'ne verdiğimiz destekle Türk müttefiklerimiz arasındaki ilişkiyi yönetmek çok zor" diyen Dunford, "Bu nedenle doğru yaklaşımı bulmak için Türk müttefiklerimizle çok yakında çalışıyoruz, ki hem Rakka'da Suriye Demokratik Güçleri ile etkili bir operasyon yapalım hem de Türkiye'nin Kürtlerin uzun dönemli siyasi hedefleri konusundaki endişelerini giderebilelim" dedi.
Dunford, Türklerin endişelerinin giderilmesi halinde Suriye Demokratik Güçleri'nin mevcut kapasitelerinin güçlendirilmesinin Rakka operasyonunun başarısını artıracağını da belirtti.
Suriye kaynaklı güvenlik tehditleri nedeniyle TSK'nın ılımlı muhaliflerle birlikte Fırat Kalkanı operasyonu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, güvenlik sorununu çözmekte kararlı olduklarını ve şu anda operasyon kapsamında El-Bab'a doğru ilerlendiğini kaydetti.
Geçtiğimiz günlerde Suriye'de Birleşmiş Milletler yardım konvoyunun vurulması ve bu konuda ABD ve Rusya'nın karşılıklı suçlamalarını nasıl değerlendirildiği de sorulan Erdoğan, "BM konvoyunu bombalayanın ben (Suriye) rejim olduğu inancımdayım. Bizzat rejim bombalama yaptı, istihbaratımızdan aldığımız bilgiler bu istikamette. Arkasında da bizim insani yardım taşıyan Kızılay vardı. Bu olay olunca bizimkiler girmedi, ertelemiş olduk" dedi.
"TCMB'DE GÜLEN BAĞLANTILILAR VARSA TEMİZLENMESİ GEREK"
15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamu kurumları başta olmak üzere birçok kurumda Gülen cemaati ile bağlantılı isimlerin görevden alınması ile ilgili soruları yanıtlayan Erdoğan'a Merkez Bankası'nda (TCMB) Gülen cemaati ile bağlantılı isimlerin olup olmadığı ve görevden alınanlar olup olmadığı soruldu.
"Merkez Bankası'nda kimin nasıl etkisi var, bunu şu anda bilemiyorum" diyen Erdoğan, "Ama Merkez Bankası'nın içerisinde de Gülenci veya FETÖ terör örgütüne mensup olan kişileri şu anda emniyet ve yargı tespit ettiyse onları da görevden almışlardır ve almaları lazım ki Merkez Bankası gibi önemli bir yerin bunlardan temizlenmesi, arındırılması gerekiyor. Yapmışlarsa yargı bunu yapmıştır ve isabetli bir adımdır" dedi.