ANKARA, 21 Haziran (Reuters) - Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin başdanışmanı olan Hemin Hawrami, 25 Eylül tarihinde bağımsızlık referandumu yapma konusunda kararlı olduklarını ve bu konuda geri adım atmayacaklarını belirterek, Türkiye'den kuzey Irak'taki Kürtlerin bu "meşru isteklerini anlamalarını" ve Erbil ile Bağdat arasındaki diyalog sürecine destek vermesini beklediklerini belirtti.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi bölgede 25 Eylül tarihinde bağımsızlık referandumu düzenleyeceğini açıklamış, bu karar Bağdat yönetiminin yanı sıra Türkiye ve İran gibi bölge ülkelerinin yanı sıra ABD'nin tepkisine neden olmuştu.
Dışişleri Bakanlığı kararı "vahim bir hata" olarak nitelendirirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son yıllarda Türkiye ve Kuzey Irak arasında kurulan güçlü ilişkilere dikkat çekerek bu adımın kendilerini üzdüğünü belirtmişti.
Düşünce kuruluşu SETA tarafından düzenlenen "IKBY'de bağımsızlık arayışı" adlı panelde konuşan Hawrami, referanduma gitme kararının ardındaki gerekçeleri ve bu süreçte Türkiye ve Bağdat'tan beklentilerini anlattı.
Irak'ın kuruluşundan bu yana bu ülkedeki Kürtlerin haklarının garanti altına alınması için verilen mücadeleden ve bu süreçte Kürtlere verilen pek çok sözün tutulmadığından bahseden Hawrami, yıllardır gösterilen çabalara rağmen "Irak'ta uzlaşı sisteminin işlemediğini, ülkedeki federal sistemin başarısızlıkla sonuçlandığını ve Irak ordusunda ve farklı kurumlarında Kürtlerin katılımının ve temsiliyetinin çok sınırlı olduğunu" ifade etti.
Bağdat merkezi hükümeti ve Başbakan Haydar Abadi ile bölgesel Kürt yönetimi arasındaki ilişkilerin iyi olduğunu hatırlatmakla birlikte Hawrami, "25 Eylül'de bu referandumu yapacağız. Bu referandumu yapmak konusunda geri adım atmayacağız. Bu doğal ve meşru bir haktır. Referandumdan hemen sonra da Bağdat'taki ortaklarımızla bu referandumun sonucunun nasıl uygulanabileceği konusunda ciddi müzakerelere başlayacağız" dedi.
Bölgesel Kürt yönetiminin bölgenin istikrarına ve güvenliğine önemli katkılarda bulunduğunu ve bunu referandumun ardından da sürdüreceğini açıklayan Hawrami, "Bizler bu bölgede Türkiye'nin, İran'ın ya da bölgedeki başka ülkelerin güvenliği için bir tehdit olmadığımızı kanıtladık. Bağımsız bir Kürdistan bölge istikrarı ve güvenliği için çok daha işlevsel adımlar atabilecektir" dedi ve bu süreçte Türkiye'den beklentilerini şu sözlerle dile getirdi:
"Türkiye'nin ve diğer ülkelerin Kürtlerin bu meşru isteklerini anlamalarını bekliyoruz. Referandumun ardından bunun nasıl uygulanacağı konusunda Bağdat ile uzun bir süreci başlatacağız. Türkiye'nin Bağdat ile Erbil arasındaki bu diyalog sürecine destek vermesini bekliyoruz."
Hawrami konuşmasında sözkonusu referandumun sadece Irak'taki Kürtleri ilgilendiren bir konu olduğunu ve bölgedeki diğer Kürtlerle ilgili olmadığını belirterek, "Irak'ın mevcut uluslararası sınırlarını değiştirmeyeceğiz....Bağımsızlık bir hayal değil, bir strateji ve referandum bunun ilk adımı" ifadesini kullandı.
IRAK BÜYÜKELÇİSİ: IRAK ANAYASASI BİRLEŞİK BİR IRAK ÖNGÖRÜYOR
Panele katılan Irak'ın Ankara Büyükelçisi Hisham al-Alawi ise konuşmasında Irak merkezi hükümetinin Kuzey Irak'ta yapılacak referanduma yönelik itirazlarını ve endişelerini anlattı.
Irak'ın büyük çoğunluğu tarafından onaylanan Irak anayasasın "birleşik bir Irak"ı öngördüğünü hatırlatan Al-Alawi, "Hepimiz bu anayasa ile birleşik bir Irak'ın parçası olmak konusunda mutabık kaldık" dedi.
Referandumun yapılmasından ziyade sonrasında yaşanacak sürecin riskleri olduğuna dikkat çeken Al-Alawi "sınırlar, ekonomik olarak kendi kendine yetme, bölgedeki güvenlik riskleri özellikle de İslam Devleti ile mücadele ve bunun bir istikrarsızlık unsuru olduğunu düşünen Türkiye ve İran gibi komşu ülkelerden gelecek tepkiler" gibi konularda yaşanabilecek sorunlara dikkat çekti.
Panelin katılımcılarından olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı olan İlnur Çevik ise Türkiye'nin pozisyonunu anlatırken, Irak'taki Kürtlerin geçmişten bu yana ülke içinde yaşanan süreçler nedeniyle "öfkeli" olduklarını belirtirken, "Oradaki insanlar bir çıkış yolu arıyorlar. Sanıyorlar ki 'altın formül' bağımsızlık. Zannediyorlar ki referandumdan bir gün sonra tüm sorunlar çözülecek. Ancak durum böyle değil... Asıl sorun referandumdan hemen sonra olacaklar ki bunların başında da bu bölgedeki ekonomik durum geliyor" dedi.
Türkiye'nin birleşik bir Irak ve Suriye istediğini belirten Çevik, "Çünkü dağılmış bir Irak sınırımızda daha fazla istikrarsızlık yaratacaktır" dedi. Türkiye'nin temel endişesinin bu referandumun Türkiye içinde yaratacağı durumdan ziyade, PKK sorunu ile uğraşırken sınırında daha fazla güvenlik sorunları yaratması olduğunu belirtti.