ANKARA, 27 Mayıs (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Batı dünyasının Mısır olayında sınıfta kaldığını belirtirken; Kıbrıs'ta yeniden başlayan çözüm müzakerelerini değerlendirirken de Türkiye'nin garantörlük haklarından vazgeçmesinin sözkonusu olmadığını söyledi.
NTVStar ortak yayınında dün akşam, Mısır'da askeri müdahale ile devrilen devlet başkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam kararı hakkında herhangi bir uluslararası girişimi olup olmadığı sorulan Erdoğan, konuyu çalışma arkadaşları ile birlikte izlediğini belirterek şunları söyledi:
"Burada eğer demokrasi diyorsak ve inanıyorsak o zaman demokrasi diyenlerin herseyden önce Mısır'daki bu yapılanmaya karşı tavır koymaları lazım. Koymuyorlarsa demokratlıklarından şüphe ederim. Mursi meselesinde yüzlerce insan idama mahkum oldu, ses yok. 4,000 kişi yargılanıyor , 40,000 kişi cezaevinde. Bence Batı dünyası bu olayda sınıfta kalmıştır."
Erdoğan Mursi yönetimine askeri müdahalede bulunan Sisi ile aynı masaya oturmasının söz konusu olmadığını belirterek, bu konudaki hassasiyetini koruyacağını belirtti.
KIBRIS MÜZAKERELERİ ve SURİYE
Adada taraflar arasında 15 Mayıs'ta yeniden başlayan kapsamlı çözüm müzakerelerine ilişkin soruları da yanıtlayan Erdoğan, Türkiye'nin garantör ülke olma durumundan kaynaklanan haklarından vazgeçemeyeceğini söyledi.
Kıbrıs'ta yeni başlayan süreçte garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin değil Avrupa Birliği'nin garantör olması fikrinin gündeme geldiği hatırlatıldığında ise Erdoğan, "O adil bir yaklaşım değil, kabul etmek mümkün değil. Bir kere AB kendi üzerine düşen görevi yerine getirmedi ki onun adaletine nasıl güveneceğiz? Böyle bir hakkı da yok. Üç ülkenin garantörlük hakkı var. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere" dedi.
ABD ile Suriye'de krize son vermek üzere yürütülen görüşmelerde ABD'nin politikasında herhangi bir değişiklik olup olmadığı sorulan Erdoğan bu konuda ABD'de demokratlar ve cumhuriyetçiler arasında görüş ayrılığı olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
"Şu anda biz Obama yönetimi ile ancak eğit donatta uyuşabildik. Uçuşa yasak bölge, güvenli bölge olayında anlaşamadık. Halbuki bunların olması lazım. Bu konuda biz Suudi Arabistan ile mutabıkız. Körfez ülkelerinden Katar, onlarla mutabakız. Bu tür bir adımın atılması noktası çok önem arzediyor" dedi.
Ankara Suriye'de çözüm için rejim ve İslam devleti ile mücadele etmek üzere ülke içinde güvenli bölgeler ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesi gerektiğini savunuyor, ancak ABD ile bu konuda uzlaşı sağlanamadı. Türkiye ve ABD ılımlı muhaliflerin Türkiye'de eğitilmesini ve ABD tarafından silahlandırılmasını öngören eğit-donat muatabakatını ise Şubat ayında imzaladı.
Türkiye'nin Suriye ve Irak ile uzun bir sınırı olduğunu ve gelişmelerden etkilendiğini belirten Erdoğan, "Türkiye tabii ki kendi göbeğini kendisi kesecek. (ABD ile) NATO'da beraberiz , beraber olmamız hasebiyle de ABD'nin bizimle müşterek hareket etmesi o da zaten NATO'dan gelen bir görevdir. Bunun adımı da zaten eğer iş o safhalara gelirse beraber atılacak adımın gereği neyse, o da atılacaktır diye düşünüyorum" dedi.