STRAZBURG, 1 Aralık (Reuters) - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'nin video platformu YouTube sitesini iki buçuk yıl yasaklayarak insan haklarını ihlal ettiği kararına vardı.
Ankara, Atatürk'e hakaret içeren 10'un üzerinde videonun bulunduğu gerekçesiyle YouTube sitesine girişleri Mayıs 2008 ve Ekim 2010 tarihleri arasında yasaklamıştı.
Üç Türk akademisyen 1950 yılından bu yana Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi ihlalleriyle ilgilenen ve merkezi Strazburg'da bulunan, Türkiye'nin de üyesi olduğu mahkemeye başvurarak bir kampanya başlattı.
Oybirliğiyle alınan kararda mahkeme, davayı açan kişilerin "Geçerli bir şekilde bu engelleme kararının bilgi ve fikir alma ve verme haklarını etkilediğini iddia edebilirler" diyerek, o dönemde hiçbir yasanın Türk mahkemelerine bir kısım içerikten dolayı bütün siteyi kapatma hakkı vermediğini ekledi.
Türk yasaları şimdi o dönemle karşılaştırıldığında bu hakka sahip.
Mahkeme aynı zamanda YouTube sitesinin "özellikle siyasi ve sosyal konularda olmak üzere özel ilgi alanlarına ait bilgilerin yayınlanması ve vatandaş gazeteciliğinin büyümesine yönelik" bir platform olduğunu belirtti.
Mahkeme, Türkiye'nin videoların sitenin veri tabanından silinmediğini ve dolayısıyla dünya genelinde kullanıcıların bu videolara ulaşabildiğini savunduğunu söyledi.
Türkiye dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ve yakın çevresindekilere ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının ortaya çıkması üzerine Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde YouTube ve Twitter sitelerini kapatmıştı.
Bu karar toplumda tepkiye neden olurken, ağır uluslararası eleştirileri de beraberinde getirdi.
Bu yıl Nisan ayında Türkiye aşırı solcu militanların bir savcının başına silah dayadığı görüntüleri silmesini isteyen mahkeme kararı üzerine YouTube ve Twitter sitelerini kısa bir süreliğine kapatmıştı.
Hükümeti eleştirenler sitelere yönelik baskının, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimi altında ifade özgürlüğü ve medyaya yönelik uygulamaları ağır eleştiri alan Türkiye'de gittikçe artan otoriterliğin yansıması olduğunu söylüyor.
Eleştiriler geçtiğimiz hafta önde gelen iki gazetecinin casusluk ve terör propagandası suçlarından hapse atılmasıyla yeniden yükseldi.