İSTANBUL, 10 Ekim (Reuters) - ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, ABD'nin Türkiye'den yapılacak göçmen olmayan vize işlemlerini askıya alma kararının Türk vatandaşlarına yönelik bir vize yasağı değil, yeni vize başvurularının değerlendirilmesinin askıya alınması olduğunu belirterek; bu durumun uzun sürmeyeceğini umduklarını ancak bunun süresini iki hükümet arasındaki görüşmelerin ve Türkiye'nin taahhütlerinin belirleyeceğini söyledi.
Bass, ABD'nin İstanbul başkonsolosluğundaki bir çalışanın tutuklanmasının, bazı yetkililerin Türkiye ile ABD arasında uzun zamandır devam eden işbirliğini bozmak amacında olup olmadığına ilişkin soruları da akıllara getirdiğini belirtti.
ABD'nin İstanbul başkonsolosluğunda çalışan Metin Topuz adlı yerel çalışan devam eden bir "FETÖ" soruşturması kapsamında geçen hafta tutuklanmıştı.
Tutuklamanın neden olduğu krizin ardından, ABD Pazar akşamı Türkiye'deki tüm diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerinin askıya alındığını açıklamıştı. Türkiye de karşılık olarak ABD'deki misyonlarında ve sınırda ABD vatandaşlarına yönelik vize işlemlerini askıya almıştı.
Kriz devam ederken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dün bir yazılı açıklama ile, konsolosluğun bir başka çalışanının daha "ifadesi için savcılığa davet edildiğini", bu kişinin eşi ve çocuğunun ise Amasya'da gözaltına alındığını bildirdi. gelişmelerin ardından yaptığı yazılı açıklamada, "Bu yıl ikinci defa olarak geçen hafta, diplomatik misyonumuzun bir Türk çalışanı Türk yetkili mercileri tarafından tutuklanmıştır. Ancak, bu tutuklamanın neden meydana geldiğini veya ne olduğunu ve şayet varsa çalışanımıza karşı olan delilleri, sarf ettiğimiz tüm çabalarımıza rağmen tespit edemedik...Üstelik, çalışma arkadaşımızın avukatına erişimine yeterli izin verilmemiştir" ifadelerine yer verdi.
Bass, bazı Türk yetkililerin sanığı ya da avukatını bilgilendirmeden, bazı gazetelere iddialarla ilgili bilgi sağlamış olmasının da rahatsızlık verici olduğunu söyledi.
Bass, "ABD ile Türkiye arasında kanuni uygulamalar alanındaki işbirliğini güçlendirmek personelimizin göreviydi. Türkiye Cumhuriyeti polisi ile görüşmek ve seyahat etmek işinin rutin bir parçasıydı. Türkiye Cumhuriyeti, çalışanın yasal olmayan herhangi bir faaliyetin içinde olduğunu gösteren herhangi bir bilgi paylaşmamıştır" dedi.
Bass, gelişmelerin ardından vize başvurularının askıya alınması kararı ile ilgili olarak ise, "Bu, Türk vatandaşlarına yönelik bir vize yasağı değildir. Yeni vize başvurularının değerlendirilmesinin askıya alınmasıdır" diyerek şöyle devam etti:
"Bu kolay aldığımız bir karar değildir, büyük üzüntüyle aldığımız bir karardır. Vize hizmetlerinin askıya alınmasının insanlara rahatsızlık vereceğinin farkındayız. Uzun sürmeyeceğini umuyoruz, ancak bu konunun çözülmesinin ne kadar süreceğini kestiremiyoruz. Bu süreyi, yerel çalışanlarımızın gözaltına alınma nedenleriyle ilgili her iki hükümet arasında devam eden görüşmeler ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Türkiye'deki tesislerimiz ve personelimizin güvenliğine ilişkin taahhütleri belirleyecektir."
Bass ayrıca, söz konusu tutuklamanın bazı yetkililerin, Türkiye ile ABD arasındaki uzun zamandır süre gelen işbirliğini bozmak amacında olup olmadığına ilişkin soruları akıllara getirdiğini de belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Eğer doğruysa, bu durum diplomatik tesislerimizde çalışan ve buraları ziyaret eden kişileri risk altına sokacaktır. Bu tutuklamaların münferit bir olay mı olduğunu, yoksa başka Türk çalışanlarımızın da sadece görevlerini yerine getirirken Türk hükümeti yetkilileri ve daha geniş kapsamda Türk toplumuyla görüşmeleri nedeniyle tutuklanmalarını mı beklemeliyiz, bilmiyoruz."