ANKARA, 15 Şubat (Reuters) - Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muižnieks, Nisan ve Eylül 2016'da Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretlerde elde ettiği verilere dayanarak hazırladığı medya ve ifade özgürlüğü zaptında, ülkede ifade özgürlüğünün yeniden tesis edilmesi için olağanüstü halin (OHAL) kaldırılması dahil acil tedbirler alınması gerektiğini açıkladı.
Muižnieks bugün kamuoyuna açıkladığı belgede, "Gazeteciler, milletvekilleri, akademisyenler ve sıradan vatandaşların da dahil olduğu toplumun geniş bir kesimine yönelik artan yargı tacizi ve hükümetin çoğulculuğu azaltan ve otosansürü artıran eylemleri sebebiyle Türkiye'de demokratik tartışma alanı endişe verici bir biçimde daralmıştır. Her ne kadar bu kötüye gidiş çok zor koşullar altında gerçekleşmiş olsa da, ne darbe girişimi, ne de Türkiye'nin karşı karşıya olduğu diğer terör tehditleri basın özgürlüğünü ve hukukun üstünlüğünü bu denli yok sayan tedbirlerin gerekçesi olabilir" değerlendirmesinde bulundu ve şu ifadelere yer verdi:
"Yetkililer, ceza mevzuatını ve uygulamasını gözden geçirmek, yargı bağımsızlığını yeniden teyit etmek ve ifade özgürlüğünü koruma yönünde yeniden kararlı bir tavır göstermek suretiyle acilen bu gidişatı değiştirmelidir."
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Gülen cemaati ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle emniyet, ordu ve kamudaki binlerce kişi hakkında soruşturmalar başlatılmış ve OHAL kapsamında yayımlanan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile binlerce kişi ihraç edilmişti.
Darbe girişiminin ardından yaşanan gözaltı, tutuklama ve ihraçlar Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği başta olmak üzere Batılı kurumların ve pek çok Avrupa ülkesinin eleştirilerine neden olurken, Ankara batıyı darbe girişimi karşısında Türkiye'ye yeterince destek vermemekle eleştirmişti.
Türkiye'nin Avrupa Konseyi ile işbirliği içinde basın ve ifade özgürlüğü konusunda büyük çabalarla sağladığı somut ilerlemenin son yıllarda duraklayıp tersine döndüğünü belirten Muižnieks, "bilhassa terör propagandası ve terör örgütüne destek kavramlarının aşırı derecede geniş uygulanmasının Türkiye'yi çok tehlikeli bir yola soktuğunu" kaydetti.
Muižnieks, mümkün olan en kuvvetli şekilde, Türk siyasi liderleri bu gidişatı değiştirmeye ve demokratik bir toplumda beklenen sorumluluğu ve hoşgörüyü göstermeye çağırdı ve şu ifadelere yer verdi:
"İlk adım mevcut olağanüstü hali kaldırmak ve sebep olduğu çok sayıda kabul edilemez ifade özgürlüğü, bilhassa medya özgürlüğü ve akademik özgürlük ihlallerinden geri dönmektir. Ayrıca, Türk yetkililer, hukuku ve uygulamasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadıyla uyumlu hale getirmek için Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu'nu baştan aşağı gözden geçirmelidirler. Bu sorunların ötesinde, hakim ve savcıların kanunları Türkiye'de ifade ve medya özgürlüğünü sürekli aşındıran bir şekilde yorumlaması ve uygulamasına yol açan hukuk kültürünü değiştirmek hayati önem taşımaktadır."
Muižnieks'in ziyaretinin ardından hazırladığı zapta ilişkin Türk hükümetinin değerlendirmeleri de kamuoyuna açıklandı. Bu belgede Avrupa Konseyi'nin kurucu ülkelerinden biri olarak Türkiye'nin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlılığı ve bu konudaki siyasi iradesinin tartışmasız olduğu belirtildi.
Muižnieks'in özellikle yargı bağımsızlığına ilişkin eleştirilerinin "kabul edilemez" olduğunun belirtildiği belgede, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL önlemlerinin sürekli gözden geçirildiği ve bu süreçte Avrupa Konseyi ile yakın bir diyalog olduğu da belirtildi.