Nick Tattersall / Humeyra Pamuk / Orhan Coskun
İSTANBUL, 10 Nisan (Reuters) - Türkiye, ABD'nin Suriye'deki bir hava üssüne yaptığı füze saldırısından sonra Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a karşı sert önlemler istiyor ancak ABD'nin Suriye savaşına müdahil olma isteğini gözünde fazla büyütüyor olabilir.
Ve bu durum, Rusya ile kurmaya çalıştığı hassas yakınlaşma ilişkisine de zarar verebilir.
ABD'nin füze saldırısından birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan durumu "Esad rejiminin savaş suçlarına karşı olumlu ve somut bir adım" olarak niteledi ve uluslararası toplumdan daha ileri adımlar atmasını istedi.
Altı yıllık savaşta Suriye hükümetine yapılan ilk doğrudan saldırı Erdoğan'ın Esad'ın devrilmesi için yaptığı çağrıları haklı gösteriyor. Bu gelişme, Erdoğan'ın başkanlık yetkilerini artıran bir anayasa reformu oylamasının yaklaştığı günlere de rastlıyor.
Ancak aynı zamanda Türkiye'nin Suriye politikasının yönü belirsiz niteliğini de vurguluyor. Çünkü Ankara hem Esad'ın en büyük destekçisi Rusya ile hem de şimdiye kadar Esad'la ters düşmeyi istememiş olan NATO müttefiki Washington ile bağlarını güçlendirmeye çalışıyor.
Atlantic Concil düşünce kuruluşundan Aaron Stein, "Erdoğan bu durumu bir kazanca dönüştürebilir ama bence aslında kazanmış olmayacak. Çünkü ABD saldırısı bir kerelik ve sınırlı" dedi.
"Rusya Suriye'de oldukça Türkiye burada bir rejim değişikliği sağlayamaz, bunu ABD de yapamaz. ABD saldırıları stratejiye dayanmayan taktiklerdir ve Türkiye'yi güçlü müttefiki ABD ile... Rusya arasında sıkışmış bir durumda bırakıyor."
Türkiye gerçeklere uyum sağlamaya ve Moskova ile ilişkilerini düzletmeye çalıştığı son dönemde Esad'ın geçiş döneminde bir rol alabileceğini kabul etmeye başladı.
İstanbul Policy Center'da analist ve emekli subay olan Metin Gürcan, "Suriye'nin geleceği hakkında ABD ile Rusya arasında bir güç mücadelesi var ve Türkiye ikisi arasında gidip geliyor" dedi.
"Bazen çok Washington yanlısı, bazen Moskova yanlısı oluyoruz. Bu Türkiye'nin tutarsız, ne yapacağı belli olmayan ve dolayısıyla güvenilmez bir aktör olarak algılanmasına yol açabilir."
ABD füze saldırısından sonra Erdoğan, Hatay'da yaptığı bir konuşmada, uluslararası toplumun daha ileri adımlar atmasını istedi.
"Bu yeter mi? Bence yetmez. Masum Suriye halkının korunması için ciddi adımlar atmanın zamanı gelmiştir."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Esad rejiminin bir an önce iktidardan uzaklaştırılmasını istedi.
Bu tavır Türkiye'yi Aralık ayında beraberce Suriye'de bir ateşkes anlaşması ve Astana'da barış görüşmeleri başlattığı Rusya ile ters düşürüyor. Suriye'de askeri danışmanları bulunan Rusya, ABD saldırısının yasal olmadığını savunuyor.
Üst düzeyli bir Türk yetkili, "ABD saldırısı konusunda Türkiye ve Rusya'dan gelen farklı açıklamalara rağmen hâlâ aramızda bir iletişim kanalı var ve Suriye sorununu çözme çabalarımız devam edecek" dedi.
Bir başka yetkili de, füze saldırısından sona Türkiye'nin Rusya ile arasındaki kopuntunun "çok daha belirgin" hale geldiğini ancak Türkiye'nin Rusya ile ortaklığının zarar görmesini istemediğini söyledi.
"İYİ SEÇENEK YOK"
Ankara'daki düşünce kuruluşundan Can Acun, Rusya'nın Kürt militanlarla işbirliğine ne denli istekli olduğuna ve Esad güçlerinin ateşkes ihlallerine mani olmamasına dikkat çekerek, Ankara ile Moskova'nın bir süredir Suriye konusunda uzaklaşmaya başladıklarını söyledi.
"İdlib'deki kimyasal saldırı, Rusya'nın sessizliği ve Suriye rejimini savunma çabaları bardağı taşıran son damla oldu. Bu Türkiye'nin Rusya ve İran'la ilişkilerini gerginleştirecek ama sonunda belirleyici etken ABD'nin kararlılığının derecesi olacak."
Ankara Suriye politikasının başka yönlerinde de ABD ile ters görüşte. Özellikle ABD'nin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) şemsiyesi altındaki Kürt YPG militanlarını askeri yardım vererek desteklemesi, bu grubu PKK'nın uzantısı olarak gören Türkiye'yi kızdırıyor.
Erdoğan, ABD'nin Suriye'de yapacağı daha ileri eylemleri desteklemeye hazır olduğunu söyledi ancak bunun nasıl bir rol olabileceği belli değil.
Stein, "Türkiye'ye, İncirlik'te koalisyonun vurucu gücüne ev sahipliği yapmaktan ötede bir rol düşeceğini sanmıyorum" dedi ve bu gücün de Esad'la savaşmak için değil, SDG'yi desteklemek için kullanıldığına dikkat çekti.
"Türkiye 6 Nisan 2017'de neredeyse şimdi de aynı yerde. Kuzey Suriye'de önemli bir oyuncu ama daha fazla ilerleme imkanı yok."
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir.