(Detaylar eklendi)
ANKARA, 11 Şubat (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AB yetkilileri ile görüşmelerinin tutanaklarının "servis edilerek" kendisine saldırılmaya çalışıldığını, kendisinin Türkiye'nin ve Suriyeli sığınmacıların haklarını savunduğunu ve bu tutanakların bir utanç değil ibra belgesi olduğunu belirtti.
Yunanca yayın yapan Brüksel merkezli Euro2day haber sitesi, Erdoğan'ın AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile Kasım'da yaptığı görüşmenin tutanak notları olduğunu iddia ettiği bir belgeyi yayımlamıştı.
Belgelere göre Erdoğan, Juncker ve Tusk'a, "Herhangi bir zamanda Yunanistan ve Bulgaristan'a kapıları açıp, mültecileri otobüslere bindirip göndeririz" diyor.
Erdoğan, TÜGİK Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Suriyeli mültecilerle ilgili Kasım ayında Antalya'daki G-20 toplantısı sırasında AB yetkileri ile görüştüğünü hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Görüşmemizin ana gündem maddesi Suriyelilerin sorunlarının çözümü için yürüttüğümüz çalışmalar, AB'nin yapacağı katkılar. Şimdi birileri bu görüşmelerin tutanaklarını servis ederek bize saldırmaya çalışıyor. Ne yapmışız biz? Ülkemizin ve Suriyeli mültecilerin haklarını ısrarla ve kararlı bir şekilde savunmuş, AB'den sözlerini yerine getirmesini Türkiye'ye karşı samimi davranmasını istemişiz. Bu tutanaklar bizim için utanç değil bir ibra belgesidir aslında."
Bu düşüncelerini sadece o görüşmede değil, her platformda ve her fırsatta söylediğini de belirten Erdoğan, ortada gizli saklı bir durum olmadığını kaydetti.
Erdoğan, AB'nin mülteciler için bir kereliğine vereceği 3 milyar euronun Türkiye'nin bütçesine değil mültecilere gideceğini kaydederek, "Bunun, bu olaylar devam ettiği sürece devamı gerekir. Aksi takdirde biz şu ana kadar sizden para gelecek diye 9 milyar dolar harcamadık. O bizim misafirperverliğimizin gereğiydi, onun için yaptık. Bununla da yıkılmadık, yıkılmayız" dedi.
Tusk ve Juncker ile görüşmesine atıfta bulunan Erdoğan, şunları da belirtti:
"(Edirne'den insanları otobüslere bindirdik, geri çevirdik. Ama bu bir olur, iki olur, ondan sonra da kusura bakmayın, biz de kapıları açarız, hadi hayırlı yolculuklar deriz) bunu söyledim. Beyefendiler bundan rahatsız olmuşlar."