Tom Perry
BEYRUT, 21 Ağustos (Reuters) - Suriye iç savaşında çatışmaların bu ay ciddi ölçüde hızlanması, uluslararası diplomasinin sonuç vermesi halinde, hükümet ve isyancıların olası barış müzakerelerinde ellerini güçlendirme çabası olarak değerlendirilebilir.
Suriye'de savaşan taraflar üzerinde nüfuzu olan ülkeler arasındaki üst düzey temasların sonuca ulaşması önünde büyük engeller var.
Bunların başında da Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın geleceği konusunda üstesinden gelinmesi imkansız uzlaşmazlık geliyor.
Bazı uzmanlar şiddetin tırmanmasının çatışan taraflar üzerinde nüfuzu bulunan ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, İran ve Rusya arasında müzakere edilen yeni bir aşamaya girilmiş olunabileceğinin bir belirtisi olabileceğini ifade ediyorlar.
İç savaşı izleyen Batılı bir diplomat, "Çok kırılgan olmasına rağmen siyasi bir çözüm bulmak için şu ana kadar birlikte girişilen en büyük çaba olduğunu görüyoruz. Siyasi bir çözüme herkesin ihtiyacı var, herkes bitkin... Siyasi çözüme hazırlık adına askeri hareketlilik yaşanıyor" dedi.
Suriye'deki iç savaş Mart ayında şiddetlenmeye başladı. Suudi Arabistan ve Türkiye'nin desteklediği isyancılar, Lübnan Hizbullah'ı ve İran'ın desteğiyle ayakta kalan tükenmiş Suriye güvenlik güçleri karşısında bir dizi zafer kazandı.
Bir süreliğine hafifleyen çatışmalar Ağustos başından bu yana tekrar hızlandı. Çatışmaların şiddetlenmesi, İran ile aralarında ABD'nin de bulunduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkelerin Tahran'ın nükleer programı hakkında vardığı tarihi anlaşmayla aynı döneme denk geliyor.
Esad'ın üzerindeki baskıyı artırmaya çalışan isyancılar, Suriye rejimi için hayati önemdeki merkezlere taarruz başlattı. Başkent Şam ve Esad'ın mensup olduğu Nusayri mezhebinin yoğun olarak yaşadığı kıyı bölgelere saldırılar düzenlendi.
İSYANCILAR KARADAN, HÜKÜMET HAVADAN SALDIRIYOR
İç savaştaki isyancı gruplardan Asala ve Tanmieh Cephesi'nin lideri İyad Shamse, "Geçen ay devrimin önceki tüm aylarından farklıydı. Rejim üzerinde askeri veya siyasi bir çözümü kabul etmesi için güçlü baskı var" dedi.
Reuters'a konuşan Shamse, "Muhalefet sahada güçlü olursa, (masada) kendi koşullarını kabul ettirebilir. İyi sonuçlar alındı... Ancak rejimin de şiddeti tırmandırdığı açık, büyük katliamlar oldu" dedi.
Şam yönetimi isyancılara büyük ölçüde savunmasız oldukları hava cephesinden saldırıyor. Pazar günü Şam'ın Douma mahallesinde pazar yerine yapılan hava saldırısında en az 100 kişi öldü. Saldırı üst düzeyli bir Birleşmiş Milletler yetkilisi saldırıyı savaş suçu olarak nitelenmişti.
Hava kuvvetleri, asker sayısı açısından sıkıntı yaşayan Suriye ordusunun isyancılar üzerindeki temel üstünlüğünü oluşturuyor.
Suriye ordusundan bir subay, hızlanan çatışmaların Esad'ın müttefikleri İran ve Rusya'nın diplomatik inisiyatiflerini başarısız kılmayı amaçladığını belirtti.
"(Bu çabalar) Suudi'lerin arzularıyla uyuşmamış görünüyor, (isyancılar) her yerde faaliyetlerini artırdı. Sanki ortada Şam yönetimi üzerinde baskıyı artırmaya yönelik bir plan varmış gibi silahlı grupların liderleri daha aktif olmaya başladı" diyen subay, sözlerini "Eğer Şam'a yönelik saldırılarda artış olursa, güçlü bir karşılık verilecektir" diyerek sürdürdü.
Esad ve müttefiki Hizbullah bu esnada Lübnan sınırındaki Zabadani kentini ele geçirmek için tekrar taarruza geçti. Halbuki bu ay başında kentte ilan edilen ateşkes kısa süreli de olsa çatışmaların sona erebileceği şeklinde umut yaratmıştı.
Hükümet güçleri ayrıca ülkenin kuzeybatısında Hama kentinin korunması açısından öneme sahip dağları geri almaya çalışıyor.
Ülkedeki iç savaşı sahadaki kaynaklardan izleyen Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü Başkanı Rami Abdulrahman durumu, "Çatışmaların şiddetlenmesi savaşan taraflar ve bölgesel güçler arasında müzakerelere güçlü girme mücadelesinin bir parçası. Bölgesel güçler savaşan taraflara tüm güçleriyle destek veriyor" şeklinde değerlendirdi.
İSLAM DEVLETİ
Tüm bunlar olurken, Suriye'de tüm muhalif gruplardan daha fazla toprağı kontrol altında tutan İslam Devleti (İD) örgütü saldırılarını hızlandırdı.
İD isyancıların elindeki kuzey bölgelerine ve ülkenin ortasında Şam yönetiminin kontrolünde bulunan bölgelere saldırılarını hızlandırdı.
Örgütün Halep'in kuzeyinde başlattığı taarruz, İD'ye karşı kuzeyde yeni bir cephe açmak için ABD ve Türkiye ile güçlerini birleştirmesi olası isyancılara karşı önleyici bir saldırı niteliğinde.
Batılı diplomat, "Herkes yeni bir evreye hazırlanıyor. Henüz parametreleri ortaya çıkmamış da olsa, İslam Devleti bu yeni evrenin kendisine karşı şekilleneceğini biliyor" dedi.
Diplomatlar son siyasi çözüm girişiminin Rusya ve İran öncülüğünde ilerlediğini, ancak aşılması zor engellerle karşı karşıya olduğunu belirtiyorlar.
Rusya, İslam Devleti'ne karşı geniş tabanlı bir koalisyonun içine Şam yönetimini de yerleştirmeyi düşünüyor. Ancak bu koalisyonun içinde Suriye'nin geleceğinde Esad'ın yeri olmadığını savunan Türkiye ve Suudi Arabistan da yer alıyor.
İran daha önce yakında derhal ateşkes ilan edilmesini de içeren dört maddeden oluşan bir barış planını yakında Birleşmiş Milletler'e ileteceğini açıklamıştı. Üst düzeyli bir Rus diplomat, herkesin "fiilen" İslam Devleti ile mücadeleye odaklanarak Esad'ın arka plana düştüğünü ifade etti. Ruslar bu durumdan memnun görünüyor.
Rusya Suriye hakkında Esad'ın ülke yönetimi bırakmasını ön şart olarak öne süren hiçbir teklifi kabul etmeyeceğini belirtmişti. Moskova, Suriye yönetimi ve muhaliflerin Esad'ın kaderi üzerinde müzakere ederek birlikte karar vermesini istiyor.
Tüm bunlara karşılık Esad'ı devirmek için 2011'de başlayan ve en az 250,000 kişinin ölümüne, 11 milyondan fazla kişinin evsiz kaldığı iç savaşı yaşayan Suriyelilere Esad'ın gidişini garanti altına almayan bir anlaşmayı kabul ettirmek imkansız görünüyor.