Orhan Coskun
İSTANBUL, 22 Nisan (Reuters) - Eski Başbakan ve AKP üyesi Ahmet Davutoğlu yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:
*Seçimlerin ardından ortaya çıkan toplumsal ve siyasal tablo partimizin ve ülkemizin geleceği ile ilgili açık, şeffaf ve sağduyulu bir muhasebenin yapılmasını gerekli kılmıştır
*Başta İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarında alınan sonuç olmak üzere, partimizin toplumsal desteğinde görülen azalma gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız
*Son yıllarda partimizin insan-odaklı, özgürlükçü, reformcu, kuşatıcı siyasi söyleminin yerini devletçi, güvenlikçi, statükocu ve salt beka endişelerine dayalı söylem almıştır
*Partimiz ve ülkemiz, hırslarına esir düşmüş dar ve çıkarcı bir çevrenin ikbal kaygılarına terk edilemez
*Partimizin seçim sonuçları vesilesiyle yapacağı muhasebe ittifak siyasetini de içermelidir
*İttifak siyasetinin hem oy oranı hem de parti kimliği açısından partimize zarar verdiğini ortaya koymuştur
*Partimiz seçim sonuçlarını doğru analiz ederek ittifak siyasetini gözden geçirmelidir
*Hukuk güç biriktirme alanı değil, gücü denetleme ve ahlaki çizgiye getirme alanıdır
*Yargının kontrol altına alınması çabası hangi gerekçeyle ve kim tarafından yapılırsa yapılsın en büyük suç olarak görülmelidir
*Kuvvetler ayrılığını garantiye almak üzere, yasama erki yürütme ve yargı erkleri karşısında dengeleyici bir otonomiye sahip kılınmalıdır
*Seçim sistemi ve siyasi partiler kanunu gözden geçirilerek tek tek milletvekillerinin temsil gücü tahkim edilmeli, yasama süreci içindeki etkinliği güçlendirilmeli
*Yeni sistemin en asli unsurlarından biri olarak görülen partili cumhurbaşkanlığı uygulaması mevcut cumhurbaşkanımızın şahsından bağımsız olarak yeniden değerlendirilmeli
*Cumhurbaşkanlığı ile parti genel başkanlığı görevlerinin bir arada yürütülmesinin doğurduğu sakıncalar giderilmelidir
*Düşüncelerini ifade eden gazeteci, akademisyen, kanaat önderi, siyasetçi kim olursa olsun hiç kimse işini kaybetme, yaftalanma, sosyal medya linci ve hakaret tehditleri ile karşılaşmamalıdır
*Basın tek elden yönetilen bir propaganda aracı haline gelmiştir, gerçek basın özgürlüğü demokrasimizin bağışıklık sistemidir
*Usulsüz ve baskıcı metotlarla basında tekelleşmeye yönelmek türkiye'nin zihni kapasitesini daraltmaktadır
*Kamu yönetimde hısım ve akraba kayırmacılığının yaygınlaşması her türlü yozlaşmanın ve güç zehirlenmesinin en önemli sebebi, en çarpıcı göstergesidir
*Bütün kesimler ekonomideki kriz ortamını bizzat yaşarken bu gerçeği inkâr etmek, yönetime olan güveni sarsmaktan başka bir şeye yaramaz
*Yaşadığımız ekonomik krizin temelinde bir yönetim krizi yatmaktadır
*Son dönemde ekonomi yönetiminde alınan kararlarla serbest piyasa ilkelerinden uzaklaşılmaktadır
*Faiz dışı kamu harcamalarındaki artış ve ortaya çıkan bütçe açığının bir seferlik gelirlerle saklanmaya çalışılması da güveni sarsmaktadır
*Son dönemde ekonomi yönetiminde alınan kararlarla serbest piyasa ilkelerinden uzaklaşılmaktadır; denetim bağımsız, tarafsız ve nesnel ilkelere bağlı olmalı, asla bir baskı aracı ve tehdit unsuru olarak kullanılmamalıdır; bu çerçevede bankaların mevduat ve kredi politikalarına doğrudan müdahale çözüm getirmez.
*Ekonomi ile ilgili kararlarda açıklanan verilere duyulan güven olmazsa olmaz bir unsurdur, ne yazık ki son dönemdeki bazı uygulamalar verilere olana güveni sarsmaktadır
*Partimiz yöneticilerini, aydınları, her siyasi kesimden vatandaşları ortak vicdan, akıl ve irade temelinde ortak gelecek belirlemek için omuz omuza vermeye davet ediyorum