(Detaylar eklenerek yenilendi)
ANKARA, 21 Nisan (Reuters) - Türkiye'nin son dokuz yılına damga vuran gelişmelerden Ergenekon davasında Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını esastan ve usulden bozarak, "Ergenekon terör örgütü' bulunmadığı ve delillerin toplanmasında hukuka aykırılık yapıldığını saptadı.
İstanbul Ümraniye'deki bir gecekonduda Haziran 2007'de ele geçirilen el bombalarıyla başlayan davanın mahkeme süreci 6 yıldan uzun sürmüş, yerel mahkeme olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 5 Ağustos 2013'te açıkladığı kararında eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP Milletvekili Mustafa Balbay gibi çok sayıda asker ve sivil kanadından isimlere ağır cezalar vermişti.
Ancak Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararının ardından sanıklar tahliye edilerek, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiş ve yüksek mahkemedeki süreç başlamıştı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmaları, Yargıtay tarihinde, 17 oturumun yapıldığı Balyoz Planı davasından sonra en uzun süren duruşma oldu.
Haber kanallarına göre Ergenekon davasının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi bugün açıkladığı kararla yerel mahkemenin kararını bozdu.
Yargıtay, Ergenekon'da delillerin toplanmasında hukuka aykırılık görerek yerel mahkemenin hükmünü tamamen bozarken, "Ergenekon terör örgütünün" kim tarafından ve ne zaman kurulduğunun, suçlarının, hiyerarşik yapısının ortaya konulmaması, liderinin belli olmaması gibi nedenlerle 13. Ağır Ceza'nın "Ergenekon terör örgütü" kabulünde isabet bulunmadığına hükmetti.
Ergenekon davası ile Danıştay davasının birbirinden ayrılmasına karar verildiği de belirtilirken, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un konumu nedeniyle Yüce Divan'da yargılanması gerektiği, bu nedenle de yerel mahkemenin hükmünün yanlış olduğu ifade edildi.
Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer haber kanallarında yer alan açıklamasında savunma tarafının itirazlarını yerinde bulan Yargıtay'ın çok esaslı bir bozma kararı verdiğini belirterek, eski genelkurmay başkanının bundan sonra ancak Başbakan'ın izniyle yargılanabileceğini kaydetti.
Ergenekon'da yargılanarak yıllarca hapis yatanlar arasında yer alan CHP İstanbul Milletvekili emekli Albay Dursun Çiçek ise ilk değerlendirmesinde "Çektiğimiz acıların, bize yapılan işkencelerin bedelini bir şartla affediyor, hakkımızı helal ediyoruz. O da bu suç örgütünden devletimizin, milletimizin temizlenmesidir" dedi.
AKP hükümeti, 17 ve 25 Aralık 2013'te yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine bazı eski bakan ve çocuklarına karşı yürütülen operasyonlardan emniyet ve yargı kurumlarında Gülen cemaatine yakın isimleri sorumlu tutarak, bu operasyonları hükümete karşı "devlet içine yerleşmiş paralel yapının darbesi" olarak nitelendirmişti.
Gülen cemaati ile hükümet arasındaki iplerin tamamen koparak, Gülen cemaatinin "terör örgütü" olarak belirlenmesinin ardından da Ergenekon ve Balyoz gibi üst düzey TSK mensuplarının yargılandığı davalar hükümet yetkilileri tarafından "milli orduya kumpas" olarak nitelendirilmişti.