BEYRUT,5 Eylül (Reuters) - Suriye'deki çatışmalar başlangıçta ülkeyi rakip grupların kontrolünde farklı bölgelerin oluşturduğu karmaşık bir yapıya dönüştürdü. Ancak son yıllardaki mücadele cephe hatlarını belirginleştirdi; ülke şu anda değişik hakimiyetlerde sadece birkaç bölgeye ayrılmış konumda.
HÜKÜMETİN KONTROLÜNDEKİ TOPRAKLAR
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın yönetimi, 2015'teki en zayıf durumunda Suriye'nin ancak beşte birinden daha azını elinde bulunduruyordu.
Fakat Rusya'nın savaşa Esad'ın yanında girmesinden sonra, hükümet Suriye'de büyük toprak parçalarını geri aldı.
Hükümet şu anda merkezi Suriye çölü ve en büyük doğalgaz sahaları gibi, ülkenin en kalabalık bölgeleri, büyük şehirler, kıyılar, Lübnan sınırı ve Ürdün sınırı dahil olmak üzere ülkenin yarısından fazlasına hakim.
MUHALİFLER
1)İDLİB
Doğrudan yabancı bir askeri unsur tarafından desteklenmeyen muhalif gruplar şimdi sadece İdlib vilayetinin büyük bir kısmını oluşturan kuzeybatısı ile, Lazkiye, Hama ve Halep vilayetlerinin küçük bölümlerini içeren bölgeleri elinde tutuyor.
Bunlar arasında en baskın grup, el Kaide'nin eski Suriyeli ortağı olan ve daha önce Nusra Cephesi adıyla bilinen İslamcı grubun öncülük ettiği Tahrir el Şam. Tahrir el Şam Birleşmiş Milletler, ABD ve Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor.
Türkiye, diğer büyük muhalif grupların çoğunu rakip bir ittifak olan Ulusal Kurtuluş Cephesi adıyla bir araya getirdi.
Türkiye'ye sınır olan İdlib, yaklaşık 3 milyon insana ev sahipliği yapıyor; Birleşmiş Milletler'e göre bunların yarısı daha önce başka yerlerdeki evlerini terk etmek zorunda kalan insanlar.
Son yıllarda Esad yönetiminde yaşamaktansa, teslim anlaşmaları uyarınca diğer muhalif bölgelerden otobüslerle İdlib'e taşınmayı seçen yarım milyondan fazla insan da burada.
Türkiye, Rusya ve İran, bir yıl önce İdlib'deki çatışmayı azaltmak için İdlib'i "çatışmasızlık bölgesi" ilan etmek için anlaştılar. Bu anlaşmanın şartları açıklanmadı ancak anlaşmanın cihatçı grupları kapsamadığı biliniyor.
Türk ordusu muhalifler ve Suriye hükümet güçleri arasındaki ön cephede bir dizi gözlem noktası kurdu.
2) TÜRKİYE DESTEKLİ MUHALİFLERİN ELİNDEKİ ALANLAR
Türkiye Suriyeli muhalif grupları desteklemek için 2016 ve 2018 yılında Suriye toprağına asker soktu ve batıda Afrin'den doğuda Fırat Nehri'ne kadar sınır boyunca bir yay oluşturan bölgeyi kontrolü altına aldı.
Türkiye, buradaki muhaliflerin yerel yönetimler ve polis gücü oluşturmasına, okullar ve hastaneler kurmasına yardım etti ve bu bölgede kendi posta sistemi ve diğer kamu hizmetlerinin şubelerini kurdu.
Her ne kadar bölgedeki gruplar Esad'a karşı olsalar da, Türkiye'nin bölgeye asker sokmasından sonra hiçbiri Suriye ordusuyla doğrudan çarpışmaya girmedi.
İdlib gibi bu bölge de, Doğu Guta'nın olduğu gibi, hükümete teslim olan diğer muhalif bölgelerdeki savaşçılar ve sivillerin gittiği yer oldu.
Kürt gruplar, Türkiye'yi ve muhalifleri Suriye'nin diğer bölgelerinden gelen halkı, Türk taarruzundan kaçan Kürtlerden alınan evlere yerleştirme politikası gütmekle suçluyor. Ancak Türkiye ve muhalifler bunu reddediyorlar.
3) MUHALİFLER VE TANF'DAKİ AMERİKAN KUVVETLERİ
ABD, Mahawir el Thawra adlı bir muhalif grupla birlikte, Ürdün ve Irak sınırlarına yakın bölgede bulunan Tanf'ta, 2016 yılında bir askeri üs kurdu.
Üs, Esad için stratejik bakımdan çok değerli olan Şam-Bağdat karayoluna yakın. ABD ordusu bu civarda geniş bir araziyi çevirmiş durumda. Böylece yol boyunca ilerlemek ya da üsse yaklaşmak isteyen herhangi bir kuvveti vurabiliyor.
SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ VE İTTİFAKLARI
Kürt militanların öncülüğündeki Halk Koruma Birlikleri (YPG), hükümet güçlerinin batıda muhaliflerle savaşmak için bölgeden çekilmesi üzerine, 2012 yılında kuzeydoğu Suriye'nin geniş bölgelerinde kontrolü ele geçirdi.
İslam Devleti örgütünün 2014 yılında ilerlemesi üzerine YPG, ABD'nin desteğiyle, İslamcı militanları durdurmak için diğer gruplara katıldı.
YPG, ABD ve müttefikleri tarafından desteklenen Kürt ve Arap milislerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) oluşturdu.
SDG şimdi İD örgütü eski başkenti Rakka ve ülkenin en büyük petrol sahalarından bazıları da dahil olmak üzere Fırat'ın doğusunda Suriye'nin dörtte birine yakın topaklara hakim.
SDG aynı zamanda 2016 yılında Fırat'ın batısında Menbiç civarındaki alanı da ele geçirdi. Bu bölge, Türkiye ile büyük bir anlaşmazlık nedeni. Çünkü Türkiye YPG ve SDG'yi PKK'nın uzantısı olarak görüyor.
Menbiç, SDG'ye bağlı yerel bir milis gücünün kontrolünde ve halen Türkiye ile ABD arasında süren müzakerelerin konusu.
İSLAM DEVLETİ ÖRGÜTÜ
İslam Devleti örgütü bir dönem doğu Suriye'nin çoğuna hakim olmuştu, ancak 2016 ve 2017'de bir yandan Suriye hükümeti, bir yandan da ABD destekli SDG'nin ayrı ayrı sürdürdükleri operasyonlarla neredeyse elindeki tüm toprakları kaybetti.
Şu anda elinde Irak sınırına yakın, Fırat'ın kuzey kıyısında küçük bir şerit ve orta Suriye'de birkaç parça çöl toprağı var.
Ancak İD, ilan ettiği hilafetin yıkılmasına rağmen ani gerilla saldırıları yapma yeteneğini sürdürüyor.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir.
(Haberi bildiren Angus McDowall; Haberi çeviren Canan Sevgili; Redaksiyon Ayşe Sarıoğlu )