İSTANBUL, 27 Mayıs (Reuters) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, dünyada kredi musluklarının kısılmaya başladığı bir dönemde Türkiye'de büyümenin kalitesine odaklanılan bir strateji izlenmesi gerektiğini belirterek; bunun yolunun da kısa vadeli portföy akımları yerine, daha fazla uluslararası doğrudan yatırım (FDI) çekmek olduğunu söyledi.
İSO Meclisi'nin Mayıs ayı olağan toplantısında konuşan Bahçıvan, dünyada paradan para kazanma anlayışının sorgulandığı ve üretim ekonomisinin yeniden önem kazandığı bir süreç yaşandığını belirterek; böyle bir ortamda uluslararası doğrudan yatırımların gelişmekte olan ülkelerin kaliteli büyüme süreci açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Bahçıvan, "Bilgi ve teknoloji yoğun bir üretim anlayışı bu yüzyılın bir gerçeği. Ancak bilgi ve teknoloji yoğun bir üretim için Türkiye'nin yerli sermaye stoku yetersiz. Yurtiçi tasarruf oranlarının düşüklüğü bu açıdan en büyük engel. Bu engelin üstesinden gelebilmenin en etkili yolu, uluslararası doğrudan yatırımlardan geçiyor" dedi ve ekledi:
"Türkiye'de yabancı sermaye yatırımlarının artırılması; büyük ölçüde sermaye açığının ortadan kalkmasına, üretimde eski teknoloji yerine yeni teknolojinin kullanılmasına, yeni teknolojiyle birlikte üretimde verimliliğin artmasına ve yeni dış pazarlara daha fazla açılmasına olanak sağlayacaktır. Küresel rekabetin giderek arttığı bir dünyada, gelişmekte olan bir ülke olarak bu konuda eskiye oranla daha fazla çaba sergilememiz gerekiyor."
Mutlak değer olarak bakıldığında, net doğrudan yatırım girişlerinin 2014'te önceki yıla göre yüzde 37.6 azalarak 5.5 milyar dolara gerilediğine dikkat çeken Bahçıvan; ekonomik düzenlemeler, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, bürokrasi gibi alanlarda ihtiyaç duyulan düzenlemelerin gerçekleştirilerek, uluslararası doğrudan yatırımlarla ilgili işlerin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladı.
Bahçıvan, "Doğrudan yabancı yatırımlar, bir ülkede yatırım ikliminin ne durumda olduğunun doğrudan göstergelerinin önde gelenidir. Bu açıdan bir ülkenin küresel ekonomi içerisindeki prestiji ve istikrar algısı açısından da önem taşımaktadır. Ekonomik düzenlemeler, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, bürokrasi gibi faktörler yatırımların önemli uzun vadeli teşvik unsurları olarak bilinmektedir. Bu unsurların güçlü olduğu ülkelerde yabancı yatırımcıların risk iştahının daha yüksek olacağı ve daha uzun vadeli yatırımlara girişecekleri aşikârdır" diye konuştu.
Doğrudan yabancı yatırımların, ülkenin döviz gereksinimi açısından da en sürdürülebilir kaynak olduğunu vurgulayan Bahçıvan; cari açık finansmanının önemli bir bölümünü kısa vadeli kredi akışları ve portföy yatırımlarıyla karşılayan Türkiye'de doğrudan yatırımların cari açık finansmanındaki payının oldukça düşük kaldığına dikkat çekti.
Bahçıvan, "Cari açık veren bir ülkede dış ekonomik dengelerin ne kadar sağlıklı durumda olduğu, yalnızca cari açığın büyüklüğüyle değil; aynı zamanda cari açık finansmanında doğrudan yatırımların ne kadar pay sahibi olduğuyla da ölçülmektedir" dedi.
Bahçıvan ayrıca, Türkiye'nin ekonomik bir sıçrama yapması için fason ürün ihracatından uzaklaşıp marka ve imaj yaratması; ayrıca kaliteli ve sağlam bir lojistik altyapıya sahip olması gerektiğini söyledi.